AMSTERDAM KEKLERI


Advertisement
Netherlands' flag
Europe » Netherlands » North Holland » Amsterdam
December 9th 2013
Published: February 5th 2016
Edit Blog Post

Total Distance: 0 miles / 0 kmMouse: 0,0

EINDHOVEN-AMSTERDAM


Geo: 52.3738, 4.89095

GÜN 05 PAZARTESI:
Sabah Koray hepimizden önce çıkmış .

Kızım, kendi telaşı arasında bizi beslemeyi ihmal etmedi.
Yemezsen de çok kızar haa !
Sonra Turhan hocam la toparlanıp çıktık.
Valizimizi sürükleyerek tren istasyonuna vardık ve biletimizi alıp trenimize bindik. Pazartesi sabahı olması hasebiyle, bir sürü insan yakın kentlere çalışmaya gidiyor ..Trenimiz kalabalık..
Hollanda Devlet Demir yolları, sanki herkes Hollanda vatandaşı imiş gibi Amsterdam yolu üzerinde 4-5 tane Amsterdam ile başlayan istasyon koyarsa ,haliyle bizim gibi köylüler, merkezden bir durak önce trenden inmek başarısını gösterebilirler.
Netekim öyle oldu..
Bir yerden dışarı çıkmak istedik
Allah'tan İslam dini imdadımıza yetişti ve Müslüman bir Tunuslu bizi idare ederek doğru yola soktu..
Nihayet Amsterdam'a vardık…
Otelimiz bir gemi..
Merkeze çok yakın bir Marina'da ..
Gittik otel gemimizi bulduk ve otelimize bayıldık ..
Konumu harika..
Çantaları bırakıp şehri teslim almak üzere yola çıktık.
Turhan Kardeşim, Amsterdam'a ilk kez geliyor …haliyle rehberlik bana düştü..
Önce merkezde bir kanal turu aldık ve bir taraftan sandwichlerimizi yerken çok keyifli bir kanal turu yaptık..
Kent kanalları artık çoğunlukla yük ya da yolcu ulaşımı için değil, tekne gezintileri için kullanılmaktadır.
Amsterdam ana tren istasyonu'ndan ve kentin öteki bir iki yerinden kalkan 40-50 kişilik gezinti tekneleri ile kentin kanalları gezilir.
Bunun dışında özel tekneler ve pedallı 4 kişilik tekneler ("su bisikletleri") de kanal gezileri için kullanılır.
Hava, Amsterdam'a yakışmayacak kadar pırıl pırıl …güneş her yeri ısıtıyor..
Şimdi Amsterdam'a ilişkin kitaplar dolusu bilgi vermek mümkün ama Istanbul 'la kardeş şehir olan, kanallar kenti, için sınırlı bir bilgi ile yetineceğiz …
Amsterdam, aslında Hollanda'nın başkentidir.
Ancak ülke hükümetin ve meclisin bulunduğu Lahey'den yönetilir.
12. yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan Amsterdam, bugün Hollanda'nın kişi sayısı bakımından en büyük, kültürel ve parasal yönden de en önemli kentidir.
Adı, ilk kurulduğu zamanlarda Amstel ırmağının üzerine kurulan su bendi ("dam") olan Amstelredamme'ın zamanla Amsterdam olmasından gelir.
Amsterdam, çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapılarıyla, Avrupa'daki en köklü kent dokularından birini barındırır.
Kentin eski bölümü,iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur.
Bu kanalların iki yakasındaki tarihî evlerin bir bölümü bugün ev, geri kalanı ise, kamu ya da özel iş yeri olarak kullanılır.
Hollanda'nın birçok yerinde olduğu gibi, Amsterdam'da da kanallar bataklık olan bölgede öncelikle suları denetim altına almak için kazılmıştır.
Bunun yanı sıra, savunma ile ulaşım için de kullanılmıştır.
Bazı kanalların üzerinde tekne evler bulunur.
Bunlar genellikle eski tekneler ya da baştan ev olarak tasarlanmış teknelerdir.
İlk olarak 60'lı 70'li yıllardaki konut sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkan tekne evler, bugünlerde yalnızca zorunluluktan değil, daha çok bir yaşam tarzı yeğlemesi olarak öne çıkmaktadır.
Kanal boyunca, 6 metre cephe ile sınırlanmış ve neredeyse birbirlerine yaslanarak hayatı idame ettiren evler göreceksiniz..
Bu arada her evin tepesinde göreceğiniz putrel üstündeki kancalar, eve taşınacak eşyaların ancak dışarıdan palanga ile yükseltilerek eve pencereden girmesini sağlamaktadır..
Yıllık 4.2 milyon turist ülke dışından Amsterdam'a gelir.
17'si 5 yıldızlı olmak üzere 350 otel ile toplamda 45 bin yatak kapasitesi bulunmaktadır.
Şehirde birçok müze bulunmaktadır.
Bunların en önemlileri Rjiks Museum ....diğeri ise Van Gogh Museum'dur.
Bunların dışında, Amsterdams Historisch Museum, Rembrandthuis, Anne Frank Huis, Hermitage, Troppenmuseum, Verzetmuseum Stadelijik Museum'u sayabiliriz.
Genelevlerin olduğu "Kırmızı Işıklar" bölgesi ("Red Light District") ile daha çok tütünle karıştırılarak ya da karıştırılmadan içilen esrarın, Space Cake (esrarlı kurabiye) ve mantarların satıldığı "kahvehane"ler ("Coffeeshop") kente gelenlerin ilgisini çeken yerler arasındadır.
Şehirde 1 milyonu aşkın bisiklet bulunduğu tahmin edilmektedir.
Ancak bisiklet hırsızlığı oldukça yaygındır.
Bu yüzden bisiklet sahiplerinin büyük kilitlerle bisikletlerini hırsızlara karşı koruma eğilimi vardır.
Şehir içinde araç kullanmak tercih edilmez.
Çünkü park ücretleri oldukça yüksektir.
Kısacası, Avrupa'da halkına tanımış olduğu özgürlüklerle sıra dışı bir kent olarak dünyanın yaşanası en mutlu kentler listesinin başlarında yer almaktadır..
Kanal turundan sonra, sırada ünlü Dome meydanı ziyareti var..
Bir tarafta aslanlı heykel, öte yanda Madame Tussaud müzesi ve dipte Belediye binası, meydanı çepeçevre zenginleştiren yapılardır..
Dome'dan şehrin merkezine doğru kaydık ve ünlü Kırmızı lambalı sokaklara yaklaşırken, iki zenci kardeş usulca sokularak bize paf-puf satmak istediğini hatırlattı..
Bizde potansiyel mi gördü ? nedir ? ..
Kibarca sigarayı bıraktığımızı ve sadece sağlıklı beslendiğimizi hatırlattık ..
Hemen ayrıldılar..
Yorgunluk kahvemizi kanallara karşı içtik
Ve ağır ağır gemi-otelimize döndük..
Turhan kardeşim yolda bir şarap ve peynir takviyesi çekti.
Gemimizin üst güvertesine kurulduk ..
Müzik olarak Senfonik Beatles seçildi..
Nemo müzesi ve olağanüstü güzel Amsterdam manzarasına karşın muazzam bir güneş batırdık ..
Samimi söylüyorum bu keyfi 10 yıldız bir otelde yapmanız mümkün değil yani…Güneş, batırıp kızıllıkları siyaha çevirirken, Avustralyalı bitirim otel yöneticisinden sağlam birahane adresi aldık…
Yürüyerek yakın bir yerde Amsterdam'ın en ünlü birahanelerinden biri olan Brouwerij 't IJ denen yere vardık.
Birahanenin yanında De Gooyer denen dev bir değirmen var.
Yer 1985 te müzisyen Kaspar Peterson tarafından açılmış..
Yaklaşık 7-8 çeşit ,organik kendine özgü bira üretiyor..
Hafiflerden başlayarak sertlere doğru yükseldik…Giderseniz adres:

Funenkade 7 1018 AL AMSTERDAM
http://www.brouwerijhetij.nl/

Vakti gelince kalktık... yürüme mesafesinde olmamıza rağmen sağlam olsun diye merkeze taksi ile döndük..
Her Amsterdam'a ilk gelen yabancı olarak, Turhan hocam şu kırmızı lambalı sokağı ziyaret edelim dedi…
Yeni gidecekler için söylüyorum artık bu sokaklar bir kere kırmızı lambalı değil ,kırmızı floresanlı.... ikincisi artık resmi Amsterdam turuna alınmış.... dolayısıyla 6 yaşında çocuklarında ziyaret edebildikleri bir etkinlik haline gelmiş..
Herhalde çocuklar, tül perdeler arkasında ,belli belirsiz görünen kadınları, Medrano sirki çalışanları olarak görüyor..
Söylemeye gerek yok ki, Turhan'ım ilk 15-20 adımdan sonra hayal kırıklığına uğrayan erkek mooduna geçti..
Bu arada yanımızda aniden biri Çankırı'lı biri Samsun'lu iki genç peyda oldu..
Hoş beşten sonra nerelisin ? aşamasını çabuk geçtik..
Abi şöyle gel …abi şöyle git bölümüne geldik ..
Turhanımla sadece bakışarak sarı alarma geçtik ve cüzdanı ,parayı sıkıladık..
Bir taraftan birbirimize "ne iş?" bakışları da atıyoruz..
Bir süre sonra, Turhan bir yere oturalım deyince oğlanların ikisi de “abi bize bir sakal “diye girişimci bir davranışta bulundular..
Turhan ‘la gülmeye başladık ve bu “bağış” ın nedenini sorduk..
Meğersem biz farkında olmadan ve her hangi bir talebimiz olmadan bize yol gösteriyorlarmış…
Bir İstanbul beyefendisi olarak kendilerine verdikleri hizmet için teşekkür ederek ..İstanbul'un en mutena semtlerinden biri olan “Çeşme Meydanı” muhitinden geldiğimizi hatırlattık..
"İllaki birisine sakal atılacaksa, onu da biz biliriz" dedik...
Allahtan çabuk anladılar ve ikiletmediler..
Öğlen, hacılar ,bize paf-puf satmak istediler....akşam kendi vatandaşlarımız bize hizmet pazarlamak istediler ..
Belli ki, biz, çok çaptan düşmüşüz...
Kek miyiz biz be oğlum ?
Kanal kıyısında güzel bir lokanta-Birahane bulduk..
Hava nefis
Açık havada oturarak ( mevsimin Aralık olduğunu hatırlatırım ) birbirimize mamalar ısmarladık ..
Güldük eğlendik ..
Belirgin bir saatten sonra ,nem başlayınca ,Hadi dedik ve Türk bir kardeşimizin kullandığı taksi ile otelimize döndük…
Gemi Otelde gençler eğleniyor ama yarın yolumuz var ...efendi gibi yatalım dedik..
Benim Buralara ilk geldiğim tarih 70'li yıllar ...daha sonra defalarca gelmek fırsatım oldu ama Turhan'la geçirdiğim bu Amsterdam günü unutulmazlar arasına girdi…
Bir tane yetmedi iki tane klip yaptım birisi gün için diğeri gece için ...







Additional photos below
Photos: 7, Displayed: 7


Advertisement



Tot: 0.124s; Tpl: 0.015s; cc: 9; qc: 25; dbt: 0.0595s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb