FLORANSA'DA BIR GUN

---

Geo: 43.7687, 11.2569

GUN 10 günlerden PAZARTESİ

Güne çok güzel başladık .
Güneşli ve harika bir gün.
Kahvaltıdan sonra 15:30 a kadar oyalandık.
Ben, çok güzel güneşlenmek olanağını buldum.
Çok iyi geldi..
Akşam üstü giyindik ,kuşandık artık Firenze'yi fethetmeye hazırız.
Otobüs durağımız tam kampın karşısında ....
Beklediğimiz otobüs geldi.... fakat beklediğimiz yerde durmadı.
Bu Firenze'ye her geldiğimizde Otobüs hatları değişiyor anlaşılan.
Alakasız bir yerde, otobüsü terk etmek zorunda kaldım.
Şehrin neresinde olduğumu biliyorum ama otobüsün buralarda olmaması gerekir.
Her neyse ,önce Duomo'ya doğru yürüdük.
Duomo da ziyaretçilerin kuyruğu cennetin merdivenlerine tırmanıyor adeta ..
Sonsuzluğa uzanan bir kuyruk görüyoruz ..
Floransa Katedrali, Duomo ya da Santa Maria del Fiore olarak da bilinir,1296-1436 arasında inşa edilmiştir .
İlk mimarı Arnolfo di Cambio'dur.
Genel olarak geç gotik üslup özelliklerine göre tasarlanmış olan yapı, renkli mermer cephe kaplamalarıyla romanesk üslubu da çağrıştırır.
Buna karşılık iç mekanında neredeyse Rönesans'ı akla getiren bir yalınlık ve açık seçiklik izlenir.
Yapının planı Latin haçı biçimindedir, haçın kollarının kesişme noktası üzerinde bir kubbe bulunur.
Haçın iki yan koluyla, apsis yönündeki üçüncü kolu çok kısadır.
Kolların her biri, bir yarım daire oluşturacak biçimde yan yana dizilmiş beşer şapelle son bulur.
Ana kütleden bağımsız olan çan kulesi (campanile) Giotto'nun tasarımıyla 1331-1355 arasında inşa edilmiştir.
1367'den sonra yapımını bir süre Francesco Talenti'nin denetlediği katedrali bitiren ve dev kubbesini inşa ederek bugünkü görünümüne kavuşturan Filippo Brunelleschi olmuştur.
Onun 1420-1436 arasında gerçekleştirdiği kubbe, Rönesans'ın ilk önemli mimarlık ürünlerinden biri sayılır.
42 m'lik bir açıklığı örten bu kubbe ,yapı itibariyle sekiz dilimli bir manastır tonozu sayılabilir.
Tepesindeki aydınlık feneriyle bu kubbe yalnız Floransa'nın siluetini belirleyen en önemli öğelerinden biri değil, bütün Rönesans kentlerinin ayrılmaz parçası olan benzer kubbelerin de ilk örneğidir..
Hemen meydanın bir tarafında St Giovanni Vaftiz binası yer alır.
İtalyanca: Battistero di San Giovanni (Aziz John Baptistery) bazilika statüsüne sahip bir dini yapıdır.
Katedral meydanı içindeki sekizgen Baptisteri, Floransa Katedrali ve Giotto di Bondone'nin karşısındadır.
1059 ve 1128 yılları arasında yapılmış olup, şehrin en eski yapılarından biridir. Yapı Romanesk mimari tarzındadır.
Baptisteri, Lorenzo Ghiberti tarafından yapılan rölyef heykelli bronz kapıları olan sanatsal üç setiyle ünlüdür.
Bu kapılar, Michelangelo tarafından onların güzelliğinden dolayı ve Rönesansın başlangıcı olarak söylendiğinden "The Gates of Paradise" ("Cennetin Kapıları") olarak isimlendirildi.
Cennetin merdivenleri bitti, şimdi Cennetin kapıları başrolde...
Bu cennetin kapılarında rahat resim çektirmek için benim gibi 25 yıl önce gelmeniz gerekirdi.
Aksi halde ,kısmetliyseniz ve o anda biri sizi itmiyorsa ,başınızın bir parçası ve kapının bir parçasını çekebilirsiniz..çekebilirseniz ne ala !!!
İtalyan şair, Dante Alighieri, pek çok sanatçı, Rönesans liderleri ve Medici ailesini içeren kişiler, burada vaftiz edildiler.
19 ncu yüzyılın sonuna kadar bütün Floransa'lı katolikler bu kilisenin vaftiz bölümünde vaftiz edildiler.
Saatim iflas ettiğinden kendime meydandaki saatçiden bir swatch saat aldım.
Globalleşmeye kızıyoruz ama maşallah saatin fiyatı şaşmıyor.... Kapıkule de neyse burada da o ...
Oradan pazara yöneldik.
Karı koca, pek severiz bu Firenze pazarını.
Buluşacağımız saati saptayıp ayrıldık ..
Bildiğiniz üzere ,iki kişinin ,kısıtlı bir zamanda, aynı anda alışveriş yapması pratik olarak imkansızdır.
Hele birisi erkek öteki dişi ise; imkansızlık bir kaç kez çarpılır...
Zaman sınırlı iken ayrılmakta fayda var.
Ben kendime çok ihtiyacım olan dandik croc laci bir terlik aldım.
Bu seyahatlerde çok hayati..
Hele benim gibi yalın ayak araba sürmekten hoşlananlar için ideal…
Ayşecik kendine bir fostika çantası almış.
Çok sevindim ..ağır yük taşıyordu
Şimdi hafifleyince bel ağrıları da geçer inşallah.
Pazardan Republica meydanına dönüp ,atlı karınca nostaljisini yaşadık..
Oradan Palazzo Vecchio meydanına geçtik fakat geleneksel biracımız kapalı..
Pazartesi olması nedeniyle herhalde…
Romen kardeşlerimiz Avrupa birliğine uyum sağlayarak meydanı doldurmuşlar...kemanı ,akordiyonu,bası ve bilumum taşınabilir
müzik aletini kapan, Romenler,meydanda icrai sanat ediyorlar...ekmek davası..
Siz esas bizi bekleyin ...böyle zarif aletler de çalamayız..Davul_Zurna'ya hazırlanın...bir de kılıçlardan şerareler çıkan Bursa kılıç-kalkan atraksiyonları...
Seyredenlerin aklı uçar...
Sizi şaşırtmaya devam edeceğiz...
Vecchio Sarayı (İtalyanca: Palazzo Vecchio) Signoria Sarayı olarak da bilinir, Floransa'nın en önemli tarihsel resmi yapılarından biridir.
14. yüzyılda Floransa Cumhuriyeti Yürütme Konseyi'nce (Signoria) kullanılmış, ardından Medici ailesinden Toscana grandüklerinin yönetim merkezi olmuş, 1865-71 arasında İtalya Krallığı Temsilciler Meclisi'ni barındırmıştır.
1872'den beri belediye sarayı olarak kullanılmaktadır.
Arnolfo di Cambio'nun tasarımı ile, 1298-1314 arasında inşa edilen Toscana gotiği üslubundaki yapıya, 16. yüzyıl sonlarında Giorgio Vasari bazı ekler yaptı.
Vasari, iç mekanı ,tümüyle yeniden düzenledi ve dekorasyonunu büyük ölçüde değiştirdi.
Sarayın Signoria Meydanı'na bakan terasında Donatello'nun "Yudit ve Holofernes"i (1456-57), Michelangelo'nun "Davud" (1501-04) adlı yapıtının bir kopyası (eskiden burada bulunan özgün yapıt, bugün Floransa Akademisi'ndedir) ve Baccio Bandinelli'nin "Herakles ile Cacus"u (1534) gibi Rönesans heykel sanatının birçok ünlü örneği yer alır.
Az önce belirtildiği üzere, buradaki heykellerin neredeyse tamamı "çakma" olup orijinallerini parayı bastırarak şehire yayılmış müzelerde seyredebilirsiniz.
Geçen gelişimizde ,magandanın biri, orijinal Davud'un ayak parmaklarından birini çekiçle kırmıştı.
Böyle bir eseri üretemeyenin hıncını hissetmek mümkün ama ,hoş görmek mümkün değil.
Bu arada hiç yeri değil ama Adıyaman da Dünyanın en önemli açık hava müzelerinden biri olan Nemrut Dağı var.
Bu noktada bulunan heykellerin değeri Floransa'nın tamamı ile dahi kıyaslanamaz..
Gel gelelim bizim heykellerimiz, acımasız güneş altında parçalanmaya ve un ufak olmaya terk edilmiştir.
Buraya heykellerin dandiklerini koymayı kimse akıl etmiyor.
Orijinallerini Adıyaman müzesinde sergileyebilirler.
Üstelik Dandik olanlarını, benim ilk kez ziyaret ettiğim dönemde olduğu gibi ,ayağa dikebilirler ve çok görkemli bir doğu ve batı terası düzenleyebilirler…
Boru değil ,koskoca Komagene imparatorluğu bu…
Herifçioğlu mezarından bir şey araklanmasın diye, taştan kümülüs yapmayı düşünebiliyor ama bizimkiler orijinal heykelleri buradan almayı düşünemiyor..
Bir tek ikinci dünya savaşında Almanlar, malı helikopterle götürmeyi kolaylaştırmak için, güzelim heykellerin başlarının her iki tarafına delikler açmayı düşünebiliyorlar…Hadi daha fazla efkarlanmıyayım......geçelim bu konuyu…
Ponte Vecchio da klasik gün batımı fotoğraflarını çektik.
Ponte Vecchio (Türkçe anlamı "Eski Köprü"dür.), Arno Nehri üzerinde bulunan, Floransa'nın en meşhur köprüsüdür.
Nehrin en dar kısmında yer alan Ponte Vecchio,14. yüzyılda tamamlanmıştır.
Köprünün üzerinde çok sayıda hediyelik eşya dükkânı,kuyumcu vb. gibi küçük dükkânlar bulunmaktadır.
Köprünün bizdeki benzeri Bursa'da Irgandı Köprüsü'dür.
II. Dünya Savaşı sırasında bir köprüler şehri olan Floransa'nın tüm köprüleri Almanlar tarafından bombalanarak yıkıldığı halde, nasıl olmuşsa bu köprü bombalanmamıştır.
Lütfetmişler…
Ortalık turist kaynıyor...
Daha önce de yazdım bu yıl dikkati çeken bir artış var turist sayısında..
Bu akşam, 1550 yılından kalan "4 Leoni" lokantasında yemek istiyoruz.
Piazza della Passera meydanının bulunmasının zor olduğunu biliyoruz.
Talihimiz yaver gitti ve fazla debelenmeden çabucak bulduk.
Bu lokanta eski genelev meydanının orada bulunuyormuş..
Kimselere soramıyoruz.
Bir litre şarap eşliğinde çok güzel bir yemek yedik.
Litreyi belirtiyorum zira civardakiler neredeyse yüksük ile içecekler…
İsteyenler için adres şöyle :

http://www.4leoni.com/

Oradan karşı sahile geçip, kampa dönüş otobüsünü her zaman beklediğimiz yerde beklemeye başladık.
Bir sürü otobüs sıram sıram geldi.... bizim ki hariç..
Bir süre sonra, hamiyetli bir İtalyan vatandaşı eski durağın buradan ileri taşındığını söyledi.
Gelen otobüs, insaniyet namına ,para almadan bizi,bizim otobüsün geçeceği esas durağa bıraktı.
Az sonra da epeyidir beklediğimiz otobüsümüz geldi.
Tam kampın kapısında indik.
Bu açıdan kampımız harika... fakat otobüs idaresi p… !!!

meraklısı için kampın adresi şöyle:
http://www.ecvacanze.it/en/camping/camping-in-town/camping-michelangelo/camping-michelangelo

Bu kampla ilgili ek bilgi vereyim .Michelangelo camping ,Jolly camping zincirine bağlı bir kamp olup aynı şirkete ait Roma ve Venedik kampları mevcuttur .İlk gecelediğiniz kampa bir bröşür talep ederek ayrılmadan önce damgalarsanız ,3 gece ziyaretten sonra 4 yerde oldukça iyi bir indirime hak kazanıyorsunuz Aklınızda bulunsun ..

Kampta hava şurup gibi ...
Tam Toscana havası.
Italyanlar duymasın ama, whisky ile devam edelim dedik ve güzelleşince yattık.

Günün küçük iki videosunu hazırladım aşağıda durup duruyor.
Kolaylık olur diye birer kopyalarını You tube ' a koydum:

Floransa için daha fazla bilgi isteyenler lütfen
2008 seyahatime bakınız:
http://www.travelpod.com/travel-blog-entries/traveloturc/1/1272357017/tpod.html

Şu anda Floransa'da Hava Durumu
http://weathersticker.wunderground.com/weathersticker/sunandmoon_metric/language/www/global/stations/16170.gif'

---