OLURUM TURKIYEM !!!


Advertisement
France's flag
Europe » France » Languedoc-Roussillon » Narbonne
May 22nd 2011
Published: June 21st 2017
Edit Blog Post

Total Distance: 0 miles / 0 kmMouse: 0,0

PERPIGNAN-NARBONNE


Geo: 43.1836, 3.00419

GUN 23 Günlerden PAZAR
Kolayca Narbonne 'a vardık.
Narbonne (Katalanca ve Oksitanca: Narbona, Latince: Narbo) Fransa'nin guneyinde,Languedoc-Roussillon bolgesinin Aude ilinde bir ilce merkezi ve bir belediyedir.
Eskiden Akdeniz kiyisinda zengin bir ticari liman iken, günümüzde 15 km içeride kalmıştır.
Aude ilininin merkezi olan Carcassonne şehrinden, nufus olarak biraz daha büyüktür. Narbonne Fransa'nın güneyinde, Akdeniz sahiline yakın kuzeyde Montpelier şehri ile güneyde Perpignan şehri arasında konumlanmıştır.
Alçak rakımlı Aude ovasının ortasında bulunmakta, doğusunda ve batısında "Clape" adını taşıyan bir kireç tası tepesini de ihtiva eden Corbieres tepelerinin denize inen eteklerinde bulunmaktadır.
Kuzey ve güneyinde St. Lucia adasına yakın kıyıları ve Bages ve Sigean deniz kıyısı gölleri bulunmaktadır.
( Herifçioğulları, Sigean'da Fransanın en büyük hayvanat bahçesini kurmuşlar )
Narbonne şehri, Fransa'nın resmen kabul ettiği "Akdeniz Kıyısındaki Narbonne Yöresel Doğa Parkı" içinde konumlanmıştır.
Narbonne şehrinin bulunduğu yer, arkeolojik araştırmalarda anlaşıldığı gibi, cilalı taş döneminden beri seyahat eden insanlar için bir yol kavşağı olarak kabul edilmektedir.
Günümüzde de Narbonne şehri ,demir yolları ve kara yolları kavşak noktası üstünde bulunmaktadır.
Şehre girip güzel bir park yeri bulduk.
Ayşecik yorgun ....bu nedenle buralarda oyalanmak istedi.
Kabul edip, şehre doğru yürüdüm ..
Şehir merkezinden ,
"Canal du Midi" ile Aude Nehrini birbirine bağlayan , bu kanallara uygun büyüklükte kanal mavnalarının geçmesini sağlayan "Robine Kanalı" geçmektedir.
"Robine Kanalı" ve "Canal du Midi" 1996dan beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunmaktadir.
İşte bu dünya mirasını yürüyerek aştım ve Katedrale doğru yürümeye başladım..
Katedral: 1272 de yapılmış.
Devam ederek Başpiskopos Sarayı ve çevre duvarlarına vardım:
Duvarların tepesinden, Narbonne civarı manzaraları görülebilir.
Filmlerde "suspense" sahnelerinin çekildiği bir ortam var...
Her an için, karanlıklar arasından, iki keşişin çıkıp beni şişliyebileceği geçiyor aklımdan ..
Sakin fakat tehlikeli ..
Çok fazla film seyretmişim..
Tam Umberto Eco ortamları ..
Gülün adı neydi hatırlayamıyorum ?
Bu gotik ormanlarda dolaşırken, kulaklara inanmak zor …
Absürt ve sürreel bir müzik ..
Birileri saz çalıyor surların dışında ..
Nassı yani ? demeyiniz
Bizim bildiğimiz saz… o da yetmezmiş gibi ,üstelik sazın elektrosu .....
Tam kendimi kaptırmış orta çağa süzülürken ,bu denli ,uhrevi bir ortamda, sazın ne işi var ?
Katedralin kapısından bir meydana çıkılıyor ve karanlıklar içinden çıkınca ,güneş aniden gözlerinize dalıyor..
Bu koca meydanın bir tarafında, 4-5 kişi, yan yana saz çalıyor ve "Ölürüm Türkiye'm" şarkısı katedralin duvarlarında yankılanıyor…
Dondum kaldım..
Gerçek olamaz diyorum..
Fakat orta yaşını çoktan aşmış, lüpür Fransız kadınları ile orta yerde dans etmeye çalışan yağız Anadolu çocuklarını görünce ..
Rüya olmaktan uzak dedim..
Saz gurubu yırtınıyor ve özellikle, “Ölürüm Türkiye'm” bölümünde meydanın her tarafından katılım yükseliyor..
Anlıyoruz ki ,bugün, “dünya halklarını sevelim” programında ,Fransızlar etnik aktivitelere izin vermişler..
Bir taraftan Sarkozy yırtınıyor …”kültürel renklilik” pek matah bir şey değilmiş diye…Bunlar da ,inadına inadına, böyle şeyler yapıyorlar .
Sarkozy “çevir kazı yanmasın” politikasına geçmek istiyor .....ama tam meydana bakan dev belediye binasının alnına eşek kadar “eşitlik,adalet,kardeşlik”diye kocaman bir mermer yazı kazılmış..
Şimdi Sarkozy, “canım, onu o zaman laf olsun” diye söyledik diyemiyor ki garibim...
İki arada bir derede kalmış..
Bizim sazcılar ,mermer levhanın altına kurulmuş ,nispet yapar gibi “kültürel renklilik” yapıyorlar..
Üstelik araya tad versin diye Fransız kadınları da almışlar,halay çekiyorlar
Yani ben Fransız olsam ,
Kolay yutulur dolma değil..
Sarkozy diyemiyor ki ..”bazılarımız daha eşit ,bazılarımıza daha adiliz ve kardeşlerimizi kendimiz seçmek istiyoruz”..
Nerede kaldı hoşgörülü Avrupa kültürü ?..
Haa bu arada aklımdayken söyleyeyim...
Bu Narbonne, tarihte de hep böyle aykırı ve arıza olmuştur..
Tarihte ,İspanyadan kaçan Yahudilerin cenneti imiş ,ama sonra Yahudileri yakmışlar da , öyle kurtulup rahatlamışlar ..
Sevgili sazcılarımızın bilgilerine sunulur…
Siz, siz olun biraz tarih çalışın...
Var mı böyle Narbonne ortasında davul zurna saz muhabbeti..????
Hayretler içinde meydanı terkediyorum ..
Şehir de daha görülecek bir sürü yer var…

Arkeoloji Müzesi:Şehir ortasında bulunan müze.

Romali "Horreum": Yer alitina kazılarak yapılmış antik Roma zahire deposu...

Sehir merkezinde antik Roma yolu Via Domitia kalıntıları...

"Canal de la Robine": Şehir merkezinden geçen Dunya Mirasları listesinde bulunan mavna kanalı...

Meyva ve sebze Hali: Gülmeyiniz listede bunu da sayıyorlar …

Yakinda bulunan "La Clape" adli kireçtaşı tepesi ve son olarak ,

Narbonne Plajı adlı Akdeniz kıyısı plajı.....

Dünya Mirası listesindeki kanalı tekrar aşıp, Ayşecik'e kavuştum.
Şahbazı ( minibüsümüz ) bıraktığımız parkın karşısında, “Merhaba” kafede ,Türk kardeşlerim, adeta Kırşehir meydanındaki kahvede otururlarmış gibi rahatlar..
Allah sonlarını hayretsin …
Gidiyoruz…
Bazıları ,bu rahatlığı içine sindiremiyordur diye düşünüyorum..

Günün küçük bir videosunu hazırladım...
aşağıda duruyor...

ayrıca programa ilaveten ,olur da uyduruyorum diyenlere "Ölürüm Türkiye "...








Narbonne Klipi :



Hava durumu Perpignan ile aynı ...


Advertisement



Tot: 0.419s; Tpl: 0.015s; cc: 11; qc: 51; dbt: 0.1721s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.2mb