TRABZONSPOR'LU LİMALILAR


Advertisement
Peru's flag
South America » Peru » Lima » Lima
February 15th 2018
Published: May 8th 2018
Edit Blog Post

GÜN 14 15 ŞUBAT PERŞEMBE:
Sabah ritüeli olarak, Ayşeciğim’le görüştüm.

Azıcık hasret giderdik..

Bugün hedef olarak, şehrin havalı bir semtine gitmeyi planlıyorum.

Otobüsüme bindim…. Ricardo Palma ‘da inip az yürüyerek “Miraflores” semtine vardım..

Bu arada Lima otobüs şoförleri, sadece kendilerine ayrılmış parkurlarda, Formula 1 performansı sergiliyorlar..

otobüs içinde tutunmadığınız taktirde haliniz dumandır..abartmıyorum otobüs tenha ise uçarsınız...

Miraflores ‘te konut ve dükkan kalitesi derhal değişti..

Çok hoş bir park içinde “Cafe de La paz”a kuruldum.. adı üzerinde tam bir barış cafesi (Bu cafe ile kahve arasında gidip geliyorum..bir türlü doğrusunu bulamıyorum ) ..Etrafta güzel çiçekler… açık hava olduğundan, üzerinize üfleyen herhangi bir şey yok..Çok sevdim ..

Sütlü kahvemin, keyfine vardım..

Sabah keyiflerimi bir güzel yaptıktan sonra, civarda dökme mal satan bir dükkandan kendime ucuz bir gömlek aldım.

Kadınların bir çuval malzemeyi didiklemelerini seyretmek çok neşeli oluyor..

Beğendikleri bir şey olunca, ne olur ne olmaz, belki bir başkası sulanır diye derhal anaç tavuklar gibi malın üzerine kapanıyorlar ..

Bazı giyim eşyalarımla vedalaşma zamanım geldi..Bu gömleği onların yerine alıyorum..

Yola çıkarken de böyle hesaplamıştım…çamaşır yıkamak ile vakit kaybedeceğinize, yeni ucuz t-shirtler almak daha avantajlı...

Taşıdığın kilo değişmiyor eskisini at yenisini al...para değil yıkamaya daha çok verirsiniz..


Öğlen buranın en ünlü lokantası sayılan “Lucha di Sanguechia” diye bir yerde, beni rahatsız etmeyen,tahammül edilir bir sandwich ve meyva suyu ısmarladım..Diğer yerlerde sandwichler fazla karışık oluyor .Yiyemiyorum..

Yemekten sonra, yakınlarda olduğunu sandığım, Huelca’ya gitmeye karar verdim.

İyi ki bu kararı almışım..

Sandığım kadar yakın olmadığından ,Dünya kadar yol yürüdüm ..

Çok güzel saklamışlar …İspanyolcan olmazsa, hayatta yerini bulamazsın..

Peru halkı çok yardımcı… ne var ki bilmediklerini uydurmakta pek mahirler..

aynı bizim gibi...biliyormuş gibi bir hava takınıp manasız bir yeri işaret ediyorlar...


Allahtan, vücut dillerine baktığımda, bir bok bilmediklerini çabuk anlıyor ve tekrar "check" etme gereğini duyuyorum..

Nereden baksanız Türkiye antremanım var...Ahmet Berker kardeşimin kulakları çınlasın Ağrı dağı tepelerinde çok manasız yerlere

yollandık bu yöntemle...


Huelca, Lima kentinin ortasında özgün bir ören yeri..

Müthiş bir tarihi mekan içinde, MÖ 1500 yılında Lima’lıların nasıl yaşadıklarına,neler yaptıklarına dair bir yaşama tanık oluyorsunuz.

Bu tarihi yeri zorunlu olarak rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz ..İyi ki gelmişim..Çok keyiflendim ..

Canlandırma heykellerinin, kıyafetlerine ve kullanılan renklere baktığımızda, Lima’lıların esas olarak Trabzon’lu olduklarını anlıyorsunuz..

Kıyafetler Bordo-mavi ..

Erkekler V yaka ,kadınlar oval yaka kıyafet giyiyor..

Şimdiye dek katıldığım en güzel ören yeri ziyareti oldu..

Lima tarihte birkaç kez ciddi deprem geçirdi ve yer ile yeksan oldu..

Burası, eski Lima’lıların bina yapımında kullandıkları “kütüphane tekniği” nedeniyle 8,4 depreme karşı direnmiş.

Deprem binalara tık dememiş..çok kısa bilgi veriyorum..

Kil topraktan kutu gibi dar tuğlalar yapıyorlar ..Bu tuğlaları, aralarında boşluk kalacak şekilde, yan yana yerleştiriyorlar .

Aralarında hava boşluğu olan 5-6 Tuğlayı üstten ve alttan birbirlerine bağlıyorlar ve bu böyle devam ediyor..

Bunları üst üste dizdiklerinde, çok sağlam zeminler elde ediyorlar..Gerçekten de bu tapım tekniğine deprem meprem bir şey yazmaz…yazamaz..

Lima’nın ortasında kalmış bu antik şehirde, hala o dönemde yetiştirilmiş hayvan örnekleri ile yine o dönemde yetiştirilmiş sebze ve tahılları sergiliyorlar.

Bir an içinde, yüzlerce yıl geriye gidiyorsunuz..

Bana ilginç gelen pamuklarının beyaz değil sarı renkte olması ve bizde olduğu gibi pamuk dikeninin olmayışı..sıkıntısız topluyorlarmış..

Her neyse, fırsatınız olursa mutlaka ziyaret etmenizde yarar var..

Ziyaret sonunda, tekrar ana yola kadar yürüyüp Formula 1 aracı haline dönüştürülmüş ,otobüsüme bindim ve otelime döndüm..

Akşam üzeri şehrin önemli etkinliklerinden biri sayılan “sihirli sular” a gitmeye karar verdim..

Artık "toplu taşıma" bende sular seller gibi..Estadiou (Stadyum ) durağında inip az yürümekle ,bizim eski Ankara Gençlik parkı gibi bir yere geldim.

Saygılı çocuklar,ihtiyarlardan para almıyorlar Bunun yerine fiyatı sıfır yazan bir bilet veriyorlar.

Çok şık, bir “su akar, deli bakar” gösterisi oldu..Işık ve ses oyunları ile, suları koordine ediyorlar..

Meraklısı çok …çoluk çocuk toplanıp gelmişler….

Bir de, bu muhitte evli çiftlerin resim çektirme adeti yaygın ..

Ortada bir sürü gelin ve onların arkasında ilginç poz yakalayacağım diye koşturan fotoğrafçılar ..

Gelinler bir günlüğüne dahi olsa kendilerini Hollywood starı sanıyorlar..hepsi kaprisli...hepsi zalim


Bugünkü rehber, "Lima ya yok denecek kadar yağmur yağar" demişti.

Kısmetime ciddi bir yağmur başladı..

Gösteri alkışlar arasında bitmeden önce, adeta milli marşları olan "El Condor Pasa" mutlaka çalınıyor ( bizdeki yaygın inanç aksine kondor, paşa falan değil..bildiğimiz akbaba...pasa da geçiyor demek ..El Condor Pasa "akbaba geçiyor" demek ...hepsi bu )

Yani iyi ki bir şarkıları var ..Her fırsatta çalınıyor …içimiz dışımız Condor oldu...


Zaten bundan daha melodik bir şarkıları yok gibi..

Bizim hesapla bu ezgi, “bir şarkısın sen ömür boyu sürecek” tadında..

Gösteriden sonra, kente döndüm ve gündüzden gözüme kestirdiğim, “Damero” adlı klasik ,fakat gösterişli bir cafeye gittim..

Latin'de kahve savaşları çok mühim..Bizdeki “Çiköfte” gibi hepsi “en kralı bizde” diye yırtınıyor..

Bana komik geliyor ama ilginç bir şey …çoğunun ekmeği bundan galiba …

Bilgi olarak sunuyorum:Dünya’nın en büyük kahve üreticisi 2750000 ton ile Brezilya, onu 75000 ton ile Colombia izliyor güney Amerika da….


Peru ise, gerilerde nal topluyor ama iddialarını sürdürüyorlar..

Bugün verimli bir gün oldu..Bir kere eski Limalıların, eski mısırlılarla neredeyse aynı kıyafeti giymeleri bana ilginç geldi.

Hele sokakta karşılaştığım erkeklerin önemli bir bölümü, adeta Kral Faruk ‘un kardeşleri ya da dublörlerini andırıyorsa..kim bilir ?

Bu düşüncelerle uykuya dalmışım..

Günün Görselleri aşağıda :
















Additional photos below
Photos: 7, Displayed: 7


Advertisement



Tot: 0.077s; Tpl: 0.013s; cc: 10; qc: 27; dbt: 0.031s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb