COPACABANA

---

GÜN 39 12 MART 2018 PAZARTESİ

Teoman, feci bir şekilde bozum oluyor zira bugün benim doğum günüm.

73 ü bitirip 74 ‘e giriyorum ve Allah uzun ömür versin babam hala hayatta .

Bu doğum günlerini hiç sevmedim ve hiçbir zaman benim için bir şey ifade etmedi..

Evrende, Dünyanın yeri ne ki ?

Göz açıp kapayana dek geçen bir zaman diliminde ,senin zamanının önemi ne ki ? doğum günün önemli olsun ..

Tesadüfen doğmuş olduğun bir tarihe, önem yüklemeyi anlayamadım ve anlayamayacağım..

Sabah çıkmadan önce ailemle konuştum..tebrikleri kabul edip sokağa fırladım..

İlk durağım "Maracana" stadı..

Futbol hayranı değilim ama sanıyorum ki bu stad futbol dünyasının en büyük spor mabedlerinden biri..

1950 yılında açıldığında, resmi 199.854 kişinin katıldığı (aslında 210.000 )

FIFA Dünya finalinde, Uruguay, bu futbolla yatıp futbol ile kalkan Brezilya’yı 2-1 yenmez mi ?

Bu nasıl bir kader abi ?...Kısmetsiz herifler ...Allahın Uruguayı,Almanya'sı adamların izzeti nefsini kırıyor...


Bu kapasitesi ile Dünya'nın en büyük stadı seçilen Maracana stadı,2014 FIFA Dünya kupasının düzenlendiği yılda yeniden restore edilerek, redüksiyona uğramış ve 79.000 kişilik hale getirilmiştir.

Maracana metro istasyonu, bu kalabalıklar düşünülerek dev boyutlarda yapılmış..

Bulvar genişliğinde bir üst yoldan, direkt stadın önüne giriyorsunuz ..

İhtiyar kontenjanından bir bilet alarak stadı gezme turuna katıldım.

Yanımda benden az yaşlı bir İtalyan var ..ne kadar heyecanlı Ya Rabbim..yerinde duramıyor...


Sahanın kenarına geldik.

Çimler biçiliyor..Görevliler çalışıyor ..

Bu İtalyan kardeşim, çiti atladığı gibi, sahanın içine girdi …secde ederek çimleri öpmeye başlamaz mı?

Hemen iri kıyım iki güvenlikçi, İtalyan’ı yakaladığı gibi, karga tulumba saha kenarına taşıdılar..

Güvenlikçiler ve diğer çalışanlar ,bu taşkınlığı bir taraftan anlayışla karşılıyorlar…gülüyorlar ama sahaya girmek yasak


İtalyanla dost olduk ….bana heyecanla Brezilya ya sırf bunun için geldiğini anlatıyor..

Neler var? ne fanatikler var ? anlayınız lütfen..

Stad, gerçekten adamı etkiliyor ..

4 bir tarafa, dev ekranlar koymuşlar ..Arkalarda olup, ayrıntıları göremiyorsan ekranlardan izlemek mümkün..

Stadın bir de müzesi var..

Pele’nin yırttığı ağlar,(hazret 1000. golünü de bu stad ta atmış )

efsanevi sağ açık Garrincha nın heykeli,

Papa nın ziyaret fotoları,

Kraliçe Elizabeth ‘in oturduğu koltuklar ..

ne ararsan var..

İyi ki burasını programa almışım.

Sao Paulo bozgunundan sonra ,benim için değişik ve unutulmaz bir anı oldu..

Metro'ya yürürken, Pele nin 73 yaşında Arjantine attığı 1284 cü ve son golü düşünüyordum..

Ben yaşta bir herif Arjantin gibi bir takıma 1284 cü golü nasıl atar ?

Yanıtı sizin ferasetinize bırakıyorum...

Metro ile Arcoverde’ye geçtim..

Sahile doğru az yürüdün mü ? efsanevi Copacabana plajına erişiyorsunuz..


Brezilya’da geçen tüm filimlerde gördüğün "Copacabana", canlı olarak karşında..

Amaaaan bir keyiflendim...Vallaha hoşuma gitti.

4 km boyundaki bu plajın adına ilişkin rivayetler muhtelif ..

Aymara dilinde kota kahuana “göl manzarası “ demekmiş..

İspanya’nın Sevilla kentinde incelenen İndia yazıtlarına göre, “kotakawana” And mitolojisinde bereket tanrıçası oluyor ..

Batıda ki karşılığı Yunanda Afrodit ,Romada Venus..

Plajda 6 adet gözetleme kulesi güvenliği sağlıyor ..

Bir takım özel girişimcilere iskemle ve şemsiye kiralama hakkı vermişler.

Aynı girişimciler size duş yapma olanağı da sağlıyor..

Çok dikkatli bakıyorum, ama etrafta Afrodit mafrodit yok..oldukça enine ve arkaya doğru gelişmiş bir neslin örnekleri var…

Dar ebatta olanların alayı turist..


Şimdi sizlere "Rio’da plaja ve denize nasıl gidilir?" bilgisini sunuyorum..

Bu bilgilerin tamamı benim ev sahibem tarafından verilmiştir.

Ben sadece uygulayıcısıyım..

1-Pasaportunuz kesinlikle evde veya otelde olsun..

Yanınızda olmasın ( anladığım kadarı ile Brezilyalılarda pasaporta bir merak var )

Benim yanımda sadece metro'ya beleş binmemi sağlayan Türk ehliyeti var ..

Bu belge hiç kimseyi açmıyor ..

2- Mayonuzu altınıza giyiniz ve bir havlunuz olsun..

3-Kıyıda bir şeyler içecek kadar çok az bir paranız olsun.

4-Üzerinizde fazla aksesuar olmasın ve bunları bir yere toplayacağınız küçük bir çanta olsun.


( telefon,anahtar,fotoğraf makinası,güneş kremi,yağı gibi )

5-Ayağınızda terlik olsun ..ayakkabı çorabı unutun..

6-Üstünüzde bir t-shirt ve altınızda sadece bir pantolon olsun.

Şimdi sıra, sahile yakın oturan çocuklu bir aile bulmaya geldi..

Bakınız, gözünüzün kestiği çoluk çocuklu ve eli yüzü düzgün bir aile bulduğunuzda, çıkarıp bırakacağınız eşyalar için izin isteyiniz ..

Küçük çantanızı üstünüzden çıkardığınız t shirt ve pantalona sarıp sarmalayınız ..

Terlikleri de sotalayınız ,dilerseniz onlarla denize girebilirsiniz..

İşte Brezilya da denize girmeye hazırsınız..

Planı aynen uygulayıp, kendimi Atlas okyanusuna attım..

Ölü dalgalar sahile isteksizce vuruyor..

Denizi çok tatsız..bel hizasına kadar yürüdüm ..ve aynen Datça’da olduğu gibi sırtımı dönerek gelecek dalgayı bekledim..

O ölü dediğimiz dalga ,sırtıma vardığında adeta canlandı..

Bir ara ciğerimin benden önde gittiğini hissettim ..

Bu ne be ?

Şimdi niçin kimsenin yüzmediğini anladım..

Bu suda yüzülmez....dalgaları kollayarak sadece ıslanılır..Anadolu tabiriyle millet sadece çimiyor..

Bende öyle yaptım …biraz serinledim ve kıyafeti bıraktığım aileye teşekkür ederek ,duş almaya gittim..

Bu arada müessif bir olay yaşandı ...Yunanistandan ucuz bulduğum için aldığım lastikli pantalon kemerinin tokası düşmüş...

sonuç: bizim pantalonun da yer çekimine kapılarak düşmesi tehlikesi doğdu...unutmayın ki seyahatte mutlaka kilo veriyorsunuz..


Duşa bakan çocuk hemen derdimi anladı ve inanmayacaksınız ama acilen bir toka imal etti ve gururla takdim etti..

Pek te güzel çalışıyor ..Tabi derhal çocuğu gördüm aldığı bahşişe hayret ederken,


bendeniz ,iskemle ve şemsiye kiralamak yerine ,sahilde bir cafeye gittim..

Biramı ısmarlayıp kendime doğum günü hediyesi yaptım..

Çok iyi geldi ..

Gölgede oturuyorum, biraz esinti var..

Dipte güzel bir müzik ..

Bu arada ,Brezilya müziğinin, latin bazlı kıta müziğine, on kafa çaktığını belirtmeden geçemeyeceğim..

Mutluyum.yapacak bir şey yok ve yaşamım filim gibi gözümün önünden geçiyor..

Çok şükür bugünleri de gördüm..

Sonra toparlanıp geriye döndüm..

Küçük bir restoranda yiyip ,otelime döndüm..

İnternet olağanüstü yavaş,sinir bozucu ve kötü…


bu nedenle doğum günümü kutlayanlara yanıt veremediğimden ötürü üzgünüm.

Beni affetsinler..

Güneşin inmesini bekledim ve yakınlarda bir restorana daldım.

Doğrusu kaldığım yerden fazla uzaklaşmak istemedim.. hiç abartmadan yemeğimi yiyip yattım ..

Günün Görselleri aşağıda :

---