Luksemburg -öncesi we sonrası


Advertisement
Luxembourg's flag
Europe » Luxembourg » Luxembourg City
January 19th 2007
Published: January 19th 2007
Edit Blog Post

Yazmayalı, uzun zaman oldu. Büyük bi değişiklik yok ama, aslında her gün yeni bişey oluyo. Bazılarınız bildiği üzere, bizimkiler (anne-baba) uzun bi süredir Hollanda'dalardı. daha çok dayımda kaldılar ama bize de geldiler.
Neyse, onlarla bi ufak Luxemburg turu yapalım dedik. Eindhoven'dan arabayla yaklaşık 2 saatte ulaştık. Bu arada arabayı ben sürdüm... Henüz oturum kartım çıkmamıştı, Hollandayı terketmem yasak yani😊) Allah korudu. Virajsız, dümdüz, sıkıcı yolculuktan soora Luksemburg'a vardık. Ufacık biyer, nüfusu da baya az. Bir sürü şehir var ama hepsi köy büyüklüğünde... araları da 5er 10ar km. En güzel tarafı ise inanılmaz bi doğası war. Her taraf dağ tepe orman çayır... Hollanda'dan soora insana cennet gibi geliyo. Virajlardan tırmanıp ormanın içinden inişe başladığınızda karşınıza yemyeşil vadi içinde bi köy (aslında şehir) ve filmlerde gördüğümüz kocaman şatolardan çıkıyo. inanılmaz manzara...
Ülke ufak ama maşallah cep herkülü gibi: Avrupa'nın sayılı finans merkezlerinden we şaraplarıyla da meşhur. Biz de üzüm bağlarının olduğu bölgeyi gezdik. Bağbozumuna henüz war baya, ama yine de çok güzel yerler. Nehrin iki yanında göz alabildiğine üzüm bağları, şarap kavları, restoranlar. Nehrin bir yanı Luksemburg, diğer yanı Almanya. Tabi ki bunlar Schengen ülkeleri olduğu için bazen yolda giderken zırt die "Willkommen Deutchland", iki adım soora "Wellcome to Luxembourg" yazıları karşınıza çıkıyor. Bu arada Schengen anlaşmasının imzalandığı yer, Luxembourg güneyinde ufak bir köy.
Tek eksi tarafı (tamamen kişisel sebeplerden) Fransızca konuşulması. Yoksa kıta Avrupasındaki cennet köşelerden biri.
Onun dışında napıyorsun derseniz, malum yazmayalı baya bişeyler oldu. Görken geldi gitti, eğlendik baya, sonra benim sınawlar wardı, kafayı bile kaşıyamadım. Christmas filan derken zaten okul tatile girdi. Aslında resmi olarak tatil değil. Yani, bizdeki final haftası gibi düşünün, ama bütün ay final ayı. Ayrıca sınaw da yok paper yazıyoruz. Kebap yani😊) Neyse küçümsememek lazım yine de, patlamayalım...
Yılbaşı burda baya wahşi geçiyor anlaşılan. Yılın sadece 24 saati havai fişek satışına izin war, onda da insanlar çıldırıyo. Resmen yemeyip içmeyip tonlarca alıyolar. Nerelerinde patlatacaklarını şaşırıyolar sonra. O 24 saat boyunca resmen 2.Dünya Savaşı'nda Hollanda'nın müttefikler tarafından bombalanışını bi daha yaşıyosunuz. İnsan sokağa çıkmaya korkuyor.
Sokağa çıkma korkusu demişken... bugün hava alarmı werildi. "O da ne canım?" dediğinizi duyar gibiyim. Ben de baştan pek itibar etmedim ama ben hayatımda bööle rüzgar görmedim. 130-140 km ile esiyor. 3 kişi öldü, evlerin çatıları uçtu, TIR dewrildi, Amsterdam tren istasyonunun çatısı çöktü, tüm toplu taşıma durdu, Kızıl Haç tren istasyonunda mahsur kalanlara battaniye we yemek dağıttı😊) şaka gibi...
Daha anlatacak çok şey war, ama bi dahaki sefere... öpüyorum hepinizi

Advertisement



19th January 2007

salut
abi burda da havai fisek hastaligi var bi yerde basladi mi atislar `salut salut` deyip kilitleniyolar yilbasinda burasi da gurultuluydu luksemburg anilari iyimis keyiflerin iyi olduguna sevindim aile geldi gitti dedin vurdun beni abi 10ay oldu artik unuttular benimkiler yuzumu hadi iyi calismalar...

Tot: 0.1s; Tpl: 0.009s; cc: 13; qc: 51; dbt: 0.0681s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb