MANNHEIM-SPEYER ORTAYA KARIŞIK


Advertisement
Germany's flag
Europe » Germany » Rhineland-Palatinate » Speyer
May 9th 2017
Published: May 22nd 2017
Edit Blog Post

Total Distance: 0 miles / 0 kmMouse: 0,0

RUDESHEIM-MANNHEIM-HEIDELBERG


Additional maps: RUDISHEIM-MANNHEIM-HEIDELBERG

GÜN 06 MANNHEIM-SPEYER GÜNLERDEN SALI

Gözümüzü Mannheim ya da türkçe adıyla Manhayım’da açtık.

Bir ifade’ye göre, Mannheim halkının bir kısmının Alman olduğu iddia edilmektedir.

Belediye başkanı Çankırılı Bedri Karagülle iddiaları reddederek ,”Manhayım Türk’tür Türk kalacaktır” şeklinde açıklamalarda bulunmak zorunda kalmıştır.

Programda, bugün 8 saat sürecek Mannheim şehir turu ve programa ilaveten buraya 20 km mesafede Heildelberg ziyareti var.

Bir grup Mülkiyeli ,“Çantalar elimizde ,fotolar cebimizde,biz gideriz Mannheima’a da Mannheim’a “ şarkısı ile kahvaltıdan sonra gemiyi terk etti.

Mannheim hakkında fazla yazılacak bir şey yok... fakat Heidelberg önemli bir Alman kenti.

Ren ve Neckar Nehirlerinin arasında kalan vadide kurulmuş.

Adına “Ich hab’ mein Herz in Heidelberg verloren /Kalbim Heidelberg’de kaldı” diye bir şarkı bile yazılmış olan şehir, (Daha sonra bizde ki dizi Kalbim Ege’de kaldı oldu)savaşlardan zarar görmemeyi başarmış nadir ve ballı Avrupa şehirlerinden bir tanesi.

Heidelberg, aynı zamanda bir üniversite şehri… 1386 yılında kurulmuş olan Almanya’nın en eski üniversitesi olan Heidelberg Üniversitesi tıp ve eczacılık açısından Avrupa’nın en baba üniversitelerin biri.

Goethe, Georg Willhelm Friedrich Hegel, Robert Bunsen, Max Weber veya Karl Jaspers gibi büyük isimleri kendisine çekmiş şehirde, bugün 30 binin üzerinde üniversite öğrencisi bulunuyor.

Bir menkıbeye göre “Üssü Mizan” belasını Heidelberg üniversitesinden ithal etmişiz.Konu beni aşar bu nedenle İlber Hoca’ya danışmakta yarar var.

Almanya‘nın en romantik kenti (Wege der Romantik) olarak anılan Heidelberg, Neckar Nehri tarafından ikiye ayrılmış. Nehrin üzerinde bulunan 200 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindeki Eski Köprü ise burada bulunan ahşap köprünün yerine, yine bu bölgeden çıkan kumtaşı ile 1788’de yapılmış. Şehrin Kalesiyle beraber simgesi olan köprü, II.Dünya Savaşı’nda Alman askerlerince diğer tüm köprüler gibi yıktırılmış. Savaş sonrası halkın topladıkları parayla yaptırılıp 1947’de yeniden açılmış.

Almanların böyle bir insaniyet tarafları da var yani…

Heidelberg’in bir de fıçı hikayesi var .Turistik amaçlarla”dünyanın en büyük fıçısına sahip olduklarını söylüyorlarsa da külliyen yalandır .Dünyanın şimdiye kadar yapılmış en büyük fıçısı Languedoc’tadır .300.000 litre boru değil …

Tura katılmayanlar, sabahleyin ,geminin yanaştığı sahilden, karşı sahile köprüyü geçerek ,Mannheim’a rahatlıkla ulaşabilmiştir.

Biz öğlen yemeğini yerkene, saat 13:00 te gemimiz Speyer’e doğru yola çıktı.

Heidelberg turuna katılanlar ile Speyer de buluşacağız.

İnsan dediğin kuş misali,ne oldum demeyeceksin ne olacağım ? diyeceksin.

Dün gece Koblenz’deydik şimdi bir kısmımız Heidelberg ‘te bir kısmımız Speyer’de öylesine ortaya karışık bir durum.

Speyer’de tüm Almanya kentlerinde olduğu gibi, gezilecek bir ton yer var ama bunların en başında

Speyer Katedrali yer almaktadır.Benim gördüğümü herkes gördü o nedenle başınızı şişirmeyeceğim fakat Kutsal Roma döneminden, bu güne kadar tarihe meydan okumuş bir ibadetgah.

Diğer bir önemi de Katedralin Kutsal Roma Cermen ve Alman kırallarının kendilerine mezar olarak seçtikleri bir mekan olması .

Meydan’da, Compostela’ya yalın ayak başı kabak yürüyen bir Fransisken’in heykeli var.

Yaşım geçti ama bu Compostela’ya yürüme hikayesi beceremediklerim listesinde bana sırıtıp duruyor..Çok isterdim ama hayat işte …

Her neyse gemiye döndüm.

Bu akşam iadei ziyaret programında, Ayşe ile Kemal Danacı ve Semra’nın kabinini ziyaret ediyoruz.

Ayşe, salon, sal a manje ve dahi balkonlu kabini görünce ..Aaa Macit bu bizimkinden farklı bizimki niye böyle değil ? diye sorunca, ben Tüm erkeklerin üniversal diliyle yanıt verdim ..mmmm eeee …mmmmm …

Ayşecik Allahtan fazla üstelemedi..Yoksa yaratıcı bir şeyler bulmak zorunda kalabilirdim.

Kemal kardeşim, 3 adet baba whisky şişesini önüme dizerek beni ezdi…

Üstelik bir hoparlör çıkardı ,sanırsın Star Trek yani o derece …

Şaka bir yana çok güzel eğlendik ve yemeğe biraz geç gittik ama değdi..

Yemekten sonra, animasyon babında, ağzımı açık bırakan bir teklif aldım .

Hadise şöyle: tombala oynanacak üstelik kazanana 500 Euro ödül var…maazallah kazanırsanız, bir yıl sonra yapılacak abidik gubidik gezisine katılma hakkını elde ediyorsunuz.

Ne var ki ,eşinin parasını tam ödeyeceksin, ama kendi ödeyeceğin paradan 500 E düşülecek …

Ticaret hayatımda, böyle mükrim ve bonkör tekliflere oldum olası kopmuşumdur.

Aklıma hep pencereden Katolik cenazesini seyreden çocuğun babasına seslenişi gelir…

Babacığım, bu sevişme sana biraz pahalıya patlayacak ..

Ben de Ayşeciğe döndüm …Sevgilim bu tombala bize pahalıya patlayabilir dedim ve ufak ufak geminin beleş ikram bölümüne seyirterek tombaladan kaçan tüm TSM bitirimleri ile buluştuk .

Baş rolde Antrenör oyuncu Sezuş ,Santrafor Taktak Ahmet,Sağ açık Kemal Danacı,Sağ bek Taşkafa Tekin ,sol bek Mehmet Yıldırım ve libero oynayan bir çok kardeşim bu cümbüşe katıldılar .

Kemal kardeşim bir koşu odasından Whiskyleri kapıp geldi ve ortaya zengin bir konfür sulaması yapıldı.Hamiyetli bir kardeşimizin, odasından getirdiği eğlencelikler, buz kovasının içine konuldu hatta bir ara kova elden uçtu ama malzeme tekrar toplanıldı.

Türk sanat müziği çok güzel gidiyor... sıkıntı şu:Kemal Danacı,yüksek oktanlı mazot kullandığı için, şarkıda bir iki mezür önde gitmektedir.Bu durum koro hocası Sezuş tarafından hiç tasvip edilmemekte ve baş her iki yana olumsuz olarak sallanmaktadır.

Tak tak arayı bulmaya çalışmakta, fakat bu sefer benim güzellik olsun diye seçtiğim makamlar yerden yere vurulmaktadır.

Sanırsınız ki Üsküdar Musiki cemiyeti Hoca Sezer Engin başkanlığında müzik icra ediyor.

Kısaca çok eğlendik..Karşımdaki çocuklara bakıyorum... yarım asırdır onlarla bir kader paylaşmışım..onlarla neler yaşamışım neler.Şimdi de Almanya’nın bir yerlerinde bir geminin kıçında avaz avaz fasıl icra ediyoruz.

Allah’ıma şükrediyorum..

Bir süre sonra herkes sapıtınca erken kalkacağız diye odalarımıza dağıldık.

Buna ihtiyacımız vardı doğrusu...

Günün kareleri ile bir video bilem yaptık:



">






Advertisement



Tot: 0.109s; Tpl: 0.022s; cc: 15; qc: 32; dbt: 0.0407s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb