YABAN ÇIÇEGI YA DA SILE


Advertisement
Turkey's flag
Middle East » Turkey » Marmara » Istanbul
June 30th 2011
Published: June 21st 2017
Edit Blog Post

Geo: 41.1754, 29.6133

GÜN 01 günlerden Perşembe:

İlk durağımız Şile oldu .
Hava yağayım mı yağmayayım mı mood'unda…
Şile, İstanbul iline bağlı bir ilçedir.
Marmara Bölgesi'nin kuzey doğusunda, Karadeniz kıyısındadır.
Doğuda Kandıra, güneydoğuda Derince, güneyde Pendik ve Gebze, güneybatıda Çekmeköy ve batıda Beykoz ilçeleriyle çevrilidir.
Yunanca bir kelime olan şilenin anlamı "yaban çiçegi"dir.
Şile adını bir bitki türü olan mercan köşkten alır
İlçede iskân çok eskiye dayanır.
Şile çevresinin tarih öncesinde (Cilalı Taş Devri) iskan edildiğini göstermektedir. Kefken ile Bulgaristan sınırı arasındaki Karadeniz sahil kesiminde yapılan tarih öncesine ilişkin çalışmalarda, çesitli yerlerde Paleolitik çagın muhtelif bölümlerine ve özellikle Epi-Paleolitik döneme ait bir çok konak yeri ve işlik saptanmıştır.
Buluntu yerlerinin sayısındaki artıştan, buzul sonrası dönemde (yaklaşik M.Ö. 12000 ile 6000 arasında) Karadeniz kıyı şeridi üzerinde önemli bir nüfus yoğunluğunun olduğu açıkça bellidir.
Nitekim İstanbul'un en eski buluntu yerleri arasında Şile'nin Ağva ve Sahilköy (Domalı) köyleri bulunmaktadır.
Marmara kıyısında Ambarlı'yı da içine alan kıyı konak yerlerinden biri olan Sahilköy, Aynı adı taşiyan koyun, kuzeyindeki kumluğun batısındadır.
Sahilköy'e ait yontma taş aletler, Göztepe ve Kazlar deresinin doğusuna rastlayan Dereağzı Tepesi üzerinde toplanmıştır.
Ayrıca, ilçede o dönem insanının yaşamı
için elverişli çok sayıda mağara bulunmaktadır.
Şile antik çagda iki defa istilaya uğramıştır.
Birinci istila, eski Yunanlıların Pers seferinden geri dönüşlerinde komutanları Xenophon tarafından, ikincisi de kıyı şeridini takip ederek ilerleyen Roma komutanı Lucullus tarafından gerçekleştirilmiştir.
Roma döneminin izleri Şile'de hala görülmektedir.
Doğu Roma İmparatoru Diokletianus zamanında (284-305), İnkese, Sofular gibi Şile mağaraları ilk inanan Hristiyanlar için tabii korunaklar olmuştur.
Gürlek Mağarası Doğu Roma askerlerinin yakaladığı ilk inanan Hristiyanları hapsettikleri bir cezaevi gibi kullanılmıştır.
Selçuklu Türkleri Kutalmışoğlu Süleyman Şah ile 1090 senesinde Şile'yi ele geçirdiler. 1097 senesinde ise 1. Haçlı orduları Şile'yi Selçuklulardan geri almıştır. Şile'nin tekrar geri alınması ancak Yıldırım Bayezid döneminde mümkün olmuştur. Şile, I. Dünya Savaşi'na kadar 500 yıl boyunca Türkler'in yönetiminde rahat bir yaşam sürmüştür. Daha sonra, İstanbul'un işgaliyle birlikte İngilizler'den cesaret alan Rumlar Şile çevresine yerleşerek Dumlupınar Zaferine kadar işgallerini sürdürmüşlerdir. Bu Şile de bir numara var ama ben çıkaramıyorum ...1924'de bütün sancaklar (mutasarrafflık) vilayet yapıldığında ,Şile'nin Üsküdar'a bağlılığı devam etmiştir. 1926'da yapılan yeni düzenlemeyle ,Üsküdar kaza haline getirilip İstanbul vilayetine bağlanınca Şile kazası da Üsküdar'la aynı yapı içinde yer almıştır. Ayrıca Şile, Cumhuriyet'in kuruluşu ile oluşturulan ilk belediyelerden biridir.

Tarihi ve Kültürel Mekânlar
Şile Kalesi
Şile Feneri
: Türkiye'nin en büyük, dünyanın da ikinci büyük feneridir(inanamıyorum), 1860 yılında kurulmuştur.
Şile Evleri
Sarıkavak Kalesi (Hasanlı Köyü)
Heciz Kalesi
Yeşilvadi
Hanımsuyu Çesmesi
Osmanlı Hamamı (Yeniköy)
Kilise Kalıntısı (Yeniköy)
Vaftiz Yeri (Yeniköy)
Kilise Kalıntısı (Yeniköy)
Lahit Mezar (Sortullu Köyü)
Papazın Çesmesi (Kabakoz Köyü)

Gezilecek Yerler:
Kumsal ve Plajlar : Şile merkez olarak 10 km. uzunlukta bir kumsala sahip olmakla birlikte Karadeniz kıyısında 60 km.lik bir uzunluğa sahiptir.

Onbir göller vadisi : İlçenin görülmeye değer önemli doğal güzelliklerinin yer aldığı alanlardan birisidir.
Hacıllı Köyü yakınlarındadır.
Köydeki su değirmeninden doğuya doğru Göksu kolu olan Değirmendere Vadisi, 500m. Takip edilirse birinci göle ulaşilır.
Vadinin devamında büyüklü küçüklü göl eğim kırığı/şelale ikilemi onbir defa tekrar edilir.


Kumbaba Tepesi : İlçenin en önemli turistik ve doğal fizyoterapi doktoru denen Kumbaba Tepesi, 60 rakımlı kırmızı - turuncu renkli, demir/bakır alaşimlı ve radyonktriteli kumları olan bir tepedir.
Kumbaba Tepesi zirvesinde Kumbaba'nın mezarı vardır.
Yapılan araştırmalarda Bizanslılar tarafından Güneş Hamamı olarak kullanılmış, saray gemileriyle yaz aylarında buraya gelerek güneş banyosu alırlarmış.
Burasını, ismi meçhul olan Türk (Kumbaba) bir kimyager gibi etüd etmiş ve Şile Kumluğunun natür ile tedavi için uygun bulmuştur ve bir çok hastanın tedavisinde
kullanılmıştır.

Ağlayan Kaya : Ağlayan Kayalar, Şile Feneri'nin 600 m. gerisinde, taşlar arasından çıkan bir su kaynağıdır.
Akış biçimi ağlayan bir insanın gözyaşlarına benzetildiği için bu adı almıştır.


Altmışlarda Zeki Müren ‘in ünlendirdigi Şile, daha sonra bir çok Yeşilçam filmine mekan oluyor(hani son sahnede yavaş çekimle birbirlerine kavuşan sevgili sahneleri).
Babamın daha sonraları "Radyo mavisi" olarak adlandırılacak zenci boyda portatif radyoyu bana verdiği günleri anımsıyorum..
kaldığımız Otelin balkonunda I found my Love in Portofino yu gerçek dalga sesleri ile dinlediğim günleri anımsıyorum…her neyse daldım gittim


İlk durağımız liman oldu.
Puslu bir hava var.
Biraz oyalandıktan sonra fener arkasından ağlayan kaya ve belediyenin otel yaptığı limana vardık.


Otel sahilde biraz eğreti duruyor ama boş ver ..neyimiz doğru ki ?

Oradan Ağva ya yöneldik..

Advertisement



Tot: 0.135s; Tpl: 0.013s; cc: 10; qc: 23; dbt: 0.0596s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb