TRINIDAD'IN UFAK TEFEK TASLARI...

---

---

Geo: 21.8, -79.98

GÜN 11 GÜNLERDEN PAZAR:

Öğlene doğru Trinidad'a vardık ..
Gitmek istediğimiz mekana gidemiyoruz ....zira bir noktadan sonra şehir merkezine giden yollar kapanıyor ve araca izin vermiyorlar ..
Eşyaları evlere sürükleyemeyeceğimize göre ..
Yol üstü bir ev bulmak, bize daha pratik geldi.
Sağolsun Vidal ,derhal devreye girdi ve bize uygun bir ev buldu.
Kendine bizden daha ucuz bir ev bulmuş... mal sahibesini göstererek .
"Bu gece onunla yatacağım" diye nezih ve net açıklamalar yapabiliyor .
Latin'lerin seks mizahı anlayışları, bizden çok farklı doğrusu.
Zira Kadın da gülüyor …
Eşyaları bırakıp yemeğe çıktık .
Mal sahibemiz, bize yakında bir restoranı salık verdi.
Bulduk…
Guitarra Mia ( yani benim Gitarım ) adlı bir restoran
Gitarla bozmuşlar ..
Gelen çorbanın üzerine bile bir gitar kondurmuşlar..
Doğrusu Cuba yemeklerinden o denli bezdik ki, çok umutsuz olarak girdiğimiz bu yerde biraz olsun toparlandık.
Ne yediğimizi anlıyoruz hiç olmazsa .sonuçta memnun kaldık ..
Oradan şehri zaptetmeğe gidiyoruz .
Ayşeciğim, o eğri büğrü taşlı sokaklarda yürümekte çok zorlanıyor ..
"Trinidad'ın ufak tefek taşları" şarkısı takıldı ağzıma ..
Dinlene dinlene gidiyoruz .
Meydana gelmeden önce , bizi küçük fakat ısrarlı bir ticaret ordusu karşıladı..
Herkes, bir şeyler satma derdinde..
Alınacak hiçbir şey de yok aslında .
Satıcı kadınlardan biri ,cazibeli bir gülücük fırlatarak, üstümdeki T shirt i değişelim mi ? teklifini, biraz da kaş göz işaretleri ile süsleyerek yaptı.
Bir an için düşündüm... ben, benimkini sıyırmağa çalışırken o da üstündekini fora etse ve Ayşe bu manzaraya tanık olsa ,evliliğim sulh hukukta tükenebilir ..
Neyse ki bu tuzağa düşmedim.
Meydana vardığımızda Ayşeciği bir yere oturttuk.
Gelelim Trinidad'a .
Trinidad, bildiğiniz üzere "üçleme" demek.
Yani Allah,oğlu ve kutsal ruh hikayeleri.
Yavuz Sultan Selim'in , Çaldıranda Şah İsmail 'i büktüğü yılda yani 1514 yılında kurulmuş.
Şeker üretimi ile geçinen küçük kasaba ,1700 lerde patlayarak Şeker baronları'nın malikanelerini dikmek için tercih ettikleri bir yer haline gelmiş .
Şeker kamışı demek, emek demek, emek demek, köle demek filmin gerisini çıkartabiliyorsunuz .
Binlerce kölenin yarattığı bir refah patlaması oluyor ..
Gel gelelim, zalim felek ağlarını örüyor ..
Köle başkaldırışları,Avrupa nın rekabeti ufak ufak kenti çökertiyor.
Taa ki 1860 ta son şeker tesisi kapanana dek.
İflas kaçınılmaz oluyor.
Sonunda 1988 yılında, Unesco çıkarak, kuyuya bir ip atıyor ve kent bugün Dünya mirası listesine giriyor ..
Bana göre kara bir miras ama yapacak bir şey yok .
Karar verilmiş.
Şimdiki haliyle, biz Türklerin anlamakta zorluk çekeceği kadar ünlü..
Yürümekte çok zorlandığınız ufak tefek taşlar yüzünden mi ?
Her an sizi düello ya davet edeceklerinden çekindiğiniz, her iki tarafı Meksika kerhanelerini andıran tek katlı evler yüzünden mi ?
Tek meydan ,tek klise,trafiksiz yollar yüzünden mi? bilemiyorum.
Laf aramızda ,bizi hiç açmadı ..
Ayol benim memleketimde bunların kıralı var ..
Üstelik burası, Latin Amerika nın en özgün yeri seçilmiş..
Yalan dan kim ölmüş yahu ?
Siz özgün görmemişsiniz be...
Şehrin meydanı (Plaza Mayor ), tüm Ennio Moriccone bazlı film müziklerinde fon olarak kullanılan bir Sergio Leone klasiği..
Bir kule ,bir katedral (Iglesia de Santisima ), yayvan geniş merdivenler gerisini size bırakıyorum..
Sıra dışı olan ve ilginizi çekecek tek ayrıntı :Museo Romantico ( Romantizmin Müzesi işte bu güzel )
1704 tarihli Brunet Sarayı (ikinci katı 1808) o dönemin baronlarının kullandıkları yerel eşyaları sergiliyor .
Bunun Romantizmle ilişkisi ne ? diye soracaksınız ?
bilmiyorum ama numara güzel ..
Meydanın bir yerlerinde görülen kulenin hikayesi ilginç.. zira adı Museo de la Lucha Contra Bandidos .."Haydutlara karşı savaş müzesi"…
Fidel'in 1960 ta ,ayaklandırılan Guijarroslara ( fakir tarım emekçileri ) karşı verilen savaşın izleri sergilenmektedir.
Makineli tüfekler,CIA radyosu,haritalar ,planlar ..
Belli ki ABD li kardeşlerim çok uğraşmışlar buralarda ..
Az kalsın Demokrasiyi getireceklermiş!!!
Nihai gurup değerlendirmesi :gereksiz yere bu kadar yol tepmişiz …
Yarın bütün gün kalacaktık, ilke itibariyle …
Durumu gördükten sonra erkenden dönmeğe karar verdik.
Akşam üstü balkon safası yaparken, mal sahibemiz Rosa ve eşi Juan'ı davet etik.
Onlar da bize "Chanchanchara" hazırladılar.
Buraya has bir karışım bu…
Rom+Bal+limon +buz ‘u toprak bir kapta sunuyorlar.
Toprak kap ürünü soğuk tutuyor..
Çok içmeyiniz hızla güzelleştirebilir ..Sakat bir şey ...
Akşama doğru Vidal geldi ..
Yağmur başladı .
Hep birlikte yemeğe çıkacağız ..
Vidal, bizi bir yerlere götürüverdi.
Ceipa adlı,Trinidad için ünlü bir restorana vardık .
Ceipa bir ağaç türü ve dev bir ağaç, tüm restoranın bahçesini kaplamış durumda …
Az yağmurlu, neşeli bir yemek yedik .
Aramızda bir Cuba'lının bulunması derhal hizmet kalitesini arttırdı .
Vidal işi güzel idare ediyor ..
Hesabı ödedik .
Artık ünlü Trinidad gecelerine akma zamanımız geldi.
Gitmek istediğimiz "La Chanchancara" kulübü adam almıyor..
Vazgeçtik .
Vidal bizi başka bir yere götürdü.
Babalar gibi bir orkestra, geceyi sürüklüyor ..
Doğrusu, bu kalitede bir canlı müzik beklemiyordum .
Kusursuz çalıyorlar namussuzlar ..
Bizler yerimizde ufak ufak tepinirken, Vidal, etrafta gözüne kestirdiği kim varsa saldırıyor ..
Çok ta başarılı bir performans sergiliyor ..
Bir tek, tuvalet bekçisi kız, görev mahallini terketmek istemediği için refüze edilmiş gibi duruyorsa da bu küçük bir ayrıntı..
Geceyi neşe içinde sürdürdük ..
Yarın erken dönüyoruz ..
Vidal bizi eve bıraktı...



Gelelim günün görsellerine :

1-Günü toparlayan Clip bilhassa müzik eşliğinde ...

2-Trinidad'a giriş Videosu :

3-Trinidad Plaza Mayor videosu:

4-Trinidad gece hayatını merak ediyorsanız videosu :

---