Advertisement
Published: September 18th 2009
Edit Blog Post
Cigdem Yorgancioglu Albania
Cigdem Yorgancioglu Albania Hicran Cigdem Yorgancioglu Arnavutluk seyahatinden Gunluklerinde bir kac kesit Eser Sahibi (H.ÇİĞDEM YORGANCIOĞLU) Bu gezi yazısına dair 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan doğan mali ve manevi hakların gerçek sahibidir.
ARNAVUTLUK
Kalp ve damarlarım ne istiyor bugün soruyorum ve diyor ki adına seyahat denen ,kıpırtılı bir canlı müzk istiyor … Ve yol veriyorum o müziğe yeniden … Adriyatik kıyılarında Balkan üzerine .
‘Shqiperi’ derler Arnavutlar ülkelerine, yani Kartal Yurdu.anlamında. Böyşece kartal gibi semalarda süzülerek uçuyorum Adriyatik üzerine .Sonrası 1 saat 20 dakikalık yolculuk ve Mother Theresa Havaalanı’na iniş ve Mother Theresa ‘nın burada hayatına başlayıp nasıl Calcuta’ya vardığına ait zihnimde geçen düşünceler .
Ülkede Arnavutça konuşuluyor . Bunun yanısra insanların çoğu İtalyancayı TV den öğrenmiş .Taksi icin 2000 LEK isteniyor ve pazarlıkla 1400 LEK e gidiyorum şehre .Tabi taksi şoförü ile kırık İtalyancamla anlaşıyorum. Pencere tencere yorgan çarşaf yavas yavas ortak kelimeler ve
Elbasan tava ya da Arnavut ciğeri yemeğe değil ciğerlerime dağ havası doldurmaya geldim Arnavutluk ‘a
Arnavutların ataları sayılan İllyrianların MÖ 2000’lerde, şimdiki Arnavutluk topraklarına ilk gelenler olduğu biliniyor. Arnavutlar, 4000 seneden fazladır bu topraklarda yaşamlarını sürdürüyorlarmış. Roma, Bizans İmparatorluğu, İtalya ‘nın ardından Osmanlıların eline geçmiş bir ülke burası. 1912 deki Balkan Savaşlarıına kadar 500 seneden fazla
Cigdem Yorgancioglu Albania
Cigdem Yorgancioglu Albania kaldı Osmanlı bu topraklarda . Türk egemenliği sırasında İşkodra vilayetinin Draç Sancağı'nda bir kaza merkezi olan Tiran, 17 . yüzyıla kadar minik bir köy olarak kalmış sonrada İşkodra Valisi Süleyman Paşa zamanında gelişmeye başlamış ..Arnavutluk ‘ta insanlardan en ufak bir rahatsızlık duymadım oldukça yardımsever ve iyi niyetli insanlardı gözlemleediğim. Arnavut damarı nasıldır nasıl ,inatçıdırlar bilmem buna tanık olmamı sağlayacak herhangi bir deneyim yaşamadım . Binalar bakımsız .Blok denen bölge nispeten daha eli düzgün binalardan mütevellit şehir yeni bir şehir . Her şey yeni yeniden inşa ediliyor .
1614 yılında Osmanlı Paşası Süleyman Bey tarafından kurulan Tiran şehri için öncelikle Tiran kelimesine bakınca eski Yunanca'da mutlak güç sahibi yönetici anlamı çıkıyor. . Şehrin içinden doğu-batı yönünde Lana Nehri geçmekte ve şehrin meydanında Arnavutluk tarihinde mühim yere sahip olan ve Arnavutluk halkını bir çatı altına toplayarak Arnavutluk'u kuran kişi olan İskender Bey’in (Gjergj Kastrioti Skanderbeg) cüsseli muazzam bir heykeli var. Nasıl oldu ise komunizm zamanında Ethem Bey Camisi’nin kalmasına izin verilmiş . Caminin yanındaki saat kulesi de pek fiyakalı . Ulusal Müze’nin yüzü meydana bakıyor .
Şehrin en geniş caddesi "Bulevardi Deshmoret e Kombit / Şehitler Bulvarı", İskender Bey heykelinin arkasında, bakanlık binaları çevresindeki Lana Nehri’.Gitiğim şehirlerde ya bir deniz yada nehir
olmalı sular geçmeli diyorum adeta.Sonrasında da birkaç gün önceki Tiflis yolculuğumda Mt'k'vari, nehrinde intihar eden kişiyi hatırlıyorum ve üzülüyorum içimden .
Arnavutluk komünist rejimin ardından gerçekten büyük değişim göstermiş, şehrin yarısı hafriyat ve şantiye sahası gibi sürekli yenilenme var .Eskiye pek kıymet verdikleri yok eski yapıların çoğunu yıkıp yeniden inşa ediyorlar şehri .Bu arada rejim zamanından kalan hükümet binaları çok da bakımlı sayılmaz , , opera binası hoş
1946’da iktidara gelerek köklü değişim ve dönüşüm dönemi yaratan Enver Hoca rejiminin devrilmesi sonrası yeni bir milat yaşamakta Arnavutluk .Sosyalist devrim sonrasında 45 yıl dünyaya kapılarını kapadıktan sonra 1991’de çok partili sisteme geçip, ertesi yıl Komünist Parti de iktidardan uzaklaşınca kapıları dünyaya yeniden açılmış.Milli Tarih Müzesi’nde elektrikler kesik. Dış cephesini Arnavut tarihinin anlatıldığı Albania’ adını taşıyan çok büyük mozaik bir pano kaplıyor. İlk kattaki mozaikte Arnavutluk tarihindeki mühim kişler var
National History Museum
Sheshi Skenderbej Tirana
18.07.2009
Otostopa sıcak bakan ülkelerden biri . Bu arada Müslümanlar bu ülkede domuz eti yemekten ve ev yapımı olan rakı içmekten kaçınmıyorlar . Rakıyı bizim gibi suyla karıştırıp içmiyorlar . 38 derece civarında alkol oranı . Kumarda oynanan bir ülke aynı zamanda . 1967-1990 arası tüm camiler ve kiliseler kapatılmıştı bu ateist ülkede bunun izleri
olsa gerek .
18.07.2009
Bir seçim yapmam gerekiyordu ya Adriyatik denizinde dalgalara koşacaktım ya da dağlara çıkacaktım . Bu kez 1617 metre yükseklikteki şehre 25 kilometre mesafede Dajti dağını seçtim . At beni bekliyordu o gün kandil miraç oldugundan o ata kendimce sonrasında Al Burak diyeceğimi bilmiyordum ne de büyük tesadüf idi miraç ta yükseklere dağa çekilmek şehre bugün. Dedim ya Gürcistanda iken şehirlere tepeden bakmak lazım diye . o günde TV kulesi mevkinden bakıyordum Tiflis şehrine . tepeden bakılası en güzel şehri ben yine İstanbul birilirm şairin dediği gibi.
Dajti Dağı, milli park ilan edilmiş bir kayak merkezi aynı zamanda yani bir de kışın görmeli . şimdi tam da piknik zamanı . Dağlık’ anlamına gelir ya “Balkan” kelimesi . Arnavutluk bu kelimeye hakkını veriyor. Ağaçlarının binalara tepeden el sallıyor . Atın üzerinde çimlerde raksediyorum adeta … adeta yada aheste … At beni sevdi bende onu.
Arnavutluk , Tiran
19.07.2009
Advertisement
Tot: 0.043s; Tpl: 0.012s; cc: 12; qc: 24; dbt: 0.0225s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1;
; mem: 1.1mb