ZEUGMA


Advertisement
Published: September 20th 2014
Edit Blog Post

Total Distance: 0 miles / 0 kmMouse: 0,0

GAZIANTEP-BELKIS (ZEUGMA )


Geo: 37.0472, 37.8751

GUN 3 GUNLERDEN CUMARTESI
Sabah, mükellef bir kahvaltı çektik .
Çok uzun süredir öyle çoluk çocuk kahvaltı etmemiştik.
Salondaki neşeli çocukları gördükçe keyfim yerine geldi.
Bugün Zeugma'ya gideceğiz.
Gaziantep İli, Nizip İlçesi'nin 10 km. doğusundaki Belkıs Köyü'nde, Fırat Irmağı kıyısında, Zeugma Antik Kenti bulunmaktadır.
Tarih öncesi çağlardan beri kesintisiz iskan gösteren bu yerleşimin önemi, Fırat Irmağı'nın en kolay geçit verdiği iki noktadan birisinde olmasıdır.
Zaten "Zeugma" adı da "köprübaşı" veya "geçit yeri" gibi bir anlam taşımaktadır. Günümüzde, üzerinde fıstık ağaçlı yetişmiş bulunan, 3-4 metre kalınlığında toprak tabakasıyla örtülüdür.
Yaklaşık 20 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş olan bu antik kentin 1/3'ü, su tutulması Ekim 2000'de tamamlanacak olan Birecik Barajı göl alanı altında kalacaktır.
Kent, Hellenistik Dönem'in önemli bir ticaret merkezidir.
Bölgenin Roma İmparatorluğu egemenliğine girmesinden sonra, burada "IV. Lejyon" olarak adlandırılan askeri garnizonun yerleşmesi ile kentin önemi artmıştır.
Zeugma'da ticaretin ilerlemesiyle, sanatsal etkinlikler artmış ve kültürel bir gelişme sağlanmıştır.
Antakya'dan Çin'e uzanan ipek yolunun, Zeugma'dan geçmesi, Samsat'dan ırmak yoluyla ticaret yapılması, IV. Garnizon'nun burada konuşlandırılması, sonucunda, tüccarların kente yerleştiği ve Fırat manzaralı teraslara villalarını yapmış oldukları anlaşılmaktadır.
Kentte, gelişmiş bir sınır
ticareti ve buna bağlı olarak büyük bir gümrük olmalıdır. İskele üstü olarak adlandırılan tepede, bir arşiv odasında 65.000 adet mühür baskısının ele geçmiş olması, bu kanıyı güçlendirmektedir.
Papirus, parşömen, para torbaları ve gümrük balyalarını mühürlemede kullanılan bu mühür baskıları, Zeugma'da, hem güçlü bir haberleşme ağının, hem de gelişmiş bir ticaretin varlığını göstermektedir.
Büyük İskender'in generallerinden Seleukeia Nikator I İ.Ö. 300' de Belkıs/Zeugma'nın ilk yerleşimi olan "Seleukeia Euphrates" kentini kurar.
Antik çağın önemli gezgin/tarihçilerinden biri olan Amasyalı Strabon, burasının Kommagene'nin dört önemli kentinden biri olduğunu ve burada ticaretin yapıldığını bildirmektedir.
Kent, İ.Ö. 64'de Roma İmparatorluğu'nun topraklarına katılır ve adı "geçit", "köprü" anlamına gelen ZEUGMA şeklinde değiştirilir.
M.S. 256'da Sasani kralı Şapur, Belkıs/Zeugma'yı ele geçirir, kentte önemli tahribat olur.
Bu tarihten itibaren Zeugma bir daha kendini toparlayamaz...Roma dönemindeki görkemine ulaşamaz.
Bölge ile birlikte kentte, M.S. 4. yüzyılda, Geç Roma, M.S. 5-6 yüzyıllarda ise Erken Bizans egemenliği görülür.
7. yüzyıldaki Arap akınları sonucunda, Belkıs/Zeugma terk edilir.
10-12. yüzyıllar arasında küçük bir Abbasi yerleşimi görülür.
17. yüzyılda, Belkıs Köyü kurulur.
Kazılara 1987 yılında Gaziantep Müze Müdürlüğü tarafından Belkıs Tepesi'nin güneyinde başlanmıştır.
Ana kayaya oyulmuş oda
mezar ve önünde yapılan bu kazıda, kaçakçılardan arta kalan çok sayıda heykel bulunarak Gaziantep Müzesi'ne taşınmıştır.
Mezar sahiplerine ait kireç taşından yapılmış olan bu heykeller, şimdi Gaziantep Müzesi'nin Belkıs Salonu'nda sergilenmektedir.
1992-1997 yılları arasındaki kazılarda, Dionysos ve Ariadne'nin düğünü sahneli taban mozaiği ortaya çıkarılmıştır.
Kazılarda bir villa tamamen, diğer bir villa ise kısmen açığa çıkarılmıştır.
Villanın merkezinde, iç avlu içinde, tabanı geometrik desenli mozaik döşenmiş, sütunlu bir havuz vardır.
Zemin kat odaları bu avluya açılmaktadır.
Bu havuzun güneyindeki dikdörtgen planlı salonun tabanı, Dionysos ve Ariadne'nin düğününün resmedildiği bir mozaik ile döşeliydi.
Bu mozaiğin 2/3'lük parçası, 1998 yılında yerinden sökülerek çalınmıştır.
Yakın bir tarihte, Avrupalı kardeşlerimizin müzelerinde görmek mümkün olacak inşallah...
1993-1994 yıllarında Birecik Barajı'nın yapımı nedeniyle, yukarı terastaki Roma Villası'nı genişletme çalışmaları dışında, Şelte Deresi'nde, daha önceki yıllarda açılmış bir kaya mezarı önündeki terasta dizili olan kartal ve yün sepeti kabartmalı mezar stelleri, Çimlitepe Mevkii'nde, tonozlu bir mezarın önünde yer alan başı kesilmiş heykel ve Ayvaz Tepesi'nin kuzeybatısında, mevsim tanrıçalı resimli taban mozaiği, kaldırarak Gaziantep Müzesi'ne taşınmıştır.
Gaziantep Müzesi'nin yaptığı kurtarma kazılarına 1993 yılında Batı Avustralya Üniversitesi'nden Prof. Dr. David Kennedy de katılmıştır.
Bu kazıda Kelekağzı Mevkii'nin doğusundaki tepede, ulaşılan ilk Roma Villası'nın taban mozaik döşemesinin, kaçakçılar tarafından sökülmüş olduğu görülmüştür.
İnanın şaşırdım hiç olmazdı buralarda!!! ama demek buraya rast gelmiş.!!!
Devreye iyi niyetli bir David 'in girdiği her işin sonunda bu kaçınılmaz oluyor..nedense...
Arta kalan harflerden, buradan sökülen resimlerin ölümsüz iki aşık Metiox ve Partenope'ye ait olduğu, yapılan araştırmada ise bunların ABD/Houston'daki özel Menil Koleksiyonu'nda bulunduğu saptanmıştır.( Yine şaşırdım Vallaha...bu Amerikalılar hiç hırsızlık yapmazlardı ama demek ki bu olayda kendilerine mani olamamışlar )
Not : Bu Metiox-Partenope mozaiği, Kültür Bakanlığı'nın girişimleri sonucunda Haziran-2000'de Gaziantep Müzesi'ne iade edilmiştir.
Enerjimizi buralara harcıyoruz...önce çalmalarına izin veriyor sonra geri getirmek konusunda kahraman oluyoruz...
1996 yılında Birecik Barajı gövde duvarının temel kazısı sırasında bazı mozaik parçalarına rastlanması üzerine, çalışma durdurulmuş ve bu alanda arkeolojik kaizı yapılmıştır.
Bu kazıyla Belkıs kent sınırının, doğuda Belkıs Köyü'yle sınırlı olmadığı, köyün yaklaşık 1 km. doğusuna doğru uzandığı saptanmıştır. Burada yapılan Roma Hamamı kazısında bir külhan, üç Calidarium, üç Tepidarium odası ile iki havuz, iki Frigidarium ve iki Apoditerium odası, bir soğuk su havuzu ile bir Latrina'dan oluşan hamam yapısının temelleri bulunmuştur.
Hipokaust sistemi, taban mozaikleri, su künkleri, su dağıtım deposunun kaidesi
ortaya çıkarılmış ve planı alınmıştır.
Duvarların hemen tamamı yok olmuş, temel üstünde, ancak 30-40 cm'lik bir kısmı kalmıştır.
Hamamdan elde edilen 36 parça geometrik mozaik kaldırılarak Gaziantep Müzesi'ne taşınmıştır.
1998-1999 yıllarında Kelekağzı Mevkii'nde yapılan kurtarma kazısında anıtsal bir yapının, yaklaşık 20x15 m. boyutlarındaki bir salonunun resimli taban mozaik döşemesinin, önceki yıllarda parça parça sökülmüş olduğu saptanmıştır.
Buradan Akratos, Mevsim tanrıçası, Satir ve çingene adı verilen bir kadın başı eski eser kaçakçılarından kurtarılmıştır.Bravo Bravo...
Kelekağzıüstü Mevkii'ndeki I. yerleşim terasında yapılan kurtarma kazısında, bir binanın üç odası ve iki havuzu açığa çıkarılmıştır. İç avlu merkezindeki sütunlu havuzun taban mozaiğinde, ortada Okeanos ve Thetis'in büstleri, aralarında ise ırmak canavarı yer almaktadır. Üç köşesinde yunus balığı üstüne binmiş, birbirine sırtı dönük yerleştirilen Eros betimleri vardır.
Sol üst köşede ise Pan, balık tutmaktadır.
Kalker ana kaya olması sebebiyle Fırat Irmağı, 1. terasın yaklaşık yarısını eritmiştir.
1999 ve 2000 yıllarında A-bölgesinde hiç ara vermeden çalışılmıştır.
Bu çalışmalarda Poseidon ve Euphrates villaları gün ışığına çıkarılmıştır.
Mozaikler bu villaların sığ havuz, çeşme ve odaların tabanında yer almıştır. Bunlar, Truva savaşının anlatıldığı “Akhileus Skyros'da”, Venus'un Taçlandırılışı”, “Dionysos-Telete”, “Müsalar”, “Fırat nehir tanrıları” “Galatya”, “Dionysos-Ariadne, Satyros Antiope ve denizler tanrısı Poseidon vb. mitolojik sahnelerle, geometrik desenlerden oluşmaktadır.
Fresk ve stüko tekniğinde yapılmış figürlü, bitkisel, geometrik duvar resimleri de gün ışığına çıkarılmıştır.
Çok sayıda sikkenin yanı sıra bronz ve pişmiş toprak heykelcik, kandil ve çömlekler bulunmuştur.
Savaş tanrısı bronz Mars heykeli de bu buluntuların arasındadır. Sular yükselirken yapılan bu kurtarma kazılarında ele geçen mozaikler, freskler, mimari parçalar ve tüm buluntuların çizimleri yapılıp belgelendikten sonra, su altında kalmaktan kurtarılarak Gaziantep Müzesine taşınmıştır.
Bu geziyi gerçekleştirdiğimiz dönemde bu eserlerin tamamı Su kıyısında kurulmuş Zeugma müzesinde sergilenmekteydi.
Yazıyı kaleme aldığım bu günde bu eserlerin önemli bir kısmı Gaziantep 'te Arkeoloji müzesine taşınmıştır.
Çalınmadan ziyaret etmeniz de fayda mülahaza ediyorum...


Advertisement



Tot: 0.545s; Tpl: 0.014s; cc: 12; qc: 49; dbt: 0.2547s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.2mb