HADI BAKALIM...


Advertisement
Turkey's flag
Middle East » Turkey » Marmara » Istanbul
August 30th 2013
Published: January 22nd 2016
Edit Blog Post

Geo: 41.0245, 28.9881

GÜN 01 GÜNLERDEN CUMA:
Gece, gözümü açtığımda, saat 03:30 du...

Normal olarak bu saatte uyanmam...biraz sağa sola debelendim…
Baktım ki olmayacak …kalktım ..film seyretmeğe karar verdim…
Söylemeğe gerek yok film, afyon gibi geldi ve 05:00 te tekrar yattım..
Bir saat kadar uyuyup 06:00 da kalktım.
Büyük bir konforla sadece sırt çantamı alıp arabaya bindim..
Son yüzyılın en stressiz araç başı bu …tarihe geçmeli..
Her çıkışımızda, unuttuk mu ?unutacağız mı ? diye sıkıntılar yaşadık …
Bu kez kararlıydım....
Bir kez, sadece sırt çantamı alıp gitmek istiyorum dedim …
Ve öyle de yaptım..
Yolumuz çok rahat....
Ayşe'ciğimle birbirimize hayırlı yolculuklar diledik.
Tekirdağ'ın çevre yolunu izleyerek, tepede, Namık Kemal'in Serdar Ortaç versiyonu heykeli olan, bir tesiste durduk.
Çayımızı içip tostumuzu yedik..yola devam …
Tayyip'ten sonra bu laftan nefret eder oldum..
İnsanı neler etkiliyor ?
Keşan 'ı geçtik İpsala'ya 11 km kala bizi inanılması zor bir kuyruk karşıladı..
Ağzım açık ....Altan hocama dediklerim aklıma geliyor..
Kadim dostum Altan, beni dün gece uyardıydı.
Gurbetçi dönüşü var falan diye…
Kasıla kasıla bizim kapımızın İpsala olduğunu ve Kapıkule ile ilgimiz olmadığını anlattım..
Biraz ukala bir tavırla ona had bildirdim..
Tabi ki cezam çok büyük..
Ben hemen dönelim dedim…
Ayşeciğim sinirlerimi aldı ..biraz bekleyelim dedi..
Bir saate 150 m yol gittik
Manzarayı size anlatmak zor ..
Hayatımda ilk defa böyle bir olayla karşılaşıyorum..
Hava sıcak..sinirler gergin …emniyet şeridinden bir iki çakal ancak 3 m ileri gidebiliyorlar..
Herkes, önüne araç geçirmemek için tırnaklarını çıkarmış..havada maraza var..
Millet aracı terketmiş..
Gidiş geliş yolunu ayıran çukurun içine, yediklerini atıyorlar
Ortam mezbelelik..
Kadınlar çocukları yolun kenarına sıçtırıyorlar..
Bu Orta-Doğu ortamına daha fazla daha fazla dayanamayacağımı anladım...
Aracın altını vurdurmadan, çukuru aşıp dönüş yoluna geçtim..
Bir süre kuyruğa paralel ilerledim..yaklaşık 10000 falan araç solladım...
Solladıkça dişlerimin uzadığını hissettim ...çakal mı oluyorum ne?
Çok yakında bir ara yol var ..kuyruğu by pass ederek İpsala önüne çıkabilirim diye hesaplıyorum..
Önce Jandarma durdurdu..
Nereye? diye sordu..
İpsala'ya gidiyorum dedim..
Kimi göreceksin ? diye sordu
Salise sektirmeden bir isim attım..Mustafa Çalık…
Astsubay bir durakladı …telefona sarıldı..istihbarat edecek..
Artık ok yaydan çıkmış...
Gözümü kırpmadan "sor" dedim…
Özgüvenim etrafa dalga dalga yayıldı..
Jandarma Astsubay, pes etti aramaktan vazgeçti ve "geç " dedi..
Yolu açtı...
Durum giderek, Nazi Almanya'sında gestapo atlatma yöntemlerine kayar gibi oldu…
Az ilerde köy yoluna daldım.
Bir süre inanılmaz kötü yollarda bir takım köylerden geçtim ..
Eh artık buradan İpsala'ya çıkarım dediğim yerden, otobana yöneldim.
"Taak" İpsala-Hudut kavşağına çıktım..
Güleç bir polis ,nereye dedi ?
Yunan' a gidiyoruz dedim ..adam güldü
Senin gideceğin tek yol, geri dönmektir dedi..
Ben bu denli dangadanak söyleyeceğini ummazdım ...
Benim ,yakın köyden geldiğim masalını da yemedi…
Ben de yemezdim..
Gülücükler attım ..şakalar yaptım..
Antep'liymiş..memleket muhabbeti falan ..
Güleç polis sonunda bana eğildi ..
"Bak kardeşim sen şimdi geri dön ..pazartesi sabahı gel..samimi görüşüm budur" dedi..
O an ,gözündeki kararlılığı anladım ve tıpış tıpış geri döndüm..
İyi de bu kadar gurbetçi ,bu yola niye giriyor? diye merak ediyorum..
Aldığım yanıtlar şöyle …
İşçimiz paralandı artık Yunan ‘ı geçerek İgoumenitsa'dan vapuruna biniyor ve İtalya üzerinden evine dönüyor..
Fransa,İsviçre,Avusturya'da çalışan kardeşlerimiz için bu yol avantajlı tabi…
Kendi adıma üzüldüm, ama onlar adına sevindim..
Yazdım bir kenara...sen, sen ol Ağustos ayında, hele ağustos sonunda, asla hudutlara yaklaşma ..tamam mı ?
Kısa bir durum muhakemesinde, akıllı karım şimdi taa İstanbul' a dönmeyelim buralarda kalalım dedi..
Planda olmadığı için bir bocalama ...ama Kumbağ'ı deneyelim dedik..
Önce Tekirdağ tepesinde, Ali Usta da köftemizi yedik..
Köfte şokumuzu aldı…
Şarköy-Kumbağ seçenekleri arasında Kumbağ ağır bastı, zira Şarköy ana yolun pek altında kalıyor ..
Kumbağ ‘ a giderken yol kenarında hoş bir cafe gördük.
Shaya Clup denilen yer bayağı havalı bir clup ..
Internet var ..ben otel derdimizi çözmek isterken ,güzel esen rüzgara karşı kahvemizi höpürdetiyoruz..
Mal sahibine de danıştım..
Abi bu mevsimde size kıyarlar diye uyardı..
Sevdim adamı ..çok dürüst olarak olayı özetledi..
Şansımızı deneyelim diye Kumbağ a girdik.
Bir Motel e daldım …
Lütfettiler ve bir oda verebileceklerini açıkladılar…hediyesi kişi başı 80 TL olabilirmiş..
Kendilerine durumumun bu aralar müsait olmadığını üzülerek bildirdim.
Küçük bir İnternet taraması sonunda, Gelibolu'ya gitmeğe karar verdim..
Hiç olmazsa, gurbetçi kuyruğunda araç bekleyeceğimize, deniz kenarında rakının gelmesini beklemek daha iyidir dedik..


Advertisement



Tot: 0.091s; Tpl: 0.011s; cc: 7; qc: 27; dbt: 0.0492s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb