BLUEJEAN'IN ANAVATANI

---

---

Geo: 43.8346, 4.36086

GÜN 30, GÜNLERDEN PAZAR:


Bir aydır yollardayız ...
Sabah uyandım ...
Bir baktım benim Datça komşum Metin abi, yanımdaki karavanın önünde kahvaltı ediyor..
Plaka Hollanda ama her şey olabilir ...
Sevim Hanımın yerini Hollandalı bir yenge almış...
Ağzım açık seyrediyorum...
Böyle bir huyum yoktur ama ...bu kadar benzerlik de olmaz ....
Dayanamadım durumu anlattım ,herifçioğlu ile sarmaş dolaş resimler çektirdim ve Datça 'da Metin abime fotoları iliştirerek... "kayıp ağabeyini buldum" artık tasalanma diye mesaj yolladım ...
Öğlen yemeğine kadar oyalandık ve yemeğimizi kampta yedik..
Saat 14 :30 ta yola çıktık ...
Plan gereği "Pont de Gard" ziyareti var ...fakat daha önce yolda
Ozilhan ve Rahmi çiftliklerine teğet geçtik...
Hem şaşırdık hem de ne iş ? diye sorduk birbirimize...
Şaka değil gerçekten ..yolda Ozilhan ve Rahmi çiftlikleri tabelası var...
Kim bilir ?
Sırrını çözemedik ve halen bilemiyoruz...
Pont du Gard ' a sadece araç girişi, 15 E, bir de adam başı ayrıca para alıyorlar ...
Alooo ...what' s going on ?
Allahın köprüsüne, bu kadar para çok...
Hemen bir tarafa çektim arabayı ve içeri seyirterek girip köprünün resimlerini çektim...
Pont du Gard, Romalılar tarafından bugünkü Fransa'nın güneyinde inşa edilmş olan önemli bir su kemeridir.
Dünya su kemerleri arasında saygın bir yeri vardır ..
Languedoc-Roussillon bölgesinde Gard ilindedir.
Uzun yıllar Pont du Gard'ın Augustus'un evlatlık oğlu ve yaveri Marcus Vipsanius Agrippa tarafından MÖ 19 yılı civarlarında yaptırıldığı düşünülmüştür.
Ne var ki, yeni yapılan kazılar, inşaatın 1. yüzyılın ortalarında gerçekleştiğini ortaya koymuştur.
Gardon nehrinin vadisi üzerinden su taşımak üzere tasarlanan Pont du Gard, Uzes yakınlarındaki pınarlardan Roma şehri Nemasus'a (Nimes) su taşıyan yaklaşık 50 km uzunluğundaki bir su yolunun parçasıydı.
34 cm/km'lik bir eğimi olan ve tamamında yalnızca 17 metre eğim yapan su yolu ,günde 20.000 m³ su taşıyordu.
Tamam önemine diyecek bir lafımız yok ama bu sadece foto çekmek için yapılan soyguna üzülerek katkıda bulunamayacağız..
Bizi affedin Languedoc yöneticileri..
Asla Fransızca konuşmayarak...
Aracın başına biriken görevlilere, salağı oynayarak kaybolduğumuzu anlatmaya çalıştık.
Yerler ,yemezler o da onların bileceği bir iş..
Neticede para ödemedik onu bilir onu söylerim ..
Oradan çıkıp Nimes'e yöneldik..
Nimes, Fransa'daki şehirlerin en Roman olanıdır ..
Bu bizim anladığımız Roman değil …
Romalılar döneminin harabelerinin şehrin her tarafına serpiştirildiği bir Kent .
Bu kadar çok Roma dönemi eserinin bugüne kadar gelmesinin nedeni, halen kamu yönetin binaları olarak kullanılmalarıdır.
Örneğin kentin merkezinde yer alan Amphitheatr (Arena ), MÖ 50 yılında inşa edilmesine rağmen, bugün hala konserlere ve müzik etkinliklerine ev sahipliği yapmaktadır.
Tipik Roma tapınağı olarak inşa edilmiş "Kare ev" ( Maison Carre) ,bugün müze olmadan önce ,Belediye sarayı,özel ev,manastır,Kilise ,arşiv olarak kullanılmıştır.
Göçebe Keltler MÖ 6 yy da Nemasus, daha sonra Nimes diye kısaltılan bu kenti, Su Tanrısı adına kuruyorlar..
Daha sonra Romalılar, İtalya -İspanya otobanı addedilen, Via Domotia üzerinde yer alan bu kenti ele geçiriyorlar..
Haliyle burası bir ticaret merkezi oluyor ..
Romalılar Pont du Gard'a yatırım yaparak Nimes ' e su getiriyorlar...
Tarihte ,bu Nimes şehri ve halkı, yapı itibariyle "hep akıntının tersine " giderek Aryanizm,Albigenzianizm gibi zamanında faul sayılan dinsel görüşlere dalıyorlar.
7 yy dan 13 yy la kadar burada hayatlarını yaşayan yahudiler 13 yy da kentten kovuluyorlar…
16 yy da Huguenot ailesinin eline geçen kent, Fransız devrimine dek, aykırı bir zenginliğe tanık oluyor…
Burada bir dakika duruyoruz …zira bu sözünü ettiğimiz aile, hem tahtın kendilerinden çalındığını iddia ediyor .....

daha önemlisi İsa 'nın ailesinin uzantısı olduklarına inanıyorlar …
Kutsal kase muhabbetleri…
St Jean Şövalyelerinin çıkış noktası..... hep bu arazinin civarı…
Bu kadar ayrıntıyı burada anlatmak zor ama meraklısı iseniz bu konularda bilgilenerek gezerseniz çok keyif alabilirsiniz…
Zira tüm bu hikayelerin içinde ülkemin yeri ve önemi çok fazla …
Örneğin Hazreti Meryem'in Selçuk ta yaşadığına dair görüşlerin temelinde, buranın inanışları ağırlık kazanmaktadır…
Her neyse ,Orta çağ da kent tam anlamıyla bir tekstil şehri haline geliyor ve bugün tüm Dünyanın ayıla bayıla giydiği BlueJean 'in ana vatanı oluyor…
Renk atma,yaşlandırma faaliyetlerine bugün dahi Denim denmektedir.
Denim ( De nimes …Nimes'ten demektir)
Çıkış noktasında bu kumaş,önceleri yelken yapımında kullanıyorken ( Christophe Colombe gemilerinin yelkenleri ) dayanıklılığı nedeniyle giderek günlük giyim eşyaları arasına katılıyor..
Hikayeye göre, Genovalı yelkenciler giderek rengi açılan açık mavi yelkenleri kullanıyorlarmış…
Genes' te giderek, Blue Jean haline dönüşüyor...
Bugün dahi, Nimes, yöresel kumaşları ile Dünya tekstil pazarında haklı bir ün ile önemli bir yer işgal etmektedir...
Nimes 'in amblemi olan "Timsah ve Palmiye" figürünü her tarafta görmek mümkün…

Hatta yollara çakılan çivilerin tepesinde dahi görmek mümkün..
MÖ 31 yılında, Anthony ve Cleopatra nın muhabbetine son veren, Caesar Augustus, kendisine hediye olarak verilen Nimes 'te ,Mısır zaferini sembolize eden timsah ve palmiye figürlü para basıyor …
Şimdi anlıyoruz bu figürün neden bu denli yaygın oluşunu …
Aynı dönemlere denk düşen Amphitheatre,ta ,gladyatör dövüşleri ve aslan avları gibi renkli etkinlikler düzenleniyor…
Önceleri, "Hristiyan kızartmaları" yapan halk ,daha sonra savaşta esir alınan barbarlara işkenceler düzenleyerek pratiklerini geliştiriyorlar...
Şimdi 20.000 kişilik bu etkinlik mahallinde , Bon Jovi konserler veriyor değişen bir şey yok…Ateş ve bağırtı devam…
Maison Carre nin karşısına, "artık uygar olduk" diye yırtınan Fransız halkı, İngiliz mimar Norman Foster 'in inşa ettiği Art Carre müzesini dikiyor…%! (MISSING)Roma eserinin karşısına %! (MISSING)cam bir bina …
Kontrast müthiş..ama başka türlü de Roma, burada Fransızları acayip dövüyor…Adamlar ne yapsın ?
Kent te, programa ilaveten, Fontaine bahçelerini,Diana Mabedini ve Magna Kalesini ziyaret edebilirsiniz…
Şehrin merkezindeki Cafelerde, Roma eserlerini seyrederek dondurmanızı keyifle yemeniz mümkün…
Hatta hava sıcaksa hararetle tavsiye edilir...
Ben ,açık olan bir marketten biraz alışveriş yaptım…
Şarap stoklarımız şiddetle azalmış…
Takviye sağlandı…
Tekrar Şahbazı (mibüsümüz ) bıraktığımız yerde bulduk ve Avignon'a döndük...

Son Söz : Nİmes mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir kent ..
Programa alırsanız üzülmezsiniz..

Kenti merak ediyorsanız aşağıda bir videosunu sunuyorum....

Nimes'de şimdi hava durumu :

https://www.accuweather.com/en/fr/nimes/134139/weather-forecast/134139

---