CANNES ETKINLIKLERI


Advertisement
Published: June 29th 2015
Edit Blog Post

Geo: 43.5509, 7.01059

GÜN 43,GÜNLERDEN CUMARTESİ:
Akşam üstü Şahbaz'a atladık ve Cannes' a gitmeye karar verdik..
Cannes,Ayşe ile birlikte ve ayrı ayrı defalarca ziyaret ettiğimiz bir sahil kenti..
Daha önce yazdığım Cannes sayfalarını tekrarlamak istemiyorum ama Kent hakkında kaba bir bilgi verelim…
Fransızlar burasını genelde "yüzeysel" olarak nitelendirirler.
Her şeyin gel, geç yaşandığı bir kent sayılıyor …
Tüm Riviera filmlerinde yer alan sahil otelleri ve bir dönem çok ünlü olan plajları ile Cannes, nedense hakkettiğinden daha ünlü bir yerleşim yeri …Mağazalar,vitrinler,cafeler ,lokantalar her şey ama, her şey çok pahalı
Ama bir banka oturup La Croisette 'te geleni geçeni seyredip eğlenmek bedava …
Lux otellerin plajlarını, sellülit fazlası nedeniyle tavsiye etmeyiz
Fakat arada kalmış halka açık plajlar, hala neşeli sayılabilir..
Siz siz olun, La Croisette 'te dolaşırken, köpek gezdiren emeklilerin arkasına takılmayınız …
Her an bir mayına basabilirsiniz…
Zenginlerin köpek dışkılarını toplama zorunluluğu yok...
Olur da toplayan birisini görürseniz, ya zenginin çalışanı ya da paralı köpek gezdiricisidir..
Buranın en havalı oteli, Carlton Intercontinental'dir tüm kartpostallarda resmini görmek mümkün..
Bu fakir, 1967 yılında sabah kahvaltısını buralarda ederken, bugün sadece önünde resim çektirebiliyor…
Kader utansın …
Şaka şaka !!! her şey yaşandı çok şükür …
Şimdi sadece takılıyorum…
O dönemlerde, bikini
ve mayo ile kent içinde gezinmek mümkündü...( O zaman kent'te sayılamazdı...bizim "şirin bir tatil kasabası" dediğimiz konumda idi )
1990 da yapılan bir yasa ile artık böyle bir şansınız yok…
Zira artık bu sokakları, Bulgari,Cartier, Chanel, Lacroix ve Vuitton işgal etmiştir.. şehrin masumiyeti de bitmiştir..
Şekil ve dış görünüşün özellikle önem kazandığı bir yer haline gelmiştir ..
Sokaklarda smokinleri ile dolaşan herifler mi istersin ?
Manitasını koluna takmış bir ayağı çukurda berduş kılıklı zenginler mi istersin ?
Ne ararsan var burada …
Ekzantrik olmanın sınırları zorlanıyor buralarda ...
Film Festivali, ünlü olmak isteyen kızların tamamını, Havva anamız kılığına sokmayı başarabilmiştir…
Cannes Film Festivali Avrupa'daki en önemli 3 Film festivalinden biridir.
Festivalde her yıl ortalama 20 film yarışmaktadır.
Bu filmleri, juri başkanı ve juri üyeleri ödüllendirir.
Cannes Film Festivalinde verilen ödüller:
Altın palmiye,
Büyük jüri,
En iyi yönetmen,
En iyi Kadın oyuncu,
En iyi Erkek oyuncu,
En iyi Senaryo,
En iyi Kısa film,
Altın Kamera, juri ödülü'dür.
İlk uluslararası film festivali, 1945'te Auguste ve Louis Lumiére tarafından gerçekleştirilecekti ama II. Dünya Savaşı yüzünden ertelendi
Bu yüzden, ilk Cannes Film Festivali 1946'da Casino de Cannes'da yapılmıştır.
Politik karışıklık yüzünden 1968'de festival düzenlenemedi.
1834 ten önce Cannes 500 evlik bir balıkçı kasabası iken, İngiliz Lord Chancellor ve Lord Henry Brougham Nice ‘ e giderlerken, ( aldı da bir yağmur ..bu kısım yok)
O yıl Nice Valisi ,Provence'ta ki salgın hastalıklar nedeni ile şehrini korumak amacı ile yabancılara kapıyor..
Brougham ve kızı Eleanore dönerlerken, yolda ,bir gece, bugün Liman sokağı denilen yerde geceliyorlar.
Brougham o denli etkileniyor ki kızının adına bir villa inşa ettiriyor..
2 yıl sonra Londra'nın insana fenalıklar geçirten havasından sıkılan sosyete ,kapağı Cannes' a atıyor..
1838 de Croisette ve liman daha yeni inşa ediliyor..
Bunu gören imperial Ruslar "bizim başımız kel mi ? " diye İngilizleri takiben buralara yığılmaya başlıyor ..
Sizin anlayacağınız ,demem o demek ki, burası Fransızların değil İngiliz ve Rusların keşfedip tavan yaptırdıkları bir yer..
Nal toplayan Fransızlar, bilahare Cannes'ın farkına varmışlar…
Carmen'in Yazarı Prosper Merimee, yaşamını Cannes da noktalamıştır.
Burada biraz duralım..
Bu Prosper Merimee alçağı, Fransız dilinin ne denli zor olduğunu kanıtlamak amacı ile bir yazı ( dictee) hazırlıyor ..
Bu yazı, benim okuduğum yıllarda, Fransız hocaların, "öğrenci püresi" ile kendilerini tatmin ettikleri bir gösteri unsuruydu..
”Çıkarın bakalım kağıdı kalemi” deyip 10 imla hatasının sıfır yaptığı keyifleri yaşarlardı.
Bu Alçak Merimee nin yazısı yılda bir kez ,mutlaka gündeme gelirdi…
Hazret 1857 de, ilk kez bu dicteyi yazdırdığın da
Kral III Napoleon, kendi dilindeki bir yazı da 75 hata yapıyor..ohhaaaa yani…
Kıraliçe Eugenie 62 hata…
Bitmedi ....Alexander Dumas ( sözde yazar olacak..boynu devrilesi ) 24 hata,
Octave Feuillet 19 hata
ve Allahın gavuru Avusturya Büyük elçisi Metternich (Oğul ) sadece 3 hata yapıyor..
Bizler de hata adedimizi 10 ‘ a kadar tırmandırmazdık..
Bu saydıklarımı anneleri dövmüyordur, ama biz her hafta karne alıyor ve dayak, Demoklesin kılıcı olarak bizi bekliyor…
haftalık tayınımızı alıyorduk çok şükür...
Öyle fazla hata yapamazsın …
Bu kadar Prosper Merimee yeter ..
20 yy La belle Epoque ( güzel yıllar ) yoldadır..
Cannes'ın alameti farikaları inşa edilmektedir
1910 yılında inşa edilen Carlton otelinin kubbeleri için ünlü fahişe Güzel Otero'nun model alındığı söylenmektedir.
Kubbelere bakıyorum ...olabilir....
Bu dönem, Cannes gerçekten fahişeleri ile çok ünlü..
Daha sonraki yıllarda Aga Khan ( yani Han demek istiyorlar ) 'ın Fransa güzeli seçilen Cannes lı bir kız ile evlenmesi bu geleneği sürdürmektedir.
Bu yıllarda artık devreye Rotschilds ve Citroen'ler girmektedir ( araba değil, kendisi) Genç Winston Churchill,Windsor dük ve düşesi…buralarda turluyorlar…
Komik bir hikaye de ,İngilizlerin yere göğe koymadıkları Tenis in burada keşfolması..
1873 yılında bulunduğu iddia edilen tenis aslında “avuç içi oyunu” diye adlandırılan , buranın yerel bir oyunu..
Tenis, Fransızların “Tenez” ( tut ) diye servis atarken naralandıkları bir komut…

İngiliz dangalakları ,Tenez'i ( okunuşu töne) tenis diye anlamışlar..
Olacak o kadar..
Netekim oyunun buluşundan 6 yıl sonra, 1879 da ilk tenis sahaları Cannes da kurulmuş…
Cannes Film festivali yanında, Briç,Satranç,Antika festivali,oto show,tekne showları ile Paris ten sonra Fransanın ikinci etkinlik kentidir…
Bu akşam burada yemeği kafamıza koymuşuz ..eskiden gittiğimiz bir restaurant ‘ı arıyoruz..
Ayşe kenti karıştırmış ....aradığı restaurant mevcut ,ama Nice ‘te..
Sevgili eşimi ikna ettim ve Sahilde tam Casino'nun orada, havalı, fakat ruhsuz bir restauranta girdik..
Yemekler vasat ,şarap iyi fakat biz oyuncağı alınmış çocuklar gibiyiz..
Tam istediğimiz gibi bir Cannes gecesi olmadı…
Biraz süklüm püklüm Şahbaz' a (minibüsümüz ) döndük..
geç saatte, daha Croisette halkı geceye yeni başlarken, Biot 'a döndük…

Günün videoları aşağıdadır...





Cannes'da şu anda hava :
http://weathersticker.wunderground.com/weathersticker/sunandmoon_metric/language/english/global/stations/07688.gif'


Advertisement



30th August 2016

bu eklenti desteklenmiyor..Yazd?...g?nayd?n..

Tot: 0.114s; Tpl: 0.011s; cc: 13; qc: 28; dbt: 0.0444s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.3mb