TALEBE CENNETİ MONTPELLİER

---

---

Geo: 43.6085, 3.87921

GÜN 68 Günlerden Çarşamba
Sabah ,erken kalktık.
Hayrettir bu sabah Ayşeciğin bile mood'u iyi...
Yola çıktık .....paralıdan gidiyoruz.
Bugün, aynı zamanda, Iber yarımadasını tamamen kıyıdan çevreleyerek bitirmiş oluyoruz ve İspanya ya "adios" deyip tekrar Fransa ya giriyoruz.
"Hasta la vista" demek daha doğru olur diye düşünüyorum.
Çok rahat bir etabı geride bırakarak, Montpellier de, kampımızı bir seferde elimizle koymuş gibi bulduk.
Bu moral, insanın gününün iyi geçmesini sağlıyor.
Bazan Dünyanın yolunu geliyorsunuz ama nihai atışı bir türlü gerçekleştiremeyince bayağı yoruluyor ve geriliyorsunuz.

Adresini veriyorum:
http://www.oasis-palavasienne.com/-English-.html

Allahtan Ayşecik, daima benden iyimser ve beni morallendirmeğe çalışır.
Kampta kimsecikler yok.
Dev bir, ısıtmalı yüzme havuzu var ama kimsecikler yok.
Sonbahar hızla gelmiş buralara.
Kamp adeta boşalmış.
Kamp çok geniş ve çok ağaçlı.
Yapraklara bakıyorum hızla düşüyorlar.
Seyahate çıktığımızda ağaçları hatırlıyorum bir de şimdiki hale bak...
bayağı hüzün verici....
Komşum ,rahmetli Yıldırım Gürses geliyor aklıma ...

"Her sonbahar gelişinde
Sarı ,sarı yapraklarda
Kuru dallar arasında
Sen gelirsin aklıma...."

Öğleden sonra, kampın önünden geçen 32 no lu otobüse biniyoruz.
Durduğu yerde, cicili bicili bir tramvaya bindik ve şehir merkezinde indik.
Montpellier (Oksitanca: Montpelhièr), Fransa'nın guney-batisinda, Akdeniz kiyisinda, denizden 10 km iceride, 1000 yildan daha fazla geçmişe sahip, Fransa'nın 8. büyük kentidir.
250 bin nufusunun, yaklasik 50 bini öğrencidir.
Tıp ve edebiyat fakülteleri ile ünlüdür.
Ayrica ,Barcelona'ya otobus ile 4 saat mesafededir.
Görüldüğü üzere, burası, tam anlamıyla bir öğrenci kenti.
Çok küçük fakat o denli sevimli bir şehir.
Marsilya yerine burayı seçtiğime sevindim.
Yakın dostum ve sınıf arkadaşım ,Tanju ve eşi Erzan, burada okumuş.
Bize mutlaka bir pastis içmemizi salık verdiydi.
Dediğini kırmak mümkün değil.
Place de la Comedie'de, Cafe Rich te pastislerimizi yuvarladık.
Rakı, Türklerin ve Türkiye'nin milli içkisidir ve "rakı" adıyla sadece Türkiye'de üretilir (Hatta nasıl üretilmesi gerektiği de Türk Gıda Kodeksi'nde harfiyen belirtilmiştir).
Ancak rakı benzeri birçok içki de bütün Akdeniz çevresindeki ülkelerde uzun zamandır tüketilmektedir
Fransa'da bu içkinin genel adı anis veya pastis'tir.
Aynen rakıda olduğu gibi sulandırıldıklarında kirli sarı-beyaz renk alırlar.
Pernod, Pastis 51, Ricard gibi markaları vardır
Meydandan şehre daldık.... orada burada biraz oyalandık...parklarında dolaştık.
Biraz alışveriş yaptık.
Artık komşularımıza ve aileye ufak tefek bir şeyler alma zamanı geldi.
Ayşe kendini çok yorgun hissettiği için, bir yerde iki lokma bir şey yeyip kampımıza dönmeye karar verdik.
Otobüs bizi çok bekletmedi ve hemen kampa vardık.
Ayşe oturduğu iskemlede uyuklamağa başladı.... ben hala direniyorum.
Yağmur başlayınca, biz de yandaki bungalowun boş verandasına taşındık.
Soframızı kurduk .
Müziğimizi ayarladık .
Kimsecikler yok ...
babanın evindeymiş gibi aç müziğini.
Bir noktadan sonra sundurma altı ,tam anlamıyla içkili gazino oldu.
Müthiş eğlendik .
Keyifler yaptık ve yattık.
Yağmur da umurumuzda değil ...
Bu eğlenceyi hiç planlamamıştık...kendiliğinden oluştu...en güzel eğlenceler de kendiliğinden gelişenler oluyor...

Hergün,günün karelerini toplayarak video haline getirdim ve kolaylık olsun diye You tube'a koydum ...ilgileniyorsanız aşağıdaki linki tıklamanız yeterli:

Şu anda orada Hava Durumu :
http://weathersticker.wunderground.com/weathersticker/sunandmoon_metric/language/www/global/stations/07643.gif'


Bugün Katedilen KM :339 Kümülatif :13484

---

Comments

[Tanju]

Afiyet ?eker olsun....