Advertisement
Published: September 1st 2009
Edit Blog Post
Cigdem Yorgancioglu Thailand
Cigdem Yorgancioglu Thailand Cigdem Hicran Yorgancioglu Thailand
EFTALYA‘NIN DEVR-İ ÂLEM KÖŞESİ
H.Çiğdem Yorgancıoğlu
TAYLAND‘TAN ENSTANTANELER
(Bangkok Pattaya )
Bir pirinç tanesi gibiyim bugün. Elimde ekmekler olsun da olabildiğince balık beslemek geçiyor içimden. Bir ekvator havası dönüyor dönüyor.
İstikamet, Güneydoğu Asya… Hem Büyük Okyanus’a hem de Hint Okyanusu’na kıyısı olan bir ülkeye açılmak üzere düşler başlar. Havaalanına yol alıp Malezya üzerinden Bangkok’a gitmek üzere, Malezya havayollarına yönleniş ve MH31 15 Aralık Ist-Kul 15.45 uçağı ve yerel saat 8 e kadar 10 saat süren bir uçuş süresi. Malezya’ya ayak basışın hemen ardından Bangkok’a başka bir uçuş.
Eski adıyla “Siyam” olarak bilinen “Kral ve Ben” dizisinden aşina olduğumuz ve etrafta bolca “Tik ağaçları” bulunan bir ülke sınırları, Uzakdoğu
Burası Tayland. Turistler saygıyla ve çiçeklerle karşılanır derler ya bizde %80 nemin etkisi altında öyle karşılanıyoruz. Siyah incinin ülkesinde inci gibi beyaz dişli kızlar gülüyor. Hazır gelmişken Laos’a Kamboçya’ya da gitsek mi diye geçiriyoruz içimizden. Bangkok’ta hava alanında ilk yaptığımız şeylerden biri para bozdurmak, baht ile bahtiyar olunmuyor ama para lazım, acaba 100 USD’ kaç baht alınır ilk soru işareti. Otobüsün kliması bir kutup simülasyonu hazırlıyor adeta. Seyyar satıcılar var yollarda, tapınakların önünde şapkadan hindistan cevizi suyuna
Cigdem Yorgancioglu Thailand
Cigdem Yorgancioglu Thailand kadar ne ararsan var. İnsanlar zayıf ve minik. Buda’lar küp gibi tonton ve battal boy. Evlerde apartmanlarda %75 Tai , %14 Çinli, kalanıda Malay vb dağılıyormuş derler ya Singapurda, acaba burada da öyle mi? Trafik korkunç. Yavaş mı yavaş böylesi İstanbul‘da görülmedi diyebilirim.
İçimde sanki bir buhurdanlık gölgesi burnumda taze baharat kokuları. Karnım açıkmış canım nasıl fesleğenli risotto çekiyor. Hindistan cevizi suyu içiyorum, daha doğrusu tadını sevemediğim için içemiyorum oysa ne kadar farklı türleri varmış. Bir şehir turu tadında geziyor gözlerimiz, boynumuzda çiçekler.
Tayland’da 25.000in üzerinde tapınak var deniyor. Bangkok’un en eski tapınağı olan Vat Pao tapınağının içinde “Reclining Buddha” (Yatan Buda Heykeli) bulunuyor. Altın kaplama olan bu heykel için Tarihte Tayland’ı istila eden düşmanlardan heykeli gizlemek ve korumak için, içinin alçı ile kaplı olduğu söyleniyor. Arada bir rahiplerle selamlaştık. Kıyafetlerinin renkleri turuncu. UNESCO tarafından Dünya Kültür varlıkları Miras Koruma kapsamına alınmış yerlerden biri imiş. Altın Buda da som altından yapılmış. 46 metre uzunluğunda 15 metre yüksekliğinde. Yan yatmış Buda, Altın Buda…
Akşam yemeği için mekân seçimi “Seafood”. Slogan şöyle “If it swims we have it “ Eğer yüzüyor ise bizde vardır. Alışverişlerimizi yaptık ve pişirttik yemekleri. Yemek sonrasında Patpong
Cigdem Yorgancioglu Thailand
Cigdem Yorgancioglu Thailand gece pazarı gezisi, ayak masajım sona yetişti. Bu arada dürtükleyerek nerede ise mağazalarına içeri çağırmak ve “benden alışveriş yapın” demek isteyenler şaşırttı beni sakin Asyalıların ülkesinde. Kinestetik bir algılama şekline açık değilseniz Tai box ile uçan bir tekme atmak içten bile değil. Pavyon ve stantlardaki satılan ürünlerin kalitesi Mahmutpaşa kategorisinde denebilir. Bir de adamın birisi zararsız olduğunu iddia ettiği bir piton yılan getirmiş. Bu anlaşılır gibi değildi. İda buralarda çocukların pazara çıkarıldığını söylüyordu. Tuk tuklar ne kadar da çok yolda. Bir tanesini çevirip otele onunla dönüyorum. Taksi ile aynı fiyat. Newyork’takiler gibi emniyetsiz diyebilirim. Gece sabaha karşı bir hayli geç 3 gibi sokaklar hala hareketli. Ertesi gün Bangkok’ta geçer. 110 km batıdaki Damnuen Saduak adı verilen Yüzen pazara gidilmemesinin kayıp olup olmadığını gitmediğim için söyleyemem.
Menam nehri ve Thonburi kasabasının kanallarında Nehir turu sırasında bir hayli ilginç enstantane yakalanıyor. Doğu’nun Venedik’i diyorlar. Timsahları ve balıkları yemlemek gerek ekmekle yolda. Çocuklar ellerini sallıyorlar fakirlik zenginlikle iç içe geçmiş. Bir sonraki gün 145 km Güneydoğuya doğru yol alıp, tropikal bir sayfiye şehri olan Pattaya’ya yolculuk 2 saati geçer. Tayland’ın timsahları bir hayli meşhur malum. Börtü böcekli yollardan geçip vardığımız yer, Million Year Stone Park ‘da onların şov yerlerinden
Cigdem Yorgancioglu Thailand
Cigdem Yorgancioglu Thailand biri. Timsah şovu yapan delikanlı timsahları kuyruğundan tutup dürtükleyip çekiştirmekle kalmayıp kafasını da ağzından içerisine sokması adrenalinin arttığı bir ana dek geliyor. Tabi arada gazetelerde bunların kafa içinde iken ağzını kapatanlarına da tanık olmuyor değiliz. İşte bu Timsah çiftliği inanılır gibi değil, biberonunu çekiyor bir kaplan avucumdan. Dünyanın en büyük timsah çiftliği Samutprakan Tayland dedikleri bu mu yoksa. Timsahlara yem verme hadisesi pek hoşuma gitmedi gösteri entreasan idi. Çekik gözlü insanların bile gözlerini iri iri açmalarını gördüm. SAMUT PRAKAN Timsah Çiftliğinde geleneksel “fil futbolu”, için hayvan severlerin tepki gösterdiklerini hatta protesto yaptıklarını duymuştum ama halkın yinede bu kadar eğlendiğine inanmazdım bu izleyicileri görmesem. Hortumu ile tablolara vazolar yapan bir fil gördünüz mü hiç. Orkide çiftliğini ve Bonzai ağaçları ile mükemmel bir bahçe. Dekoratif çiçekler, müthiş bir peyzaj. Fil showda kalıcı bir etki bırakıyor Hortumu ile tablo yapan fil basketbolda oynuyor. Hatta futbolda üstelik bir de gol atınca hortumunu havaya kaldırarak sevinç gösterileri yapmaz mı, gol atamayınca da başı öne eğiliyor. Kızların üzerinden atlıyor popolarına dokunur gibi yapıyor. Nerede ise ağlamaklı oldum. Acaba ne işkenceler yapıyorlar bu maskaralık numaralarını hayvanlara öğretmek için.Bahçedeki maymunlarla biraz oynamak ve fotoğraf çektirmek için müşterilerini bekleyen Thai kızları ile konuşmak daha keyifli idi. Kısaca Nong Nooch
Tropical Village Turu fillere üzülmek dışında mükemmel geçti diyebilirim.
Ve ertesi gün içimde bir Hint okyanusu kıpırtısı ve yüreğimdeki denizkızının şarkısı. Öncesinde dipte köpekbalığı gibi bir mahlûkat var mı yok mu gibi sorgulamalara girmeksizin 22 metreye bir scuba dalışı yaptım. Sualtının faunası ve florası renkli fakat Kızıldeniz kadar büyülendiğimi söyleyemem. Pattaya’daki bu Mercan adasında Ada dönüşü kendimi yine fillerin arasına attım. Önce iri cüsseli bir fil bebekle kucaklaştım. Fillerin bütün azı dişleri aynı anda çıkmadığı için ağızlarında işlevsel olan tek bir azı dişi bulunurmuş ve bu diş yıprandıkça yerini yenisi alırmış. Dişine oturuyorum filin, kucaklıyor beni. Öyle bir manyetik alan olsa gerek ki o da anlıyor mutlu olduğumu ayrılamıyoruz. Günde ortalama 200 kg. ot yiyen bu muazzam canlının üzerinde yükseldikçe yükseliyorum uca bucağa ve yüksek dallara. Sonra da bir fil üzerinde tur tamamlanıyor.
Gece bir Alcazar Show: Bu şov Uzakdoğu’nun Broadway ve Lido tarzı kabaresini temsil ediyormuş sahnedekiler transseksüel. Tayland’da her yıl seçilen transseksüel güzellik kraliçeleri burada sahne alıyorlar mükemmel fotoğraflar çektik. Asya ve Uzakdoğu kostümleri, dekorları ışık ve ses efekti mükemmel. Dekorun ve müziğin içinde kayboluyorum bir pirinç tanesi gibi sakince Uzak Doğu’dan uzaklaşıyorum.
H.Çiğdem Yorgancıoğlu
Her
hakkı saklıdır. /Eserin tüm telif hakları EFTALYA // H.Çiğdem Yorgancıoğlu’na aittir. Eserin izinsiz kopyalanması çoğaltımı, yayını, dağıtımı halinde 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun hükümleri geçerli olacaktır.
Advertisement
Tot: 0.382s; Tpl: 0.011s; cc: 9; qc: 44; dbt: 0.042s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1;
; mem: 1.2mb
mustafa
non-member comment
help me
merhaba ben mustafa engin benim kız arkadaşım tayland nakhon si thammarat ta yaşıyor bende bu yaz oraya gitmek istiyorum bana biraz bilgi verebilirseniz çok sevinirim teşekkürler..