O gün,bugündür… Gece rahat uyudum diyemiyorum..uyuya uyana sabah 05:30’ u buldum. Seyahat giysilerimi giydim. Son bir toparlanma ile "8 kg" çizgisinde kalmasını sağladığım çantamı yüklendim. Saat 06:00 da yola çıktık. Arabada Ayşeciğim sessiz ben sessiz.. Bu şekilde Sabiha Gökçen e vardık. O saatte dahi böylesine yoğun bir trafik şaşırtıcı.. Ayşeciğimle, dramatik unsurlardan kaçınarak hızla vedalaştım. Aynı hızla alana dalarak, yapılacak son işleri tamamladım ve heyecan dindirme aşamasına geçtim.. Istanbul-Madrid yolculuğu 4,5 saat sürüyor ve yerim otomatik seçimde ortaya düşüyor.. Allah kolaylık versin işim zor …endişeliyim.. Tam kalkacağız, Pilot, pistte ne idüğü belirsiz bir madde olduğuna dair anons yaptı..
Yanlış duymadınız ...Sabiha Gökçen havaalanında kalkış pistinde bilinmedik bir madde… O belirsiz maddenin kaldırılması için bir hayli bekledik ve kalkışımız haliyle gecikti..
Uçuş, tüm endişelerimin aksine ,çok rahat geçti . Zira yanımda yer alan çift ,nedense uçağın bilinmedik bir yerlerine taşındı.. Madrid Barajas havaalanının, transfer olacaklara çok dost ve yardımcı olduğu söylenemez.. Önce transfer olacağım uçağın yerini öğrendim. Bulunduğum kattaki görevli , kulağına yapışık telefona yanıt vermediği bir zaman diliminde, bana üst kata çıkmam gerektiğini
işaret etti.. Dünya kadar yürüdüm... Üst katta ki görevli "yoh" dedi...kapıdan geçirmedi …zira alttaki görevlinin telefon ederek geleceğimi bildirmesi gerekiyormuş.. Haydiiii gerisin geriye aşağı dön... kulağına telefon yapışmış kadın özür diledi ve telefonu kulağından ayırmadan yukarıya telefon etti.. Tekrar tırmandık.. Dünya kadar yol gidip tekrar kapıya geldik Uzun uğraşlardan sonra denetimden geçerek uçuş alanına girmeyi başardım.. Gel gelelim elimde "biniş kartı" yok .. Durumu, başka bir enformasyon güzeline anlattım. Aklı almadı ama, durumu çabuk kavrayarak bana yardımcı olacağını belirtti. Oldu da... Kalkışa 20 dakika kala beni 29 nolu çıkışa yönlendirdi ve biniş kartı olmaksızın uçağa bindim. Uçak görevlilerine kapıda durumu anlatmak zaman aldı ...neyse telefonla bilgilendiler ve yerime yerleştim.
Yerim 24C ....dedim ki herhalde en arkadayım.. Meğerse girdiğim kapının hemen yakınındaymışım. Artık uçağın boyunu düşünün. Yanımda munis bir çift var..
Munis diyorum zira ortak kol konulacak yeri zapt etme çabaları yok..Bacakları yayarak saha işgali gayretleri yok..iyiler Arjantinli imişler ...eli yüzü düzgünler ama etrafta millete bakıyorum Yanmışlar da son anda ocaktan alınmışlar gibi biraz kararmışlar... renkleri de zamanla biraz açılmış gibi duruyorlar.. Bunları yazarken ,sakın ha ve lütfen ırkçı bir söylem
olarak kabul etmeyiniz . Hiç bir ırkçı eğilimim olmadığı gibi, dil,din,milliyet vs gibi hiçbir ayırım ,benden çok uzak ve benim için geçerli değildir. Sadece benzetmelerle mümkün olduğu kadar kafanızda canlandırmaya çalışıyorum o kadar.. Uçakta ne ararsan var…film, dizi, oyun, istemediğin kadar.. Mamalar da tahammül edilir.. Bu şekilde Bogota ya kazasız belasız indik. Doğrusu zaman çabuk geçti ...pek sıkılmadım.. Önlerde oturduğum için çabuk çıktım. Onların "muhaceret", bizim "pasaport polisi" diye tanımladığımız yerde, uzun bir kuyruk var ama çabuk akıyor.. Çabuk çıktım. Bu arada bilgi olarak sunuyorum: Uçakta size mal beyanına ilişkin bir belge sunuluyor. Bunu, çıkarken yetkililere teslim ediyorsunuz. Bu belge, saf kan İspanyolca olup, dili bilmiyorsanız sayfaya uzun süre bakabiliyorsunuz.. Benim anlamadığım yerler de var ,yan pas desteği ile sorunu çabuk aştık. Polisten sonra, gümrük aşamasına geçiyorsunuz.. Oradan da çıkıp "para bozdurma" virajlarına dalıyorsunuz.. “Change Office” teki kız, sorularıma karşın, ellerini fazla ovuşturunca ,bir doların kaç COP (Colombian Peso) ettiğini vücut dilinden hemen kavradım..Bu beden dili pek hayrıma değil.. İşim çıktı diyerek,ATM ye yönlendim.. Istanbul’da bankamın bana sunduğu "Debit Card’ı" hayatımda ilk kez kullanıyorum. Para çekmeye çalışırken, makine 3 kez
patinaj çekti. Para çekme konusunda, buraya gelmeden önce okuduğunuz her yazı,"sessiz ve temkinli" olmanızı ve dikkat çeken hareketlerden kaçınmanızı tembihlemektedir. Benim, makinayı para vermeye bir türlü ikna edememem , hammal ,taksici,temizlikçi ve diğer tüm alan görevlerinin dikkatini çekecek hale geldi.. Sonuç olarak, kaç para çektiğimi, istasyon şefi dahil herkes biliyor.. Tam tarif ettikleri gibi "Güzel ve sessiz" bir giriş oldu.. Change Office, 1 USD na 2613 COP veririm... üstüne yüzde 15 komisyon alırım demişti.. ATM ise 1 USD'a ,2750 COP veriyor ..ne komisyon keseceğini veya kestiği ise sürpriz.. İstanbul da öğreneceğiz.. Gece fazla dolaşma dediler O nedenle, hemen bir taksiye binip otele gitmek istiyorum .. Elbette,seyahatin olmazsa olmazı tipik "turist-taksici" çatışmaları yaşandı ve normalde 28.000 olması gereken yere ,35000 verdik. Know how dediğin böyle birikiyor... Otelde sorun yok …Odam iyi ..fazla uzatmadım …çok saattir yoldayım direnmedim ve yattım..
TP PROFILE
Former TravelPod Member: traveloturc
Joined: April 26th, 2010
From: Istanbul lives in Istanbul,Turkey
Favorite Book: too many
Favorite Movie: too many
Favorite Music: almost all
Hobbies: sailing,motorcycling
Languages: english,french,italian,spanish,turkish
Bucket List: to live
Profession: retired
Description: better if you ask to my friends ....
A CANDLE LOSES NOTHING IF IT IS USED TO LIGHT ANOTHER ONE...
... full info
Colombia was one of the three countries that emerged from the collapse of Gran Colombia in 1830 (the others are Ecuador and Venezuela). A 40-year insurgent campaign to overthrow the Colombian Government escalated during the 1990s, undergirded in part...more history