YAĞMURUN SESİNE BAK

---

---

Geo: 43.4703, 11.0438

GÜN 14 günlerden Çarşamba
Dün gece yine yağdı.
Allahtan sabah biraz açıldı.
Ben hemen tezgahı açtım.
Yazılarımı hesaplarımı ve notlarımı tamamladım.
Sonra Ayşe uyandı.
Ufak tefek bir şeyler atıştırdık ve önemli bir karar vererek iki yağmur arasında Şahbazı(bizim minibüsü) düzenleme kararı aldık.
Yatakları toparladık .
Silkeledik etrafı bir güzel düzenledik.
Eskiler boşuna dememiş kervan yolda düzülür diye... biz de gide gide daha organize olmayı geliştiriyoruz.
Gerçi dönerken de organize olmak var ama bizimki bu kadar uzun sürmedi.
Yıkandım.
Traş oldum ve hatta Şahbaz'ı yıkadım.
Öğleden sonra programımız olan San Gimignano ya gitmeğe karar verdik.
Daha şehri yeni terketmiştik ki bir yağmur ..bir afet ve inanmayacaksınız bir de dolu fırtınası..yok daha neler..
Tüm arabalar yol kenarındaki ceplere sığındılar ve afetin geçmesini beklediler.
Neler oluyor ?
Felaket yaklaştı mı ne ?
Ayşe ye hak vermeye başladım.
Ulan bu İtalyanın iklimi bayağı boktan yani..
Her gelişimizde, mutlaka sular seller ortalığı alıp götürüyor.
Nermin'in tüm sapıtmalarına karşın babadan kalma "karine" hesapları ve "olsa olsa" metotlarını kullanarak San Gimignano'ya vardık.
Burası bizim Mardin'in yakışıklı olanı.
Müthiş ve yemyeşil bir ovanın ortasında ,tepeye yükselen tarihi bir kent. Daha aracı yeni park etmiştik ki ,yukarıdaki ayağımızın yere bastığını anlayarak yağmuru başlattı.
Birazcık yürüdük ve kendimize oturacak bir yer bulduk.
Tıklım tıklım dolu bir kafe burası....
Biz neyse, fakat garibim Amerikalılar ,güneşli İtalya yalanlarına aldanarak don paça gelmişler.
Burayı San Fransisco sanıyorlar..
Ayaklarında şıpıtık terlikler ...üstte tül inceliğinde gömlekler...
Yağmur altında, ilimin iti gibi titreşip duruyorlar..
Biz hiç olmazsa, bu dolmayı yemedik ama..... yağmur da yağmur hani ..
San Gimignano, Toscana bölgesinde etrafı surlarla çevrili, çok iyi korunmuş olan bir Ortaçağ kasabasıdır. "
Ortaçağın Manhattanı"olarak adlandırılan yerde 12 ve 13. yüzyıllarda yapılmış olan kulelerden günümüze dek 14 tanesi ayakta kalabilmiştir.
Bölgenin "Vernaccia" adlı beyaz şarabı meşhurdur.
Sağı solu biraz gezdik ve kentin merkezi sayılan tepeye yürüdük.
Meydana vardığımızda,yağmur çıldırdı ..oluk oluk sular tepe aşağı küçük şelaleler olarak akıp gidiyorlar.
Bu meydanda ,bir sürü tarihi eser yanında ,"Dünyanın en iyi dondurmacısı" olduğunu iddia eden bir dondurmacı mevcut.
Yağmura rağmen ,önünde kuyruk olması, belki bunu doğruluyor ama ben bir Türk olarak, "dünyanın " diye başlayan tüm değerlendirmelerini kaydı ihtiyatla karşılarım.
Neyse dondurma güzeldi doğrusu .
Biraz daha oyalandık ve yokuş aşağı salarak park yerine geldik.
Şahbazımıza atlayıp Siena'ya doğru yola çıktık .
Burada Poggibonsi diye bir yer var .
Adı bana çok komik geliyor.
Orada bir markete uğrayıp biraz alışveriş yaptık.
Grappa ve Limoncello bilem aldık.
Konu ile çok alakalı olmamakla birlikte, bu yağmur ister istemez Mine Koşan'ın "Yağmurun sesine bak" şarkısını hatırlatıyor ...

Bir de küçük video :
http://tripwow.tripadvisor.com/tripwow/ta-00a2-e9e8-2c8f?lb

---