Advertisement
Published: January 16th 2016
Geo: 36.4044, 25.3959
GÜN 07 ÇARŞAMBA :
Sabah 06:30 da uyandık 07:00 de yolda idik . Sabah sabah karışık bir manevramız var. Önce, çocukları limana bıraktım..... sonra Havaalanına gidip aracı Corinna kardeşimize teslim ettim . O da beni tekrar limana geri getirdi. Limanda bizi Santorini'ye götürecek MegaJet bayağı dolu… Nufüsun yaklaşık %! (MISSING)'ı Rus… Artık Rusları kimse tutamaz, buraları da keşfettiler .. Eskiden Antalya'dan başka yer bilmezlerken ,şimdi Santorini… gelişim müthiş.. Tekne 08:30 da kalktı 11:30 da Thira ‘daydık. Genel olarak Santorini olarak bilinen adanın esas adının Yunanca Thira olduğunu hatırlatmakta yarar görüyorum… Aaa biz Santorini'ye gidecektik.... Bu Thira nereden çıktı demeyiniz. Denizden baktığınızda, Santorini,tam anlamıyla kremalı pastaya benzemektedir…Toprak renkli dik yamaçların tepesine, beyaz konutlar kondurmuşlar … Çok ilginç bir manzara ile karşılaşıyorsunuz.. Burası küçücük bir ada; Toplam yerli nüfusu 15.000 kişi, yüz ölçümü ise sadece 73km kare. Thira, Cyclades diye tanımlanan adalar serisine mensup bir ada . Cyclades adı üzerinde: daire ,döngü demek … Kutsal Delos adasını çevreleyen adaların tümüne Cylades adı verilmektedir.. İlk yerleşimin MÖ 3000 yıllarında, Minoan dönemimde olduğu sanılmaktadır … Daha sonra talihsiz bir olay gerçekleşiyor ve MÖ 1650 - 1450 yılları arasında, püskürmeye başlayan volkan, kısa sürede çökerek adanın 73 kilometrekarelik bir alanının deniz altında kalmasına yol açıyor...
Bu patlama, tarihte bilinen en büyük volkanik etkinliklerden biridir, Doğu Akdeniz'de çok büyük yıkıcı etkiler yaratan doğa olaylarına neden olmuştur. Bir inanışa göre, Atlantis uygarlığının yok olması bu depreme bağlanmaktadır.. Bilinen en büyük yıkım Girit'te gerçekleşmiş, merkezi bu adada olan Minos uygarlığı üzerinde büyük tahribat yapmış. Çökmenin ilk etkisi, çöküntünün neden olduğu tsunami sonucu, Girit'in kuzey ve kuzey batı kıyıları boyunca yer alan balıkçı köylerinin, denizden fazla yüksek olmayan yerleşimlerin ve denizlerde ,ya da limanlarda bulunan ticaret ve balıkçı teknelerinin yok olmasıydı. İkinci etki dalgası ise rüzgarın sürüklediği toz bulutlarından serpilen volkanik küllerdi.. Girit adasının neredeyse tamamının, on santimetre kalınlığında bir volkanik kül tabakasıyla örtülmesine neden olmuş. Minos uygarlığının tarih sahnesinden silinişinin, bu olayın sonucu olduğu konusunda bugün için net bir görüş yoktur. Minos uygarlığının, bu felaketin yol açtığı tahribatın ardından Miken savaşçılarınca yağmalandığı ve yakıldığı görüşü, genel kabul görmektedir. Deprem sonrasında, bugün havadan bakıldığında Thira adası aynen ay yıldız ‘a benzemektedir.. Bugün, Santorini, kuşkusuz ve açık ara Akdeniz'in en çok rağbet gören turistik bölgelerinden biridir. Yılda 1 milyon civarında turist geliyor ve iki-üç günlük kısa konaklamaları sırasında 2 Milyar dolar üzerinde bir parayı adaya bırakıyorlar.
Bir mucize yaşanıyor, zira, tamamıyla volkanik bir oluşum olan ada ,son derece çorak; Bir kaç fıstık ağacının dışında neredeyse hiç yeşillik yok. Ayrıca adada hiç bir su kaynağı olmadığından, tuz arıtmasına gidilmiş. Depremler ne var ne yok götürmüş tarihi eser yok, Plaj desen o da yok zira denizden yükselen dik yarlar çok ender yerde taşlık bir plaja izin veriyor.. Limanı bile eğreti … dev gemilerin demir atacağı bir yeri bile yok. Su çok derin olduğundan gemiler açıkta manevra halinde çalışan motorları ile salınıp duruyorlar. Yok oğlu yok Fakat adanın tepesinde ,zor bir coğrafyada inşa edilen evler ,göze çok hoş gözüken fotoğraflar veriyor . Millette ha babam çekiyor da çekiyor.. Nereden fotoğraf alırsanız alınız, arkada, masmavi bir fonun gözükmesi insanların hoşuna gidiyor herhalde... Thira limanına vardığımızda, araç kiralama şirketlerinin saldırısına uğradık .. Ayakçılar bizi dükkanlara sürüklemeğe çalışıyorlar .. At hırsızı kılıklı birisi yaklaştı ve Türkçe "araba lazım mı ?" diye sordu.. Herifçioğlu ,bir bakışta bizi Rus ortalamanın dışına çıkarıp attı. Fiyat sorduk ......cevabı alınca takım halinde yürüyüşe geçtik .. Yürüyüşü durduracak sihirli rakkamı telaffuz etti . Takım durdu..kırmızı güzel bir 306 Peugeuot geldi.
Herhangi bir belge imzalanmadı..sadece ne gün getireceğimizi sordu.. Akıllıca bir pazarlama yöntemi.... zira araç taşıyacak bir helikopteriniz yoksa, bu adadan dışarı araba çıkmaz… valizleri araca yükledik …. Otelimiz ,adanın en kral yeri olan Fira Stefano'da… Fira, manzara açısından adanın en cafcaflı yeri... Dolayısıyla ,oteller bir miktar manzara farkı yazmaktadırlar... Arabanız yoksa, sahilden buraya 580 basamak tırmanarak erişebilirsiniz... zira denizden yükseklik 270 m … Aracı otele yakın olduğuna inandığmuz bir parkta bırakıp , elde valizlerle oteli aradık. …….. Çabuk bulduk Otelin sahibi Kosma, bizi bekliyordu . Turhanları bir geceliğine ,hemen yandaki bir otele yerleştirdi. Otelin manzarası nefes kesici… Ben odama giderken ıslak merdivenlerin azizliğine uğradım. Çakma croclar, bana ihanet ederek kaydılar ....tam belimin üzerine basamağın kenarına çöktüm .. bir kraaak sesi …belim gitti sandım … meğerse sırtımdaki sırt çantası ve içindeki gözlük kabını ( çakma değil ) kurban vermişiz.. Vallaha verilmiş sadakamız varmış .... Azıcık dirseklerde tahribat var ama gerisi sağlam . Öğlen, yakındaki bir pizzacıya uğradık .. Havalı bir yer .... şef garson Arnavut ve bizi acaip iyi karşıladı.. Yemekten sonra biraz dinlendik.. Saat 18:00 de Turhan'larla buluşarak keşfe çıktık. Daha da tepelere doğru tırmandık .. Manzara gerçekten etkiliyor.. Gri suratlı göklere alışık Avrupalılar, burada delirmez mi ? Tepede, tek bir masada buzlu rakı -beyaz peynir ve karpuz üçlemesini yapalım dedik.. Masaya sürtünecek kadar yakın geçen turistler ,safanın böylesine alışık olmadığından ötürü önce bir duraklayıp sonra ikiliyorlar.. Harika bir gün batımı oldu.. Yürüyerek otele döndük Ayşe'yi aldık .....bu sefer yürüyerek biraz daha merkezi yerde lokantalara eriştik .. Kartal yuvası gibi konumlanmış , iyi bir lokantanın kapısında ayakçılık yapan Arnavut Ali kardeşim, bir bakışta bizi ayıkladı .. Sarılıp opüştuk (ciddi söylüyorum ) bizi başka bir garsona teslim etti.. Havamız ve ortamımız güzel.. Rakı bazlı yemek yediğiniz müddetçe, garson takımı mutlaka sizi ayırıyor ve kolluyor Çok güzel bir yemek yedik .. Belirgin bir saatten sonra rutubet çıkınca hava serinledi ve doyumsuz güzellikte villaların yanından geçerek otelimize dönüp yattık.. Santorini ilk raund'ta puanı kaptı... Hergün,günün karelerini toplayarak video haline getirdim ve kolaylık olsun diye You tube'a koydum ...ilgileniyorsanız aşağıdaki linki tıklamanız yeterli: Santorini Video :
Advertisement
Tot: 0.095s; Tpl: 0.016s; cc: 14; qc: 31; dbt: 0.0427s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1;
; mem: 1.1mb
