BIR ZAMANLAR VIYANA'DA...

---

Geo: 48.22, 16.37

GÜN 50 GÜNLERDEN PERŞEMBE:

Hava açmakla kapamak arasında çok kararsız.
Öğlene kadar oyalandık .
Şarj işleri bitti.Eksikleri gözden geçirdik.Tüm bakımlar tamamlandı.

Bugün yola çıkalı 50 gün olmuş ..Hızlı geçti vallaha ...

Öğleden sonra, metro ile Schönbrunn sarayına geldik .Yıllar önce çektiğimiz fotonun benzerini, aynı yerde çekmeğe gayret etti..

Ayşe, çok iyi kalmış ama bende erozyon büyük ..

Beni bu global ısınma ve dünya ikliminin kirlenmesi mahvetti..

Schönbrunn Sarayı (Almanca:Das Schloss Schönbrunn), Habsburg Hanedanı'nın yazlık sarayıdır.

Ülkede en önemli kültürel anıtların bulunduğu saray ,1960 lar'dan beri Viyana'ya gelen turist cazibelerininden biridir.

Schonbrunn Sarayı'nın ve bahçesinin yapımı 1744-1749 yılları arasında imparatoriçe Maria Theresia tarafından tamamlatılmıştır.

Sarayda bizim de tuzumuz var …

1683'deki II. Viyana Kuşatması'nda, çevredeki binalar yok edildi.

1569'da, Kutsal Roma İmparatoru Maximilian II, bir tepenin altında Viyana nehrinde büyük bir su ovasını satın aldı.

II. Maximilian günümüzde sarayın bulunduğu bölgede kaynayan bir su görüp, sudan biraz içmiş ve tadını beğenerek, suyun üstününe bir çeşme yapılmasını emretmiştir. Çeşmeye de güzel çeşme yani Schönbrunn adı verilmiştir.

Ayrıca İmparator II. Maximilian, eskrim yapılması için alana, sülünler, ördekler, karaca ve damızlık domuzlar salarak ,eğlenceli avlanma bölgesi olarak hizmet vermesini için emir vermiştir.

Bahçeleri ve çeşmeleriyle tanınan bin 200 odalı sarayın, hayvanat bahçesi ise Avrupa'nın en eskilerindendir.

Bu yazlık saray İmparator Franz Joseph'in eşi, Sissi adıyla tanınan İmparatoriçe Elisabeth'in en sevdiği mekandı.

Sissi daha sonra Mısır da Mursi'yi devirerek iktidarı ele alır ..Yok burası öyle değil galiba…

İmparator I. Karl, 1918'de tahtı bıraktığını bildiren ve Habsburg Hanedanı hakimiyetine son veren anlaşmayı burada imzalamıştır.

Uzun lafın kısası, Schonbrunn Sarayı, Avrupa'nın en güzel saraylarından biridir.

Saraydan ayrılıp Metro ile Karlsplatz'a indik.

Yürüyerek, en sevdiğimiz Viyana girişimlerinden birini gerçekleştirerek, Hotel Sacher'in altındaki pastahanede Sacher turtalarımızı yedik.Her seferinde bize zevk veriyor doğrusu ..

Viyana'ya gelip te bu turtayı yemeyenler için soruşturma açılıyormuş..

Oradan yürüyerek Kartner Strasse'yi katediyoruz.

Etraf Türk kaynıyor ..Derhal sayıyla kendimize gelerek konuşmalarımıza dikkat etmeğe başladık..

Bu akşam Schnitzel'i bulduğunu iddia eden ..iddialı bir lokantaya gitmeyi planlıyoruz..

Bu schitzel 'i bulmak ne demekse?

Sanırsın ki penisilin'i bulmuşlar .. Stephan kilisesini geçtikten sonra, afilli bir arabanın yanında, mağrur bir ifade ile yolu gözleyen ve yüzünün ortasından bir tramvay yolu geçen birisine, direkt "Yahu şu Figlmueller'i bir türlü bulamıyoruz be kardeşim" dedim..

Döndü ,cesaretimi takdir etti ..

“Türk olduğumu nereden bildin” dedi ? cevap bile vermedim

İki kaşı kesiksiz bitişik ve ağzının üzerini Wall to Wall kaplayan kalın bir bıyığı olan birisinin, Avusturyalı veya Avrupalı olma, olasılık hesaplarını kendisine anlatamazdım..

Kendisi de direkt konuya girdi ..”Yahu bu Tayyib ‘i Allah aşkına başımızdan alın” dedi..

Hoppala …ne alaka ?

Meğersem, Tayyip seçim muhabbeti yüzünden burada imiş..

Talihsizliğe bak..Şehirdeki bu kadar Türk ‘ün esrarı yavaş yavaş aydınlanıyor…

“Şerefsizim bizim ilgimiz yok biz 50 gündür yollardayız” dedim.Şöför kardeşim biraz duruldu.

Tayyip ,bugünkü konuşmasında, bizlerin Kanuni'nin ahfadı olduğumuzu Avusturya'lılara tekrar hatırlatmış.

Sayesinde, giderek Avrupa'da sevimli hale geliyoruz.. ..

Şöför kardeşimiz Tayyip'e giydirmeğe devam ederken, biz arada kaynamasın diye lokanta mevzuunu tekrar açtık..Yakın bir yeri tarif etti..

Figlmueller ,işleri büyütmüş anlaşılan…. İki lokantası var .

Birincisinin kapısına takıldık ..Ağır bir garson, hiçbir şansımız olmadığını net bir dille anlatınca, biz ikinci lokantaya yöneldik.

Kuyruk tahammül edilir uzunlukta ..

Biz ne kuyruklar gördük …

Sıra bize gelince, yerin altında 20000 fersah katında, açılan yeri verdiler..

klostro'su olanlar oraya zor iner ..Sanırsın ki kapadokya'da Derin Kuyu'ya iniyorsun ..

Yemeklerimizi ısmarladık ..

Arkamızdan bir Türk gurup geldi..”No Pork ..Cow ..Cow” diye fasih bir İngilizce ile garsona dert anlattılar..

Yemekten sonra, yürüyerek Karlsplaz'a ulaştık .Oradan ver elini kampımız..

Biraz şarap takviyesi ve biraz internet …hepsi bu…

Her gün,günün karelerini toplayarak video haline getirdim ve kolaylık olsun diye You tube'a koydum ...ilgileniyorsanız aşağıdaki linki tıklamanız yeterli:

1-WIEN Klipi :

2- WIEN Videosu:

GÜN KM:0

KUMULATIF KM: 7980

---