PRAIA DA LUZ ...

---

---

Geo: 38.4833, 23.55

GÜN 16 GÜNLERDEN CUMARTESİ:
Sabahleyin ,kampın 2 kadın yöneticisi bizleri sevgi ile uğurladılar..
Olağan üstü nazik ve düşünceli bir kadroları var …
Bravo doğrusu..
Yola çıktık.... yolda markette durup Istanbul için ouzo aldık..
Biliyorum herkes bal,zeytin vs alıyor, bizim tercihlerimizin iktidarla çatıştığını da biliyorum..ama illa ki bir zıtlık olacak…
kendimi tutamıyorum…
Yol üstünde Termoply 'dan geçtik ...azıcık değinelim ...
Savaş, Sparta kralı I. Leonidas'ın komutasındaki Grek şehir devletleri ittifakı kuvvetleri ile I. Serhas komutasındaki Pers kuvvetleri arasında cereyan etmiştir.
Pers ve Grek kuvvetleri, MÖ 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Artemision Deniz Muharebesi'yle aynı günlerde, Ege Denizi sahiline yakın Termopylae Geçidi'nde karşılaşmıştır.
Antik kaynaklarda üfürme sonucu bir milyondan büyük olduğu öne sürülen bir Pers ordusu geçide ulaşmıştır.
Ancak bugün bu rakam fazlasıyla abartılı bulunmaktadır.
Günümüz tarihçileri, 100 bin ile 300 bin arasında değişen bir rakamı kabul etmektedirler.
Serhas, dört gün boyunca saldırıya geçmemiş, beşinci gün Geçit'e taarruz etmiştir. Grek savunması iki gün boyunca ard arda gelen Pers saldırılarını göğüsleyerek durumunu korumayı başarmıştır.
İkinci günün sonunda Epialtes adında o civardan biri, Grek hatlarının gerisine çıkan küçük bir dağ geçidini Perslere göstererek Greklere ihanet etmiştir.
Kuvvetlerinin arkadan çevrileceğini fark eden Leonidas 300 Spartalı, 400 Tebaili, 700 Therpianlı ve birkaç yüz savaşçı ile birlikte Geçit'te kalmış,
Grek Ordusu'nun büyük bir kısmını geri göndermiştir.
Kral Leonidas'la birlikte bu artçı birliği muharebe alanında imha olmuştur.
Hikayeyi daha sonra 300 Ispartalı filminde görmek mümkün...
Film, İran tarafından, İran karşıtı propaganda olarak nitelendirilmiştir.
Filmin "Yunanları asil ve kahraman,Persleri ise kaba, vahşî ve zenci" olarak gösterdiği söyleniyor.
Tarihçi İlber Ortaylı, filmi "bu yönüyle ve özellikle tarihi gerçekleri çarpıtması nedeniyle" eleştirmiştir.
Öğle yemeğini yol üstü bir yerlerde hallettik sonra Chalcis'e döndük..
MIO ( gps ) nedense, bizi köprünün tam ortasında karşı şeride geçirmek istedi..itibar etmedik..
Bu GPS ler ,nedense ,akıllı uslu giderlerken böyle sapıtabiliyorlar..
Chalkis' e teğet geçerek Drosia ‘ ya yöneldik..
Chalcis,Chalkida,Halkis gibi bir milyon yazılışı olan bu kent ,
Yunanlıların Euboea bizim Eğriboz diye adlandırdığımız adanın merkezidir.
Bu adayı anakaradan ayıran ve Eğriboz Körfezini ,doğu-batı doğrultusunda ikiye bölen ,Euripos (Evripos) adlı boğazın en dar yerinde kurulmuştur.
Boğazın genişliği, bu noktada, ancak metrelerle ölçülecek kadar daralır.
Zaten anakaradan adaya küçük bir köprü (Euripos köprüsü) ile geçmek mümkün…
Halkos yunanca bakır,bronz demek ....ama adada herhangi bir maden
kalıntısına rastlanmamıştır..
Tarihte, Truva savaşının gemilerinin toplanma alanı olarak ünleniyor..
Ayrıca bura halkının, Halkidiki ve Sicilya da 30 dan fazla koloni kurdukları söylenmektedir..
Aristo, yaşamının son yıllarını burada geçirmiştir..
Helenistik dönemde daha sonra Komagene imparatorluğunu
kuracak Suriyeli III Antiochus ve Karadenizli ( Pontus ) Mithradates'in
Yunanistanı zapt etmek için burasını üs olarak kullandıkları biliniyor…
1205 te, Venediklilerin eline geçen kentin adı Negroponte (kara köprü ) olarak değiştirilmiş…
1470 te Osmanlı sahne alır …taa 1870 ‘ e kadar..
Osmanlı donanmasının önemli bir üssü idi…
Mübadele sırasında, burada yaşamakta olan çok sayıda varlıklı ,Türk aile, gemilere bindirilerek Türkiye ye gönderilmiştir..
Yunan kardeşlerim,kusura kalmasın ama acılar tek taraflı çekilmemiştir…
Şimdi ,hala belgelerde sürdürülen mağdur edebiyatı, tarihsel gerçeklere kavuşmalıdır..
Kentin stratejik konumu nedeniyle , II dünya savaşı sırasında,Almanlar, 4 yıl
buralarda turist olarak kalmışlar..
Buraya tekrar gelmeyi planladığım için efsaneyi uzatmıyorum
Euripus köprüsünü aşıp Drosia ‘ ya yöneldik.
Drosia, Chalkis'in altınkum sahili..
Kampımız Praia Da Luz, yani "ışık otlakları" ( sanırsın ki ispanya'dayız ) insanı şaşırtıyor…
Adeta dev bir Reina, ya da Sortie …
Görevli Dimitri, bize gerçekten güzel bir yer verdi ..
Bir TIR'ın parkedeceği kadar geniş bir alanı bize tahsis etti..
Üstelik son derece gölgeli..
Yunanistan'da park yerinin gölgeli olması çok önemli...
"Pazartesi sabahı yokum" deyince, ücreti peşinen tokaladım..
Dimitri, bize özel bir buzdolabı bile tahsis etti..
Sevdim bu Dimitri'yi..
Sahil,çok havalı ve gerçekten fiyatlar Reina fiyatı ....bayağı uçuk..
Denizi dışarıdan güzel görünüyor ama aslında tatsız..
Ayşeciğim biraz rahatsız, bu nedenle ona alkolü kestik..
Güneş te tam istediğimiz gibi batmadı ..
Tabi Yunan' da, muazzam gün batımlarına tanık olunca, vasat olanı bizi kesmiyor..
Lokanta arayışı için biraz dolandım..
Sahilde 30' a yakın dev disco-plaj- cafe karışımı tesis var ..
Hepsi tıklım tıklım dolu..
Milletin, çok keyif yaptığı yerler gibi görünüyor ..
Kimisi sahilde spor yapıyor....
kimisi yeşil üzerine minderlere yayılıyor ..
müzikler birbirine karışıyor…vs vs
Tabi adamlar kriz nedeniyle ne yaptığını bilemiyor....
Sonunda, kendi yerimde yemeğe karar verdim..
yemekten sonra biraz daha içip yattım..

Günün Klipi şöyle :

Praia da luz camping videosu :

GÜNÜN ÖZETİ:

GÜN KM:309 KUMULATIF KM: 2101

ORT HIZ:76

MAX HIZ:

TOPLAM SAAT:4:00

SÜRÜŞ SAAT :

YAKIT E/Lt :

---