DUBROVNIK DEDIKLERI


Advertisement
Croatia's flag
Europe » Croatia » Dalmatia » Dubrovnik
June 15th 2012
Published: January 14th 2016
Edit Blog Post

Geo: 42.6537, 18.0948

GÜN 09 GÜNLERDEN CUMA:
Çok güzel bir uyku ….

Aracın yan penceresi harikalar yaratıyor..
Bizim Şahbaz'ın ( Minibüs ) yanında sürgülü bir pencere var ..
Uyurken açmakta yarar var ..
İlla velakin, aynı pencere ,etraftaki uçan kaçan yaratıklar için gel gelleri sağlıyor..
Çok beceriksiz olmama rağmen, Istanbul'da pencereye bir tül perde germeyi becerdim
..şimdi çok rahat uyuyorum…
Duşumu aldım …kahvaltımı ettim..aracı yıkadım ve dün gelirken yoğun trafik yüzünden kaçırdığım güzel Dubrovnik manzaralarını almak üzere yola çıktım…
O ne trafik öyle ?…
Bu girişimin tek faydası ,önünde park yeri bulduğum bir bankada para bozdurmak oldu.. 7,48 den bozdular.
Dubrovnik girişindeki tepeye yollandım..
Resim çekme cepleri yapmışlar …
Binlerce kişinin çektiği aynı resimleri çektim..
Kampa geri dönerken, yolda bir markete uğradım ..
Öğle yemeğimi ayarladım..
Yemekten sonra ağaç gölgeleri altında internet yaptım.
Akşamüstü yola çıktım , yine şehire erken inmişim.
17:10 otobüsü beni meydana bıraktı..
Dubrovnik ya da eski adıyla Ragusa, Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi sahilinde bulunan, Orta Çağdan kalma tarihi eserleri ile ünlü bir kenti olup, son yıllarda Türk Turistler için pek revaçta olan bir hedef haline gelmiştir..
Şehrin nüfusu yaklaşık 50000 olup Hırvatistan 'ın 1991'de Yugoslavya'dan ayrılışı sırasında çıkan iç savaşta, Sırp ve Karadağ saldırıları nedeniyle şehirdeki tarihi eserler önemli ölçüde zarar görmüştür
UNESCO'nun başlattığı restorasyon çalışmaları ile de 2005 yılı itibariyle şehir az çok eski görünümüne kavuşmuştur...
Plaj ve botanik bahçeleriyle ünlü Lokrum adası, şehri çevreleyen surlar ve Dubrovnik katedrali ile ünlüdür.
Dubrovnik'e Türk kaynaklarında da ,eski adı olan "Ragusa" diye rastlanmaktadır.
Bu kentte kurulu şehir-devleti Ragusa Cumhuriyeti'ne I. Murat döneminde 1365 yılında ayrıcalık tanınmış,
Buna karşılık bu küçük devlet, Osmanlı himayesine alınmış ve yıllık vergiye tâbi tutulmuştu.
Napoleon Bonaparte dönemindeki savaşlar sırasında ,1808 yılında şehre giren Fransız ordusu devlete de son vermiş ve şehri Fransa'ya bağlamıştır.
1815 yılında düzenlenen Viyana Kongresi ise,şehri Avusturya yönetimine vermişti.
Bu şekilde, şehir üzerindeki 443 yıllık Osmanlı egemenliğide sona ermiştir.
Dubrovnik'te turizmin, 19.yüzyılda yapılan Opatija Grand Hotel (1890) ve Dubrovnik Hotel Imperial (1897) lüks otellerinin açılmasıyla başladığını söyleyebiliriz.
CNN' e göre, Dubrovnik dünyanın en iyi 10 ortaçağ duvarlı şehirler arasında yer almaktadır..
Yeri gelmişken ,bu duvarların eski şehri kuşattığını , 2 km yi bulduğunu yer yer 4- 6 metre genişliğinde olduğunu belirtmek isterim
Dubrovnik ,1971 yılında ,savaştan korunmak için askerden arındırılmış bölge ilan edilmiş (demilitarize)
1991 yılında, Yugoslavya'nın dağılmasıyla Sırp ve Karadağlı güçler tarafından kuşatılmış ve bombardıma tutularak büyük hasar görmüştür
Hırvatça'da şehir adı Dubrovnik;
İtalyanca'da Ragusa; Latince'de Ragisium; Raugia veya Ragousa diye adlandırılmaktadır.
7 yy da kurulduğu tahmin edilmektedir .
Son yıllarda bulunan kalıntılar geleneksel inanışı sarsmaktadır.
Dr Antun Nicetic ‘in Dubrovnik limanı tarihi adlı çalışmasında, burasının Yunanlı gemiciler tarafından kurulduğu iddia edilmektedir..
Teorisine göre, eski teknelerin günde 45-50 deniz mili (83-93 km ) yol yaptıkları ve geceleri dinlenmek için kum plajlarına daldıkları ..
Bu plajlar civarında tatlı su aradıkları bilinmektedir.
Dubrovnik, bu tarife fazlasıyla uyuyor.
Üstelik Budva- Korcula ( 95 deniz mili,176 km ) arasında en uygun yer olmaktadır
İlginç notlar :
1301 yılında halen faal olan ilk eczahanenin kurulması ..
İlk karantina hastahanesinin 1377 de kurulması…
Yetimhanenin 1432 tarihli olması ve
kentin su sisteminin 1436 tarihinde inşa edilmesi
hep ilkleri işaret etmektedir.
1667 tarihli depremde 5000 kişinin öldüğü ifade edilmektedir.
Haritaya çok dikkatli bakarsanız,
Hırvatistan sahilinin küçük bir sahil şeridi ile iki parçaya bölündüğünü görürsünüz ..
Bir başka deyişle Dubrovnik'ten kuzeye doğru tırmanırken ,birden bire Bosna Hersek hududuna varırsınız …
5-10 dakika Bosna da dolaştıktan sonra yol, sizi tekrar Hırvat sınırına getirir…
Ne alaka ?
Bunları niye yazıyorsun ? diye sorarsanız ..
Anlıyoruz ki yukarıda adı geçen deprem felaketinden sonra ,Ragusa Cumhuriyeti
hem kendini azgın Venedik kuvvetlerine karşı korumak ,hem de deprem masraflarına destek olması için bu sahil şeridini Osmanlı'ya satmış....
Bugün bu sahil şeridi Bosna Hersek' e ait olup ,Bosna'nın Adriyatik ve dolayısıyla denize kavuştuğu tek nokta burasıdır…
Yatıp kalkıp Osmanlı ya şükretsinler...
1991 yılında Yugoslavyanın çöküşünden sonra ,Montenegro abisi Sırbıstan la birlik olup..Hırvatlara savaş açar…
Montenegro, Sırbıstan'ın gazına gelerek, tarihi açıdan Dubrovnik'in kendilerine ait olduğunu iddia eder…
Kurt kuzuyu yiyeceğinden …
Aman yaman demeden şehir bombalanıyor ve ciddi hasar alıyor.
Aslında perde gerisinde Sırbıstan'ı denize kavuşturmak isteyen Miloseviç vardır.
1992 mayısında Hırvat ordusu, düşmanı püskürterek, şehrin kuşatmasına son vermeye muvaffak olmuştur.
Savaş sonrası, Unesco devreye girip şehri tamamen onarmıştır..
Bendeniz savaş öncesi buralarda bulunmuştum..
İnanınız şimdi şehir daha bir hoş olmuş…
Elbette fiyatlar da hoşluk seviyesini yakından takip etmiştir…
Şehri kuşatan ve bombalayan General Pavle Strugar 8 yıl hapis cezasına çarptırılımıştır …
Bu kadar az vereceklerini bilsem ben bile bombalardım …
Şaka şaka ..
Bombalanması anlamsız bir kent …
Fakat anladığım kadarı ile Sırplar burasını hırs yapmışlar…
Bunu bizimkiler yapacaktı bak bakalım general kaç yıl yiyordu….
Osmanlı 440 yıl yaşamış buralarda …
Tek iz bulmak mümkün değil ..
Hamam bile yok..... gerisini siz anlayınız…
Bizleri o denli seviyorlar ki, Ivan Gundulic adlı 17 YY Hırvat şairi ,
Osmanlı imparatorluğunun düşüşünü öngördüğü “Osman” adlı şiiri ile Hırvat ölümsüzleri arasına karışmış…
Daha önce yazdım eski şehir, dolu,dolu bir ortaçağ kenti…
Nereye baksanız tarihi bir eser görmek mümkün …
Stradun denilen, eski kentin mermer kaplı ana caddesi …bugün turistik bir curcuna halindedir..
Don lastiği dahil kırmızı beyaz kareli her bir şeyi almak mümkündür..
Yıllar önce, bu caddede ,Ayşe ile gezindiğimizde her iki tarafımızdan geçen 2 m üstü Yugoslav erkek ve kadınları arasında, kendimizi Lilliput ta hissetmiştik..
Şimdi Japon ve Çinli turistler arasında, çok şükür yeniden özgüven kazanmış durumdayım…
Şehre alt kapıdan girdiğinizde sizi dev Onofrio çeşmesi karşılar…
Tam bunun karşısında milletin manasız zıplamalarla, dar bir taş üzerinde tünemeyi arzu ettiği bir duvar göreceksiniz…
Yeteneksizsiniz seçmelerinin burada yapılması gerekir.
Dubrovnik meraklısı Lord Byron,Agatha Christie .Bernard Shaw gibi ünlü isimler de şehre referans olmaktadır..
Hatta Dublin'in ıslak ve iç karartıcı doğasından başka bir yer görmemiş olan Shaw,
burası için “Cennette bir yer “ diyor…
Oğlum, kusura bakma ama sen cennet görmemişsin..
Hayır şehir fena değil ve ziyaret edilmesinde yarar var ama o kadar da değil yani…
Bu akşam Fransa-Ukrayna maçı var…
Yerimi ayarladım ama yağmur nedeniyle maç iptal edilince ben yemeğe karar verdim…
Dünden gözüme kestirdiğim Mea Culpa adlı makarnacıya yöneldim..
Sahibi Enigmacı anlaşılan…
Bolonez ve şarap yapmağa karar verdim…
Bu arada iptal olan maç, hava koşulları düzeldi diye başladı…
Ama ben o kadar uzun süre masa işgal etmeye utandım ve hesabı ödeyip kalktım..
Başka bir yerde şarap eşliğinde maçı izledim …
Fransa kazandı…
Yapacak fazla bir şey yok …
Dönmeden önce, biraz deniz havası alayım diye eski limana yöneldim..
14 yy dan kalma Paskoce Miliceviç imzalı bir eser.
Eskiden liman girişi zincirle kapanırmış..
Zincirli limanlar bana Fatih ‘i çağrıştırıyor.
Dönüş otobüsüne binerken şöförü ineceğim yer konusunda uyardım…
Bermutad "Hayvaniç" beni bir durak sonra indirdi…
Allahtan dün etrafı kolaçan etmiştim.
Şıp diye yerimi buldum.
Ayşe olsaydı nasıl şaşırırdı yine..
İyiki yok…
Zira gece vakti öyle karanlık koruları pek sevmez..
Kampta yerime kuruldum.
Açık havada masamı kurdum
..internete bağlandım ..
Kampa her giren çıkan selam veriyor..
Kapıya yakın kaldığım için
Beni görevli sanıyorlar zahir ...
Bir süre sonra uykum gelince toparlandım ve yattım …

Her gün,günün karelerini toplayarak video haline getirdim ve kolaylık olsun diye You tube'a koydum ...ilgileniyorsanız aşağıdaki linki tıklamanız yeterli:






GÜNÜN ÖZETİ

GÜN KM: 15 KUMULATIF KM: 1630

ORT HIZ:

MAX HIZ:

TOPLAM SAAT:

SÜRÜŞ SAAT :

YAKIT E/Lt :

Advertisement



Tot: 0.102s; Tpl: 0.011s; cc: 10; qc: 28; dbt: 0.0519s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb