PIRI REIS ANISINA...

---

Geo: 40.4103, 26.6708

GÜN 02 GÜNLERDEN CUMARTESİ:
güzel uyumuşum ...
8:30' a kadar oyalanıp çıktık.
Sahilde güzel kahvaltı salonları var.
Birisine oturduk, mükellef bir kahvaltı yaptık..
Bugün Zafer bayramının ertesi ...kent bayraklara bezenmiş..
Çiçek gibi güzel bir yer olmuş Gelibolu..
Kahvaltıdan sonra ,interneti olan tek kahve ( artık bu bizim bildiğimiz kahve... öyle cafe ,mafe değil ) Nezih'te oturduk..
Gelsin kahveler, gitsin çaylar.
Lapseki den gelen feribotları izliyoruz.
Bu keyfin bedeli olarak, kahvenin çıstak müziğine katlanmak zorundayız..
Zira, burası güzel esiyor..
Ayşe'yi Nezih'te bırakıp ,nostaljilerimi yaşamak üzere çarşıya daldım..
Artık aklıma neler takılıyor …neler ..
Önemli bir şeymiş gibi kafayı taktığım ilk Serkisof saatimi aldığım saatçi mi ?
Lastik şirketi satıcısı olarak, 4 kez lastik patlatarak buralara geldiğim günleri mi ?
Meydanda ki lastik tamircisine, lastikçi olduğumuzu söylememiştik tabi…
Toprağı bol olsun, Avrupa da az kalsın sabun olacakken ,Türkiye'nin "vatandaşımızdır" diye çekip aldığı, Lazar Ruso ve Allah uzun ömür versin Polat kardeşimle, seyahatlerim gözümün önünden akıp geçiyor..
Efendim, benim gençliğimde, Ege'ye ve özellikle İzmir' e gidecekler, ( köprü olmadığından ) Gelibolu ve Eceabat üzerinden Anadolu'ya geçmeyi yeğlerlerdi..
Bu nedenle, buraları bizim için yol üstü sayılırdı..
Hey gidi günler hey..
Öğlende, Ayşe'yi alıp Osmanlı mutfağını ziyaret ettik..
Nasıl çıktığımızı hatırlamıyorum..
Hepsinden azar azar herşeyi denedik..üstüne de ,köşede, bir Roma dondurması..
Ben otele döndüm …Ayşe Kahveye..odada kavurucu güneşe rağmen bir güzel uyumuşum.( air conditionner kullanmadığımı belirtmek istiyorum...beni saniyede hasta eder )
Şekerlemeden sonra, Ayşe'yi kahvede buldum..
Gazeteler ,sınır da yaşanan rezaletleri yazıyor ama kimsenin iplediğini sanmıyorum..
Hayat devam ediyor ...
Güneş inerken, bir bira yapalım dedik ..
Bu arada biraz Gelibolu anlatayım..
Gelibolu, Çanakkale'nin ilçesidir.
Ancak Troya kenti kadar eski olduğu varsayılmaktadır.
Önceleri ,Critote olan kentin adı,Makedon koloni hareketi sırasında 'güzel şehir' anlamındaki Kallipolis olarak değiştirilmiştir.(M:Ö 5 YY)
1204 yılında haçlı seferi ,Bizans imparatorluğunu soyup soğana çevirirken, Gallipoli Venedik elindedir .1204 te Cenovalılar, Venedik takımını buradan sepetleyerek bizzat yerleşmişlerdir.
Türkler, 1354 te sahneye çıkıyorlar ve Osmanlı'nın Avrupa daki ilk ayak izleri Gelibolu da görülüyor..
Beyazıt'ın , 1389-1403 yıllarında inşa ettiği hisar hala hayattadır..
Gelibolu, Çanakkale boğazının çok stratejik bir yerinde yer aldığı için daha sonra ipini koparan her devlet, buraları kontrol etmek sevdasına düşmüştür.
Esas korkunun, Rusya'nın sıcak denizlere ulaşmasını önlemek olduğu açıktır.
I Dünya savaşında, bir çok acı sahneye tanık olması yanında 1920-22 yıllarında resmen Yunan işgali altındadır..
1923 yılında, Lozan görüşmeleri sırasında buradaki ve İmroz'daki Yunan halkı mübadeleye tabi tutulmuştur…( gençler için mübadele,değiş tokuş demektir )
Şehrin adı üzerinde rivayet muhteliftir..
Bir diğer olasılık ta kentin adının bir galat yerleşimi olması nedeni ile Galliopolis isminden geldiğidir.
Günümüzde Fransa, Belçika, İsviçre ve Ren kıyılarını içine alan bölgeyi ele geçirmiş Romalılar, tarafından bu bölgeye Galya, halkına da Galatlar adı verilmiştir.
Galatlar olarak adlandırılan bu savaşçı halk, MÖ 281 yıllarında Trakya Krallığı'nın içinde bulunduğu bocalama döneminde ,Balkanlara, Çanakkale ve İstanbul boğazları üzerinden de Anadolu'ya geçmişlerdir. Nereden nereye ?
Aralarında Asteriks var mı bilemiyoruz...
MÖ 278 yılında Anadolu'da Sakarya ve Kızılırmak havzasını kapsayan bölgeye de 'Galatia' adı verilmiştir.her neyse....
Gelibolu, yada yabancıların tabiri ile "Gallipoli", çok ilgisiz görünmesine rağmen, Avustralyalıların yaşamında çok önem kazanmış bir yerdir ..
Bildiğiniz gibi, 1981 yılında fimi bile yapılmıştır .
Mel Gibson'un rol aldığı filimde, güzelim Ozzy'lerin Bondi Beach'te sörf yapmak yerine, İngiliz dolduruşuna getirilerek ,20000 km uzakta bu sahillerde nasıl BBQ yapıldıklarını anlatır..
MÖ 278 yılında Anadolu'da Sakarya ve Kızılırmak havzasını kapsayan bölgeye de 'Galatia' adı verilmiştir.... her neyse....
Gelibolu'yu gözümde önemli kılan tek unsur: Piri Reis'in doğum yeri olmasıdır..
Doğrusu burası ona yakışır..
Pîrî Reis,(1465-70, Gelibolu - 1554, Kahire), Türk-Osmanlı denizci ve haritacısı.
Amerika'yı gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla tanınmıştır..
Karamanlı bir ailenin çocuğu olan Ahmet Muhyiddin Pîrî'nin ailesi, Fatih Sultan Mehmed devrinde padişahın emri ile Karamandan İstanbul'a göç ettirilen ailelerdendir. Aile, bir süre İstanbul'da yaşamış, sonra Gelibolu'ya göç etmiştir. Pîrî Reis'in babası Karamanlı Hacı Mehmet, amcası ise ünlü denizci Kemal Reis'tir. Pîrî denizciliğe amcası Kemal Reis'in yanında başlamıştır; 1487-1493 yılları arasında birlikte Akdeniz'de korsanlık yaparak Allah ne verdiyse götürmüşler. Venedik üzerine sefer hazırlığına girişen II. Beyazid'in, Akdeniz'de korsanlık yapan denizcileri, Osmanlı donanmasına katılmaya çağırması üzerine,1494'te amcası ile birlikte İstanbul'da padişahın huzuruna çıkar ve birlikte donanmanın resmi hizmetine girerler. Pîrî Reis, 1495-1510 yıllarında, İnebahtı, Moton, Koron, Navarin, Midilli, Rodos gibi deniz seferlerinde görev aldı. Akdeniz'de yaptığı seyirler sırasında, gördüğü yerleri ve yaşadığı olayları, daha sonra "Kitab-ı Bahriye" adıyla ,dünya denizciliğinin ilk kılavuz kitabı olma özelliğini taşıyacak olan kitabının taslağı olarak kaydetti. Pîrî Reis, 1511'de amcasının bir deniz kazasında ölümünden sonra Gelibolu'ya yerleşir… daha çok Gelibolu'da kalıp ,haritaları ve kitabı üzerinde çalışır. Bu haritalardan ve kendi gözlemlerinden yararlanarak 1513 tarihli ilk dünya haritasını çizmeyi başarır. Bu haritayı, dünya ölçeğinde önemli kılan nokta, günümüze kalmamış olan Kristof Kolomb'un Amerika haritasındaki bilgileri içeriyor olması rivayetidir. Pîrî Reis, 1516-1517 yıllarında İstanbul'a geldiğinde, tekrar Osmanlı donanmasının hizmetine girmiştir. Derya Beyi (Deniz Albayı) rütbesini alarak, Mısır seferine gemi komutanı olarak katılır. Donanmanın bir kısmı ile Kahire'ye geçip, Nil ırmağını çizme fırsatı buldu. Pîrî Reis seferden sonra, tuttuğu notlardan Bahriye için bir kitap yapmak amacıyla Gelibolu'ya döndü. Derlediği denizcilik notlarını, bir Denizcilik Kitabı (Seyir Kılavuzu) olan Kitab-ı Bahriye'de bir araya getirdi. Pîrî Reis'in 1526'ya kadar olan yaşamı,Kitab-ı Bahriye'den izlenebilir. Pîrî Reis, 1528 yılında , ilkinden daha içerikli ikinci dünya haritasını çizdi. Ne var ki ,finali pek parlak olmamış maalesef... Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1554'te boynu vurularak idam edildi. İdam edildiğinde, 80 yaşının üzerinde olan Pîrî Reis'in terekesine devletçe el konuldu. Muhteşem Süleyman dizisinde bu muhterem korsana paralel devletin çete başı rolü verilmiştir.. Hey gidi Piri Reis hey ...yemişler seni be korsanım... Biraz efsaneyi uzattık ama, vallahi böyle bir değer için ne kadar yer ayırsak azdır.. İngiltere seyahatimde, ciğeri beş para etmez kaptanları, nasıl allayıp pulladıklarını görünce, bu adamcağıza bir borcumuz var diye düşünüyorum.. Özellikle, mütevazı bile sayılmayacak büstünü gördükten sonra… Kardeşim, sen Osmanlı 'ya yazılacağına İngiltere'ye yazılmış olsaydın bugün Greenwich'i ziyaret ettiğimizde devasa heykelinin önünde şapka çıkartırdık. Kahbe kader işte ... Artık güneş indi.... sular mor lacivert oldu ve bizim İlhan restoran zamanımız geldi. Gündüzden sıkıladığımız için, bu sefer masamız biraz daha faça… Restoran da gerçekten tıklım tıklım.. Garsonumuz süper .. Çok ciddi bir ifade ile :"Dün akşam ki duruma bakarak 50 ile başlamanız uygun olur." diye fetva verdi..ikiletmedik.. Yemekler yine nefis, Kalamar yine muhteşem..güzelleştik ve dönüp yattık.. Gelibolu'yu bayağı seviyoruz ... Günün anılarını bir klip te topladım... adresi şöyle

---