ADİEU LİSBON

---

Geo: 38.7072, -9.13552

GÜN 58 Günlerden Pazar
Sabah nisbeten geç uyandık.
Dün geceki deli rüzgar yok olmuş.
Öğlene doğru şehre inmeğe karar verdik.
Önce 405-415 no lu otobüsle Cascais'e inilecek.
Cascais Lisbon un Florya'sı.
Cascais' den trenle şehre gidilecek.
Otobüs 6 km lik yere 5.50 Euro deyince afalladım.
Ben bu Portekiz'i bir türlü anlayamadım.
Bir taraftan Avrupanın şimdiye dek en fakir fukara görünümü, öte yanda fiyatlarda bir uçukluk var .
Ön yargılarımdan sıyrılıp ,anlamaya çalışıyorum.
Deniz kıyısında güzel yerlerden geçerek Cascais e vardık.
Ayşeciği Mc Donald's'ta doyurdum .
Özlemiş kızcağız.
Cascais'den trene bindik.
Sormasak habire gideceğiz .
Meğersem "Cais de Sedre" diye bir yerde inmek gerektiğini zar zor anladık.
Buralarda İspanyolcan sökmüyor kardeşim.
Parazitli radyo gibi içinde çok jjjjjjjj olan bir dilleri var ..
Çok dikkat etmeme rağmen anlaşılmıyor ...
Şehir merkezine gitmek için, meğersem buradan da metro'ya binmek gerekiyormuş.
Kimse söylemedi bunu bize.
Metro bileti almak için bin türlü macera yaşadıktan sonra, bileti almaya muvaffak olduk.
Bir durak gidiyorsun ve Rossi diye bir yerde iniyorsun.
Burası şehrin merkezinde bir durak..
Şehrin çok kısa bir ana caddesi var.
Hepsi bu mu?diye şaşırıyorsun.
Tüm şehir de o kadarmış.
Ayşe ile ciddi hayal kırıklığı yaşadık.
Porto'dan sonra, şöyle şahsiyetli bir şehir bekliyorduk.
Neyse gelmişiz buralara kadar bir yerde oturup bir kahve içelim dedik...
Anında bir sürü arıza herif belirdi.
İşin tuhaf tarafı işletme sahipleri bunları uzaklaştırmak için bir gayret sarfetmiyor.
Bu keş takımı, turistlere salça olmak konumunda .
Yine alarm'a geçtim.
Allahtan bize sataşan falan olmadı.
Fakat bir ton turisti bizar ettiler...
Biraz dolaştık sonra sahil manzaralı bir meydana doğru yürümeye başladık.
Vardık, fotoğraflar çektirdik.
Lisbon bitti.
Programa ilaveten ,bir kuleye doğru tırmanmaya karar verdik.
Bir kilise ziyareti yaptık .
Yolda dönerken baktık Fado sesleri geliyor.
Eh Lisbon' da bir fado güzel gider diye düşündük .
Bir Fado bar'a girdik.
Bizim Türkü barların Lizbon versiyonu...
Artık ,Bar ile dondurmacı karışık bir ortam.
Millet, ailesi ile içeride bir taraftan tıkınıyor ,bir taraftan sıra ile sahne alan Portekiz çingenlerini dinliyorlar.
Biz de bir yere oturduk ama dondurma yemeyi, fado'nun haysiyeti ile bağdaştıramadığımızdan en azından bira söyleyelim dedik.
Bu fado dediğin, ilk dinleyişinde kulağa hoş gelir de arka arkaya 4 fado çektin mi boğazda samsa tatlısı yemişsin gibi ,biraz gıcık yapar.
Çok ciddi bayar...
Ayşecik ile bakıştık "it's enough" bakışması oldu bu.

Gidecek olanları uyarıyorum 4 ten fazla dinlemeğe tahammülünüz yoksa Fado ya çok büyük yatırım yapmaktan kaçınınız.

Biraz daha yürüyüp, vişne şurupları içtik.
Yahudileri 1506 da toplayıp yaktıkları, ve daha sonra üstün bir mizah anlayışı ile "Tolerans" meydanı adını verdikleri hoşgörü meydanını gezdik.
Çok eğleniyorum bu yaklaşımlarla .
Bizim Kıbrıs "Barış" harekatı gibi bir şey ..
Son Otobüsü saat 20 :00 de yakalamak üzere yola çıktık.
Zamanında varmaya muvaffak olduk .
Fakat Otobüs işletmesi alçakları, "kimse gelmez" diye kafalarına göre seferi iptal etmişler.
Millet kuş gibi ,habersiz bekliyor.
Bir Allahın kulu da durakta bekleyenleri uyarmıyor.
Sizce bu Portekiz milleti nasıl bir millet acaba? ..
Bir süre daha bekleyip, durakta bizim kampta kalan 2 Macar kızını aldık bir taksiye binip kampa döndük.
Taksi 6.10 Euro tuttu.
Otobüsle aynı fiyat .
Yahu bu Portekiz'lileri Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın e mi ?
Tadımız kaçtı.
Saatler de şaştığı için kampta yemeğe karar verdik.
Biraz salam, biraz peynir, bir şişe şarap üstüne Votka-Cola ve cumba yatak.
Doğrusu Lisbon bizi pek açmadı..
Belki de beklentinin çıtası yüksekti.
Artık bilemiyoruz...
Sizin de tadınız kaçmasın diye, Rahmeli Dario Moreno'nun Lisbon'a ait bir şarkısını sunuyorum :

günün videosu ise şöyle :

---