Antakya şehir gezisi, Karatepe Milli Parkı, Adana’dan Mersin’e


Advertisement
Turkey's flag
Middle East » Turkey » Mediterranean » Mersin
May 19th 2009
Published: January 21st 2012
Edit Blog Post

Hititçe ve Fenike dilinde yazılmış yazıt Hititçe ve Fenike dilinde yazılmış yazıt Hititçe ve Fenike dilinde yazılmış yazıt

Karatepe Milli Partı - Osmaniye
16. Gün Antakya şehir gezisi, Karatepe Milli Parkı, Adana’dan Mersin’e

Sabah, Hristiyanlık açısından çok önemli olan Saint Pierre kilisesine gittik. Saint Pierre’in bir mağarada yaşadığı ve Hristiyanlığı yaymaya çalıştığı yere daha sonra bir kilise yapılmış. Sonraki durağımız Antakya Müzesi oldu. Antakya Müzesi, Mozaik eserler açısından dünyada ikinci büyük Müze. Mozaikler genellikle bölgedeki evlerin tabanlarından elde edilmiş ve Mitolojik karakterleri ve olayları sahnelemektedir. Müze biraz bakımsız, zaten tüm mozaikleri derinlemesine incelemek için de fazla vaktimiz yok. (Ayrıca Çingene kızından sonra artık Mozaikler anlamsız geliyor). Kendimizi hemen bir Künefeciye attık. Kral Künefe açık arayla en iyisi.
Öğleden sonra Antakya’dan yola çıkarak, Osmaniye’yi geçerek Toprakkale üzerinden Aslantaş Barajı kenarında bulunan Karatepe Milli Parkı’na ulaştık. Baraj gölü kenarında bulunan piknik alanında önceden hazırladığımız kumanyalarımızı, oradan sipariş ettiğimiz bir demlik çay eşliğinde yedik. Çok da iyi oldu; çünkü yoğun programdan bunalmıştık. Piknikten sonra az ileride bulunan Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesine yürüdük. Burada bölgede bulunan Geç Hitit dönemine ait Kabartmalar bulunmaktadır. Burada bulunan Hititçe ve Fenike dilinde yazılmış olan bir yazıt sayesinde Hitit yazısı çözülebilmiş.
Akşama doğru buradan ayrılarak uğradık. Sabancılar tarafından yapılan altı minareli camiyi gördük. Bildiğim kadarıyla 4 ve üstü minareli camileri tarihte sadece padişahlar yaptırmış. Caminin diğer yönünde Seyhan ırmağı üzerinde bulunan Taşköprü’yü fotoğrafladıktan sonra Tarsus’a doğru yola çıktık.
Tarsus, Saint Paul’ün doğduğu yer olması sebebiyle Hristiyanlık açısından önemli bir dini merkez. Son dönemde tarihi evlerin bulunduğu caddeleri, film yapımcılarının dikkatini çekmiş. Issız adam filminin de bazı sahneleri burada çekilmiş. I-phone’dan çalan film müziği eşliğinde sokakları gezdikten sonra Otobüslere bindik ve yarım saat sonra kendimizi Mersin’de bulduk. Otel havuzluydu; ancak biz Tantuni yemek için akşam Şehir merkezine gittik. Yaprak Tantuni’de 15 kişilik bir grup halinde Tantunilerimizi mideye indirdikten sonra dükkanın yan tarafında bulunan bir tatlıcıda çay içip Künefe yedik. Günün kaybedeni Tantuni idi. Benim pek hoşuma gitmedi. Künefe de Antakya’nın Künefesinin yanına bile yaklaşamadı. Otel’e dönerek hemen yattım.

Advertisement



Tot: 0.07s; Tpl: 0.01s; cc: 11; qc: 49; dbt: 0.0442s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb