CHEZ IBRAHIM...


Advertisement
Greece's flag
Europe » Greece » Epirus » Parga
June 16th 2011
Published: July 31st 2015
Edit Blog Post

Total Distance: 0 miles / 0 kmMouse: 0,0

IGOUMENITSA-PARGA


Geo: 39.293, 20.3936

GÜN 48, GUNLERDEN PERŞEMBE:
Yola çıktık .Nermin "bana güvenmeyiniz" diyor...
Bildiğiniz gibi Nermin'in ( GPS ) burada nutku tutuluyor...sesi soluğu kesiliyor..
Kısaca Nermin bu arazide Fransız...
Kısa bir yolculuk sonunda, Parga'ya vardık..
Bildiğiniz gibi Parga ,"Muhteşem yüz yıl" dizisinden sonra çok inn...
Kardeşim Turhan, burayı pek methetti.
Biz de kalktık geldik.İlk görüşte birbirimizi sevdik..
İlk vardığımız kampı, hiç beğenmedim.
Elimizdeki belgelere göre, burası sözde bu bölgenin en iyi kampı..fakat kampı görünce bu bilgilerin yanlış olduğunu hemen anladım..
Yayınlayan da kusur bulamıyorum..bilgi verenler sahtekar...
Oradan dönüp tekrar Parga içine girdik.
Parga (Yunanca: Πάργα) Yunanistan'da, Epir Periferi'sinde, Preveze idari bölgesinde (nomos) küçük bir şehirdir.
2005 nüfusu 3500'dür.
Balıkçılık yaygındır.
Özellikle yazın turizm alanında rağbet görmektedir.
Parga'da doğmuş en önemli isim, İstanbul Sultanahmet'te İbrahim Paşa Sarayı'nı yaptırmış olan Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü sadrazamlarından Pargalı Damat İbrahim Paşadır.
"Pargalı İbrahim Paşa"," Makbul İbrahim Paşa", "Frenk İbrahim Paşa" ya da öldürüldükten sonraki ünvanıyla "Maktul İbrahim Paşa" (1493, Parga - 15 Mart 1536, İstanbul) I. Süleyman saltanatı döneminde, 1523?-1536 yılları arasında sadrazamlık yapmış, önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamış Osmanlı devlet adamı.
Parga yakınlarındaki bir köyde doğdu.
Değişik kaynaklarda, doğumunda Rum ya da İtalyan kökenli olduğu
belirtilmektedir Babası bir balıkçıydı. 6 yaşında korsanlar tarafından kaçırılarak Manisa'da dul bir kadına satılmış.
Bu kadın, İbrahim'in eğitimine önem vererek onu hem keman benzeri bir müzik aletini iyi çalabilecek şekilde, hem de birçok alanda en iyi şekilde yetiştirmiş.
Şehzade Süleyman Manisa'da sancak beyi olarak görev yaptığı sırada karşılaştığı ve arkadaşlık kurduğu İbrahim'i maiyetine almış.
Piyango o zaman vurmuş hazrete..
Bir başka açıdan piyango mu ? değil mi ? belli de değil ..
İbrahim Paşa'nın,anne ve babasını sadrazamlığı sırasında, İstanbul'a getirttiği kayıtlara geçmiştir.
Sultan Süleyman'ın maiyetinden, idamına kadar geçirdiği yıllar boyunca, padişahın yakın arkadaşı ve danışmanı oldu.
I. Süleyman padişah olduktan sonra, onunla birlikte İstanbul'a geldi ve Osmanlı Devleti'nde Sadrazamlık, Anadolu ve Rumeli Beyler beylikleri ve Seraskerlik (1528?29-1536) dahil olmak üzere en üst düzeylerdeki görevlerde bulundu.
I. Süleyman'ın padişah olması ile birlikte ,ilk önce Has odabaşılık görevine atanarak, bu noktadan sonra, kendi yetenekleri ve padişah ile aralarındaki sıra dışı güven ilişkisi sayesinde hızla yükseldi.
1521'de Belgrad'ın Fethinde görev aldı.
1522'de Rodos seferine katıldı.
Bu durumdan dolayı İbrahim 1523'te,(Çeşitli kaynaklarda 1522 ve 1524 olarak da tarihlenmektedir.) sadrazamlığa getirildi.
Mısır'da asayişi sağlamakla görevlendirildi ve kendisine Mısır Beyler beyi unvanı verildi.
Bu esnada Mısır'da pek çok ıslahat gerçekleştirdi.
Macaristan seferine katıldı ve Mohaç Savaşı'nın kazanılmasında önemli rol oynadı.
Daha sonra Anadolu'daki Alevi-Türkmen isyanlarını bastırmakla görevlendirildi. Anadolu'da aldığı tedbirlerle isyanları sona erdirdi.
I. Viyana Kuşatması ile sonuçlanan 2. Macaristan seferine katıldı.
Avusturya imparatorunu ,Osmanlı sadrazamına eşit sayan 1533 tarihli İstanbul Antlaşması'nın müzakerelerini bizzat yürüttü.
Safevi Devleti'ne karşı düzenlenen Irakeyn Seferi'ne öncü birlik olarak katıldı.
Tebriz'i aldıktan sonra, padişahın kuvvetleri ile birleşti ve Bağdat'ın fethinde görev aldı.
Pek çok tarihçi, yabancı elçilerin İbrahim Paşa'yla görüşmelerine ilişkin hazırladıkları raporlarından yola çıkarak onun iktidar hırsıyla pek çok kararı kendi başına buyruk verdiği savında bulunmaktadır.
Bu nedenle, 1536 yılında, gücünden kaygılanan Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile öldürüldüğü iddia edilmektedir.
Sanki o dönemde, Süleyman'dan habersiz Sadrazam boğmak, olağanmış gibi anlatıyor benim güzel tarihim ..
Ayrıca Makbul İbrahim Paşa'nın Hürrem Sultan'ın oğlu olmayan, Şehzade Mustafa'yı desteklemesinden dolayı, ölümünde Hürrem Sultan'ın da büyük bir rol oynadığı rivayet edilir.
İbrahim Paşa, Fransızlara verilecek olan kapitülasyonlarla ilgili çalışmalarını yürütürken, 14-15 Mart gecesi iftar için saraya davet edildi.
İftardan sonra dört dilsiz cellat tarafından boğuldu.
Daha önce "Makbul"olarak anılırken, ölümünden sonra "Maktul" olarak anıldı.
Öyledir çok makbul olanların sonu böyledir ..
Bizim yasalara göre "hiç bir iyilik cezasız kalamaz"
..
İbrahim Paşa'nın ölümüyle Fransızlara verilecek olan kapitülasyon antlaşması taslak halinde kaldı ve yürürlüğe girmedi.
Kanuni döneminde, imparatorluk 7 tuğla ( tuğla değil tuğ ile ) simgelenirken ,Pargalı İbrahim, hilafet hariç 6 tuğ ile temsil ediliyormuş..
Yani padişah olmasına bir gıdım yolu kalmış ..
İngilizce buna "almost" deniliyor ...
Osmanlı da bu kadar ünlü olan ve bu konuma yükselmiş biri varken, memleketindeki Parga halkı kendisini tanımıyor desem ne düşünürsünüz ?
Parga için ,varsa yoksa Ali Paşa....
Ali paşa kalesi, kartal yuvası gibi bir tepenin üzerine kurulmuş.
Bu kale ve bulunduğu küçük yarımada.... aynı zamanda bir tarafta, Parga, öte yanda, Valtos koylarının ortasında yer alıyor.
Böylece konum olarak ,Valtos koyu batıda ,Parga koyu doğuda yer almaktadır .
Bizler de Valtos koyuna yönlendik.
Valtos bir cennet ve kampımız cennetin tam ortasında bulunuyor..

size adresi veriyorum :

http://www.campingvaltos.com/

Denizin kalitesi, Datça ayarında ...
kolay kolay demem bunu, ama hakkını yiyecek halimiz yok.
Plajı cıvıl cıvıl..
Öğleden sonra Ayşe ile plaja kurulduk..
Plajın hemen arkasında, gösterişli bir beach bar var.
Dilerseniz yemek veriyorlar.
Bira-Patates-Sosis ve güneş yaptık...
Keyfimiz yerinde...
Sonra yerimize döndük.
Geceyi, kaşar tekeri gibi bir mehtapla, rüya gibi bir sahilde
karşıladık..
Lokantamız,Bachelor dizilerinde, yakışıklı kerestelerin, ağzını yaya yaya konuşan kızlarla yemek yediği bir sahili andırıyor..
Ölgün dalgaların fışırtısı..
Gece aydınlatması yapılmış Ali Pasha Kalesi...
Pembeden, koyu laciverde dönüşen ufuk renkleri..
Mehtap ve dahi masada yakılan küçük mumlar...
Ayşecikle bakıştık ve gülmeye başladık..
Romantizm tavan yapıyor...
Bu olsa olsa ,seyahatte yorulduğumuza inanan Tanrı'mın bize hediyesi...
Bir tek sorun var...Burası anlaşıldığı kadar kibar bir yer...
Bu nedenle, Ouzo'yu şişe ile değil duble ile veriyorlar..
Garsonlar halimizi anladılar ve takviyeyi arttırdılar...
Çok güzel bir gece geçirdik.
Sonra yerimize döndük..
Birer shot whisky içip yattık...
Ama sadece yattık uyku yok..
Sivrisinek filoları hain saldırılar düzenliyor..
Sabahı sabah ettim ama zor ettim...
Anlıyorum ki her cennetin bir cehennemi vardır...

GÜNÜN ÖZETİ

GÜN KM:50 KUMULATIF KM:6491

ORT HIZ:30

MAX HIZ:

TOPLAM SAAT:

SÜRÜŞ SAAT : 45

YAKIT :

Advertisement



Tot: 0.073s; Tpl: 0.01s; cc: 11; qc: 32; dbt: 0.0252s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb