Advertisement
GÜN 20 21 ŞUBAT ÇARŞAMBA: Sabah, uykumu almış bir durumda, 04:00 te uyandım. Bu sabah uçağım erken…. o nedenle erkenden alana gitmem gerek.. Gece saat 01.00 de gökler yarıldı .. Yıldırımlar falan…. herhalde çok yüksekte olduğumuzdan dolayı yıldırımlar hemencecik iniyor… fazla zaman kaybetmiyorlar .. Müthiş bir yağmur yağıyor ve bu durum, kalktığım saate kadar sürdü... Nasıl olacak derken ,çok erken olmasına rağmen kapının önünde hemen bir taksi buldum .. Fiyatta anlaştık ve hızla"Alejandro Velasco Astete" havaalanına vardık. Alanda Amerikalı-Çinli kaynıyor… Nedenini anlayamıyorum… niçin Amerikalı-Çinliler buraya bu denli meraklı ? bakmam lazım..acaba sima olarak çok benziyorlar ondan mı ? Programa ilaveten, bir ton Çin’li de var ..Demek ki ,Çinliler bu coğrafyayı çok seviyorlar.. Peruvian Airways 7:50 uçağı için 9:55 e rötar verdiler.. O kadar erken kalkmak için harcanan çaba, külliyen boşa gitti. Tüm diğer seferler zamanında gerçekleşiyor ama bizimkinde, tüm geçerli havaalanı yalanları uçuşuyor..”Hava durumu” diyorlar..”Uçak Lima da” az sonra …filan diye manasız açıklamalar.. Hava durumu bir tek bizim uçağı etkiliyor..Uçak değil, adeta uçurtma .. 9:25 te uçağa aldılar ama işkence bitmiyor… kalkışımız çok gecikti.. Öğlende, La Paz "El Alto" havaalanına indik.. Anladığım kadarı ile, Bolivyalıların mizahı oldukça gelişmiş durumda…
zira zaten Dünyanın en yüksek başkenti ünvanını taşıyorlar .. Bu yetmezmiş gibi hava alanlarını da şehrin tepesine 4250 m ye kurmuşlar ve adını, aklınıza başka bir şey gelmesin diye El Alto (yüksek ) koymuşlar… Şaka gibi… Girişte bir sıkıntı yok…işlemler sorunsuz bitti . Kapının yanında biraz para bozdum ve hemen önde adeta beni bekleyen minibüse daldım.. Sağ olsunlar, “executive” bir ortam yaratmışlar.. Üstelik tam istediğim yere gidiyormuş..”Plaza Catolica”… Minibüse kuruldum valizi de sotaladım.. Hava alanının kapısına çıktık .. Şöför “buraya kadar” demez mi ? hepimizi indirdi..Ne oluyoruz ? Hiç anlamadım. Efendim yolları kapamışlar… onlar “bloke” olmuş diyorlar.. Şehre gitmek mümkün değilmiş.. Noolacak ? diye dönenirken, aslında iki melek olan iki kadın, gökten valizleri ile indi.. Onlar da şehre gidiyorlarmış ve teleferikle gitmemiz gerektiğini söylediler.. Ortalarda teleferiğe benzer bir şey göremiyorum.. Zaten teleferik yapılmasını gerektiren bir ortam da hissetmiyorsun.. Dümdüz bir platodasın… Meğersem, buradan geçen bazı minibüsler, teleferiğe gidiyorlarmış.. Melekler olmasa, hangi minibüse bineceğini hayatta çıkaramazsın… Yolun kenarında ağaç olursun. Bir minibüse atladık ve bir hayli yol gittikten sonra meydanımtrak bir yere geldik.. Bayram yerlerindeki teleferiklere benzeyen sarı renkli ve 6 kişilik vagonlar için bilet aldık ve cehennemi bir hızla dağdan aşağı iniyoruz.. Dağ deyince abartıyorum sanmayınız bindiğimiz yerde yükseklik 4300 metre, ineceğimiz yer 3600 metre… Hızı ile bilginiz olsun diye söylüyorum ..ara duraklarda durmak yok.. hareket halinde indin indin, inemedin yola devam…. artık gelecek istasyonda tekrar denersin.... Çocukluğumda tramvaylardan atladığım günler geliyor aklıma .. Bir yerde indik ama hareket halinde iken ,valizle atlamak biraz zor oluyor doğrusu.. La Paz macera dolu… İndiğimiz istasyondan ,artık taksi ile gitmeyi planlıyoruz ,fakat taksi de çalışmıyor zira yolları kapamışlar ..Fırıncıya söyleyin ekmek te vermesin bari.. Bulunduğumuz yerden, yokuş aşağı yürüyerek gidiyoruz.. İnanın, valizlerle zor oluyor bazı kaldırım taşlı yerlerde, valiz tekerlekleri fazla çalışmıyor.. Bu tekerlekler, hava alanları için yapılmış ve böyle bir 4X4,off road özelliği yok… Taa aşağılarda bir meydana geldik .. Melekler, illa ki beni otelime kadar götürmek istiyor ,ama farklı yerlere gideceğimizden ötürü kendilerine teşekkür ettim ve kendi başıma bulabileceğime dair onları ikna ettim. Az daha yol gidip otelimi buldum .. Otel dediğime bakmayınız… bir binanın 4. katında bir daire bu… Bina girişinde sıkı güvenlik var ve asansör çalışıyor..
Beni ağzı çok laf eden Eddy diye biri karşıladı.. ”Odan hazır değil sen bu arada öğle yemeğini ye” falan dedi. Valizleri bırakıp yakındaki parka gittim. Parkın dört bir yanında, bir sürü lokanta ,cafe ve satış dükkanları var.. Lokantaların önemli bir kısmı, hazır menü satıyor ..3 öğün yemek için bir para talep ediyorlar.. Rakamlar çok makul, ama yemekleri kaydı ihtiyatla yiyorum.. Bu arada yol kapamaların nedenini öğrendim .. Bolivyanın ,Bolivya ya çok meraklı Evo Morales diye bir başkanı varmış. Bir kez seçildikten sonra, “Hayatta yerimden kalkmam” diye tutturmuş.. Bir takım yasal numaralar ve düzenlemelerle seçim yılını 2019 yılına ertelemek istemiş.. Daha önce üç seçim kazanarak moral bulmuş olan Morales, bu isteğini halkın referandumuna sunmuş.. Kadere bak ki …Bolivya halkının, nankör yüzde 51’i, oraya kazık çakmış bu Bolivya aşığı !!! herifi sepetlemiş… Durum size tanıdık geliyor mu ? Bu yol kapama eylemi, o günün unutulmaması adına düzenleniyormuş .. Sloganları “Bolivia Dijo No” (Bolivya Hayır diyor ) Darısı başımıza inşallah… Yemekten sonra otele döndüm .. Ben hariç,benden sonra gelen tüm müşteriler yerleşti.. Sonunda odamı gösterdiler .. Hiç abartmıyorum ..odama gitmek için önce mutfak sonra çamaşırhaneden geçmek zorundasınız.
Odaya girdiniz …sizi bir sürpriz bekliyor. Pencere yok, onun yerine komiklik olsun diye duvarda deniz manzarası olan bir poster var… Odaya sadece bir yatak sığmış gerisi zorda…İtiraz ettim .. Yarın bakarız, dediler.. Çok yorgunum yıkanıp hemen yattım ve tüm Bolivya konaklamasında ki tek uykum bu oldu… Uyandığımda, bir lokma bir şey yemek üzere sokağa çıktım .. Yakınlarda bir İtalyan lokantasında, Bolonez bir spagetti yiyeyim dedim onu da bitiremedim.. Fena bir yer değil, ama yemeği yenmiyor.. Döndüm azıcık oyalanıp yattım..ve kabus başladı.. Odada hava yok …uyumak mümkün değil .. Kapıyı açık bırakmaya hazırım… bu kez de kapının açıldığı çamaşırhanenin makinaları çalışıyor.. Uyumak mümkün değil ..ne yapsam olmadı. Hasta olacağımı hissettim..kalkıp salonda oturdum. El ayak çekildikten sonra, yastığı battaniyeyi kapıp salonda bir kanapeye kıvrıldım. Bu kanape, vücudumun sadece %! (MISSING)ni kapsıyor ama olsun en azından salonda biraz hava var.. Sabaha karşı, uyuşmuş bir konumda odama döndüm.. Kabuslarla sabahı buldum. Gidecek olanları uyarıyorum otel veya oda kiralarken "penceresi" var mı ? diye mutlaka kontrol ediniz... Booking com a yazacağım .. Odaların pencereleri olmalı ..olmayanlar bu durumu bildirmeli .. Aksi halde durum, “müşteriyi aldatma”ya geçiyor..
Advertisement
Tot: 0.105s; Tpl: 0.011s; cc: 8; qc: 25; dbt: 0.0561s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1;
; mem: 1.1mb
