Advertisement
GÜN 08 GÜNLERDEN PERŞEMBE Acaip telaşlı bir sabah… Bir kere bizleri erken terk edecekler var . Onların Valizleri ayrı işaretleniyor . Daha geç gidecekler var onların valizleri işaretlenmiyor . Bu arada valizleri iskelede bizi bekleyen otobüslere taşıyan personel var . Bir taraftan da iskeleyi tıkayan arkadaşlara ardı ardına gelen uyarılar var.. Oğlum bunlar Türk ..başlarına daha önce olmaz denilen ne haller geldi sen biliyor musun ? Güvensizlik esas olunca ,valizler karıştı mı ? doğru yerde mi ? diye kollamak esastır. Her neyse birinci gurubu otobüsle yolladık . Geri kalan sağlar bizimdir. Son sabah mavraları yaşandı . Örneğin Savaş bey, CHP başkan yardımcısı sayın Bakanımız İstemihan’ı, neyin nasıl olması gerektiğine dair halk diliyle bilgilendirdi . Arada bir ağzını bozmuş olabilir ama artık o kadar kusur kadı kızında da bulunur. 09:30 da akşam uçağı yolcuları, sevgili gemimiz Amadeus Siver II yi ,3 otobüsle terketti.. Romantik Ren gezimizin gemi kısmı kapandı şimdi karadan Basel’e gidiyoruz. Rehberlerimiz efendi çocuklar İsviçre hakkında,kibar kibar konuşmalar yapıyor ve bilgiler veriyorlar . Bendeniz okuldan sonra burada master yapmak talihsizliğini yaşamış bir kardeşinizim. Maalesef terbiyeli rehberlerimiz ,bu İsviçre halkının ne denli aşağılık ve muhbir vatandaş olduklarına dair her hangi bir bilgi vermiyorlar . Örneğin her yıl askerlik yapmakla övünen bir halkı var.
Askerlik dediğin de zorunlu izci kampı yani… Bu militarist yapılarından dolayı da gurur duyuyorlar . En son savaşı 1600 yılında komşu Fransız Savoie halkı ile yapmışlar ..(Büyük olasılıkla bir arazi çatışması) Bunu da ne denli şanlı bir millet olduklarını hatırlatma babında her yıl kutluyorlar. İsviçre’de hiçbir konuda taşkınlık olmaz ...ama bu kutlamalarda SINIRLI bir taşkınlığa izin veriliyor… mesela gençler o gün sokakta bira içebiliyorlar..hatta çok yüksek sesle olmamak koşulu ile çığlık bile atabiliyorlar.. Ben, dayanamayıp İsviçreli sınıf arkadaşlarıma derste sordum … Bu savaşta, her iki tarafta 20 kişi var mıydı diye ? doğru dürüst bir yanıt alamadım. Silah olarak yaba mı kullanıyorlardı ? diye sorunca bayağı bozuldular.. Tabi her şeyleri böyle değil, bazı güzel şeyler de yapıyorlar elbet.. Otobüsümüz bizi Kuntsmuseum önünde indirdi saat 15:00 kadar serbest zaman verdi. Yani başınızın çaresine bakın zamanı. Ayşecik ve Savaş bey yürümeye yatkın olmadıklarından onları hemen müzenin cafesine oturttum. Bende küçük bir şehir turu yaptım. Yıllar önce dünyanın en büyük saat fuarına ev sahipliği yapan Basel i ziyaretimi anımsıyorum .. O zaman pahalı saat fiyatlarını gördüğümde beynim yanmıştı.. O günlerimi anımsayarak sokakları dolaşıyorum . Tabi her bir köşede sınıf arkadaşları ile karşılaşmak olaya ayrı bir güzellik katıyor.
Bir süre sonra döndüm Savaş ve Ayşe ‘yi sosisli ile kandırarak yürütmeye muvaffak oldum . Gezimize Belgin de katıldı ..ha geldik ha geliyoruz diye kandırarak en yakın sosisçinin önünde kısmete oturacak 4 yer bulduk .. İsviçre’nin en güzel yanı ,fiyatların ucuzluğudur ...örneğin 4 sosisliyi rahatça 100 TL ye alabilirsiniz . Buna bira ilave ettiniz mi, toplam 175 TL ye nefsinizi körletmeniz mümkün.. Meşrubat olarak ,sosyal seviyemi yansıtan bir marka olan SUPER BOCK biralarını tercih ettik… Saat 15:00 e doğru tekrar Kuntzmuseum meydanında bizi bekleyen otobüslere doğru aktık ve ekip tamamlanınca Hava limanına doğru yola çıktık. Efendim bu havaalanı kapanın elinde kalıyor... zira esas adı Euro airport Basel-Mulhouse-Freiburg. İsviçre Fransa ve Almanyanın buluştukları köşeye inşa edilen bir hava alanı yani ... Uçaklar indiğinde kuyruğu bazan Almanya’da bazan Fransa’da kalabiliyor. Alan içinde tuvalete gitme ihtiyacını hissettim İşte o sırada 3 hudut geçiyorsunuz .. Allahtan bizde Schengen vize var ve sorun olmuyor . Eskiden olsa idi, vizeniz yoksa üzerinize yapabilirdiniz. Uçağımız 18:10 da havalandı. Bizler Suudi Arabistan saati kullandığımız için 3 saat uçup 22:10 da Istanbul ‘a vardık. Süratli bir vedalaşmadan sonra ,bir birlikteliği daha geride bıraktık. Katılan tüm arkadaşlarıma hasret giderme şansı verdikleri için teşekkür ediyorum . Tuğrul’umun yeri ayrı.
Her dönem kendisini yere göğe koymaz… okulların kaderi budur.. Bu kez ,iddialıyım,Mülkiye her halde bizim gibi bir kuşağı bir daha bulamayacak diyorum.. Sağlıcakla kalınız.. Günün videosu da şöyle :
