IGUAZU ŞELALELERİ...


Advertisement
Published: June 1st 2018
Edit Blog Post

Total Distance: 0 miles / 0 kmMouse: 0,0

IGUAZU PORT-IGUAZU NATIONAL PARC


GÜN 33 06 MART SALI:

Sabah erkenden dün yerini saptadığım otobüs terminaline gittim..

Fazla beklemeden, "Rio Uruguay" şirketinin otobüsleri bizi "Cataratas del Iguazu" (benim söylemim Katarat-ül Iguazu) milli parkının önünde bıraktı..

Parka giriş ücreti olarak, yaşa maşa bakmadan kişi başına 500 Arjantin papeli aldılar..

Parkın kapısında, tur kartalları,daireleri küçülterek,alçak uçuşta turist avlamaya çalışıyorlar..

Tipimin, gel gel'i olmadığından beni pas geçtiler..

Az yürüdünüz mü "Estacion Central" diye bir yere varıyorsunuz..

Burada, eğlenceli park trenleri sizi bekliyor. 15-20 dakika sonra “Garganta del Diablo”(Şeytan gırtlağı) denilen yere vardık. ..

Burası trenin son durağı ..

İstasyon içinde "coati" denilen, bizde pek görülmeyen, uzun kuyruklu iri kemirgenler, fütursuzca dolaşıyor..turistlerin yiyeceklerini araklıyorlar.

Aman ne şirin şeyler diye bulaşmayınız... zira zora gelince hem ısırıyor hem pençe atıyorlar..

Daha sonra ,kuduz aşıları ile uğraşmayınız


İndikten sonra, dereler üzerine yapılan köprülerle, suyun çıldırdığı yere kadar gidiyorsunuz ..

Önce, sizi korkutucu ve heybetli bir ses karşılıyor ..

Bilahare, sis haline gelmiş su zerrecikleri havalarda uçuşuyor..

Nihayet son aşamada, yolun bittiği yerde, 3 bir yandan dökülen şelalelin kenarına varıyorsunuz ..

Kişisel olarak, şelalelerden fazla etkilenen bir kimliğim olmamasına rağmen, gördüğüm manzara, gerçek anlamda beni büyüledi.

Etrafa bakıyorum... tek büyülenen ben değilim..

Önümde müthiş bir doğa olayı yaşanıyor ..Su düşerken 2-3 gök kuşağı oluşuyor..

Olaya tam teşkilat geldiğim için, üzerimde yağmurluk var,şapka var.

Serpinti bana mısın ? demiyor ..

Piknik yerine gelir gibi gelen turistler ise, ıslanmış sıçanlara dönmüşler ..

İçlerine bir şey giymeyen kadın ve kızlar ıslanınca ,etrafa neşeli ve fantaazi ortamlar sergiliyorlar..

Çılgınca fotoğraf ve videolar çekiliyor..

Islanan telefon ve fotoğraf makinelerini koruma gayretleri yaygın..

Unutmayalım hava son derece sıcak ve boğucu..

Yağmurluğun içi 100 derece falan oldu..

Serpinti biter bitmez zor çıkardım..

Şimdi Iguazu hakkında sizi sıkmadan ,az bir bilgi verelim :

Iguazu nehri, bu düşüşe varmadan önce, Mercedes arması gibi coğrafyayı 3 e böler.

Bir tarafta Arjantin öte yanda Brezilya ve Uruguay yer alır .

Kısaca üç ülkenin buluştuğu sınırı meydana getirir.

Bu şelale, Dünyanın en büyük şelalesi olarak kabul ediliyor.

Hikayesi biraz hazin..

Yerel bir Tanrı,"Naipi" adlı güzel bir kadına aşık olup, evlenmek ister.

Ne var ki Naipi, "Taroba" adlı birine aşıktır..

Bize de mi lolo? diyen Tanrı, bu işe çok bozulmuş ve kano gezintisi yapan gençlerin önüne daha sonra “Büyük Su” adını alacak şelaleleri yaratmış,hatta hızını alamayıp aşıkları,sonsuza dek düşüşe mahküm etmiş..

Hala düşüyorlar mı ? bilemiyoruz ama bu şelaleyi 1541 yılında İspanyol işgalci, (İspanyollar Fatih diyor ) Öküz kafalı Alvar Nunez’in keşfettiğini biliyoruz..

Bugün şelalelerin yüzde sekseni Arjantin de, yüzde yirmisi Brezilya da kalmış .

Paraguay’a bir şey yok ...sadece nehir var..

Amerikan First Lady’si Eleanor Roosevelt burasını gördükten sonra “zavallı Niagara” demiştir.

Ama anladığımız kadarı ile, Victoria şelaleleri bazı ölçümlerde buradan daha üstünmüş..

Her şey bir yana...ama müthiş etkileyici..

Alt ve Üst gezi yolları var ..

Alt’ı tercih ederseniz, şelaleyi kafanızı kaldırarak izliyorsunuz ..

Üst derseniz, yukarıdan aşağı bakıyorsunuz..

Vaktiniz var ve bacaklarınıza güveniyorsanız ikisini de yapabilirsiniz..

Bunun dışında, helikopter uçuşları ve zodiak botlarla “su akar deli bakar” programlarına katılabiliyorsunuz..

Ben, üst yolu seçtim… harika yerlerden geçtim..

Çok ama çok mutlu oldum..

Ölmeden önce ziyaret etmemiz gereken yerlerin listelerine çok takılırım..

Ama burasının her listede yer almasını şimdi daha iyi anlıyorum..

“Şeytan gırtlağı” tren istasyonuna geri döndüm ve dönüşe geçtiğimde, gelen trenlerle müthiş kalabalıkların aktığına tanık oldum..

Kalabalık, dalga dalga delirirken ben otobüsüme binip dönüşe geçtim.

Burasını açıklamakta yarar var ...Iguazu ve Macchupichu gibi turistler için çok inn yerleri ziyaret ederken bir zamanlama sorununu çözmek gerekmektedir.

Borsa gibi herkesin girdiği anda girerseniz pek keyifli olmuyor..Herkes girmezken girip ,herkes girerken çıkmanızda büyük yarar görüyorum ve kişisel olarak bundan çok yararlandım..


Otelde, internet ile uğraşırken dışarıda acaip gürültüler duyunca pencereden baktım ..

Gördüğüm manzara ürkütücü ..

Yağmur şaka değil ,perde şeklinde yağıyor… yani sis gibi bir perde ve ötesini göremiyorsunuz..

Böylesine bir yağmura hayatımda ilk kez tanık oluyorum..

Tropik yağmur dedikleri bu olsa gerek..

Şimdi, balık sırtı yolların kenarındaki derin çukurların neden yapıldığını daha iyi anladım.

Orman dediğin de böyle oluyor galiba.. Yağmur uzayınca, bana güzel bir uyku yolu açıldı..

Uyandığımda yağmur kesilmiş yollar kurumuştu bile..

Yakın bir yerde, Puerto Iguazu’nun en eli yüzü düzgün lokantasında güzel bir yemek yiyip otelime döndüm..

İlginçtir, şelalelerde gördüğünüz kalabalıkları kent içinde göremiyorsunuz..

Her halde millet evde, otelde dinlenmeyi yeğliyor..

Televizyonda bir ton maç var …

Bugün de unutulmaz bir gün yaşadım vesselam..Burasını programa alınız...


Günün görselleri altta :























Additional photos below
Photos: 8, Displayed: 8


Advertisement



Tot: 0.084s; Tpl: 0.013s; cc: 9; qc: 25; dbt: 0.0419s; 1; m:domysql w:travelblog (10.17.0.13); sld: 1; ; mem: 1.1mb