DÖN BABA DÖNELİM ...

---

---

17 MART PAZAR 2024

Yine güzel bir uyku ve güzel bir kahvaltı..artık lüks düzeyini arttırdık..

Sabah kahvaltısında, first class uçuyoruz ve gereği olan portakal suyuna şampanya ile günü başlatıyoruz…

Bugünkü program gereği yola çıktık ..

Biraz bocaladıktan sonra, hedefimiz olan St Odile’e vardık…

St Odile (660-720) varlıklı bir ailenin kızı olarak yaşamını hasta ve bakıma muhtaç kadınlara ayırarak dağın tepesine bir kilise bir şato ve bir çok şapeli inşa etmiş ve ifade edildiğine göre yarattığı mucizelerle bir çok hastaya şifa bulmuş bir kadın …

Bizim yerli filimlerde sıkça görüldüğü üzere ,kör bir kızın gözlerine hayat verince adı “Tanrının ışığı “ anlamında Odile ‘e çevrilmiştir…

Bugünkü etimolojistlere göre adı “od” tan türetilmiş olup almanca “sırtı kalın,varlıklı” demektir..

Artık siz nasıl yerseniz..

Fransız devriminin haşarı çocukları, elbette, bu kadar dinsel bir yeri ideolojileri gereği, ayakta tutamazdı…

Ağustos 1794 te bu yeri talan ediyorlar ve kadının mezarını açıyorlar...


Tehlikeyi önceden sezen papazlar ,kadının kemiklerini 1793 kasımında kaçırıyorlar ...

Yani devrimciler havasını alıyor…

Kilisenin kutsal emanetleri de ancak 1800 de kiliseye dönüyor ..

Kıssadan hisse ,ne mucizeler yaratırsan yarat Aziz ol, azize ol ..

Ne olursan ol "son durak kara toprak" …


Hatta hava bozarsa kemiklerini dahi başka yerlere taşırlar yani...


Burası, ovaya çok hakim ve güzel fotoğraf veren bir alan

Bu nedenle turistten yıkılıyor …

Aracımıza zar zor bulduğumuz park yerine dönüp dağın dibinde yer alan Barr’a vardık.

Adı Barr olup ,tüm bar ve kafeteryaları kapalı olan bir yer burası…

Tarihinin 788 yıllarına kadar uzandığı söylenmektedir ..

Onun dışında arazi Strasbourg ile Barr arasında devamlı bir didişme konusu olmuş ..

Zaman zaman bu didişmeleri savaşla süsledikleri de oluyormuş..

Şimdi huzurlu ve durgun bir dönem yaşıyor... hatta bence biraz fazla durgun..

Burası aynı zamanda, 100 yıldır şarap festivali düzenleyen bir yer ..

Ekim ayında yapılan bu festivale umarım Barr halkı katılıyordur !!!…

Kentin merkezinde, kayda değer Belediye binası ve önünde süslü bir havuz yer alıyor..

Havuzun etrafı güzel çiçeklerle süslenmiş ..

Zaten kent yakın bir zamanda 3 çiçek düzeyine yükselmiş …

Hakkını yemek istemiyorum böyle bir ödüle hak kazanmış olduklarına göre mutlaka bu çiçeklere birisi bakıyordur diye düşünüyorum …

Buranın hoşuma giden tek tarafı, park yeri diye bir sıkıntının olmaması şehir adeta savaş nedeni ile boşaltılmış olduğundan, istediğiniz yere park edebiliyorsunuz

Aracımıza dönüp biraz daha kuzeyde yer alan Obernai’ye yöneldik ..

Burası da tipik bir şarap yolu kenti…

Hepsinde olduğu gibi ortada koca bir St Pierre ve Paul Kilisesi…

Bir çok orta çağ evi…ve programa ilaveten burada 6 kovalı bir kuyu mevcut …

Her kuyuda olduğu gibi, bunun içine bozuk para atmak çok moda…

Bir dilek veya bir rüyanın illa ki para ile desteklenmesini anlayamıyorum...

Belki de bir şey vermeden bir şey alamayacağın gerçeğini kafamıza kazıdıklarından dolayı ,dileklerimizin küçük rüşvetlerle yerine gelmesini istiyoruz..


Alsace’ta veya Fransız şarap yolunda şarabı, yeşil ayaklı küçük kadehlerle içerler ..

Dolayısıyla burada her turistik mağazada, mutlaka bu kadehlerden satılıyor biz de bu cazibe karşısında fazla direnemedik…

Svitlana ,sıkı bir şarap sever..

Bundan sonra artık beyaz şarabı hayatta ,başka kadehle içemeyiz diye bir takım satın aldık ..

8 kilo ile seyahat eden bir çift olarak nasıl taşıyacağımız tartışma konusu oldu …

Bir çözüm buluruz ümidi ile arabaya döndük ve artık hava karardığından evimize ,Eguisheim’e döndük …

---